Türkgün.com spor yazarları Tayfun Özsoy, Hakan Yaşar ve Ali Kunak; A Milli Takım’ın ABD ve Meksika maçları, Galatasaray’ın Sane transferi ve Osimhen’in transfer durumu, Fenerbahçe’de yaşanan Acun Ilıcalı ayrılığı ve Beşiktaş’ta yapılacak olağanüstü genel kurul toplantısı ile ilgili sorularımızı yanıtladı.
"Milli maçlar için eylül ayı en kritik dönem"
TG-Spor: Eylül ayında başlayacak olan 2026 Dünya Kupası Elemeleri öncesinde A Milli Takımımızın ABD ve Meksika ile oynadığı hazırlık maçlarındaki performansını nasıl buldunuz? Bu karşılaşmalarda alınan sonuçlar, eleme grubundaki rakiplerimiz Gürcistan, İspanya ve Bulgaristan karşısında oynayacağımız maçlardaki beklentilerinizi etkiledi mi?

Tayfun Özsoy: A milliler, teknik direktör Vincenzo Montella’nın, “Santrfor vardı da ben mi oynatmadım?” haklı sorusuna bağlı, 4 ismin ilk kez forma giydiği iki maç oynadı. Her fırsatta yeni birilerini ekleyen İtalyan teknik adam, 12-15 oyuncuyla çıktığı yolda 30-35 kişilik bir milli takım havuzuna ulaştı. ABD ve Meksika maçlarında santrforsuz oyun sürdü. Alınan sonuçlardan bağımsız tüm futbolcuların, uyumla, bir ailenin üyeleri olarak oynaması milli takımın en büyük artısı oldu. Grup maçlarında Gürcistan ve Bulgaristan’ı geçeceğimizi, İspanya ile çekişeceğimizi düşünebiliriz. Ancak, Gürcistan’ın yakaladığı iyi jenerasyonla, bu çekişmeyi iki takıma bırakmayacağını söyleyebiliriz.
Hakan Yaşar: ABD ve Meksika maçlarına çıkan kadrolar büyük oranda “hazırız” görüntüsü verdi. Yani takımımızdan umutlu olmamak için bir sebep yok. Milli maçlar için eylül ayı en kritik dönemdir ve biz elemelerdeki en kritik 2 maça bu dönemde çıkacağız. Aslında grupta 2 erken finalimiz var. Gürcistan deplasmanı ve ilk İspanya maçı. Gürcistan’ı yenersek elemeleri ikinci, İspanya’yı da yenersek lider bitirme şansımız güçlenir. Grup finali son hafta 18 Kasım’da İspanya ile zaten. Süper Lig oyuncularımız 4, Avrupa’daki oyuncularımız yine 3-4 maçla milli araya gelecek. Yeni bir sakatlık sorunu yaşamazsak en ideal kadromuzla bu maçlara çıkarız. Anahtar basit hatalar yapmamak. En büyük silahımız son Avrupa şampiyonu İspanya’yı yenme motivasyonumuz olacak.
Ali Kunak: Milli takım kadromuz Amerika turnesinde her ne kadar bazı as oyunculardan mahrum olsa da gelecek için güzel sinyaller verdi. Eylül'de başlayacak olan Dünya Kupası eleme maratonunda tabii ki İspanya Grubumuzun esas favorisi. Bizim için önemli olan Gürcistan ve Bulgaristan maçlarını kayıpsız bitirip, öncelikle grup ikinciliğine rahatça ulaşmak ve playofflarla Dünya Kupası'na gitmek olmalıdır.
"Osimhen’in gönlü Galatasaray’dan yana"
TG-Spor: Leroy Sane’yi kadrosuna katan Galatasaray’da bir diğer gündem Osimhen. Teknik direktör Okan Buruk ve yönetim kurulu üyesi İbrahim Hatipoğlu, verdikleri demeçlerde Osimhen’in kalma ihtimalinin arttığını ifade etti. Siz Osimhen’in Galatasaray’da kalma ihtimalini nasıl görüyorsunuz? Ayrıca Galatasaray’ın Osimhen’e ay sonuna kadar süre tanıdığı konuşuluyor. Yönetiminin Osimhen transferindeki politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tayfun Özsoy: Avrupa’da Şampiyonlar Ligi oynayacak takımlardan teklif almayan, Suudi kulüplerin servet döktüğü Victor Osimhen’in gönlü Galatasaray’dan yana. Futbolcu kimliği, aidiyeti, sarı kırmızılı taraftara tutkusu, gelecek sezon daha da güçlenecek bir takımda oynayacak olması Osimhen’in verimini artıracaktır, kuşkusuz. Ancak, bu gönül birliğini, imzaya dönüştürecek rakam çok belirleyici olacaktır. Sane’yi alan, elinde Icardi, Morata gibi iki yıldızı olan Galatasaray, Osimhen’e eğer bu oyuncuların çok üzerinde bir sözleşme uzatırsa, sonuç yarardan çok zararlı olacaktır. Eğer denge göz edildiyse ve transfer sonuçlanırsa, işte o zaman güç katlanacaktır.
Hakan Yaşar: Sane gerçekten önemli ve kaliteli transfer. İstanbul’a yeni bir meydan okuma için geldiyse büyük katkı yapar. Osimhen’in Avrupa’da oynamak istediği 5 büyük kulüp var ve bunlardan resmi teklif yok. Napoli ile de bağları koptu. O yüzden 5’liden eğer son saniye teklif almazsa Galatasaray’ın şansı yüksek. Galatasaray’ın acele etmesi normal. Ama Osimhen de kafasındaki kulüplerin santrfor kararlarını görmek isteyecektir. Bu nedenle süreç uzayabilir. İlk kampa katılması tabi ki sezon başlangıcı için önemli. Icardi hazır değil, Morata belirsiz. Ayrıca bu süreci fırsata çevirip ben kiralama formülüyle ilerleme tarafındayım.
Ali Kunak: Galatasaray yönetimi masa başı işlerini de iyi yapıyor. Osimhien in bir başka kulüple anlaşmadığı her gün Galatasaray'a yakınlaştığının işaretidir bence.
"Fenerbahçe'de kazan fokur fokur kaynıyor"
TG-Spor: Sportif direktörlüğe Devin Özek’i getiren Fenerbahçe, Jose Mourinho ile yola devam kararı aldı. Bu gelişmelerin yanında Asbaşkan Acun Ilıcalı ise görevinden ayrıldı. Fenerbahçe’de yaşanan bu süreci nasıl değerlendirirsiniz?

Tayfun Özsoy: Fenerbahçe’de sular durulmuyor, böyle giderse durulmayacak da. Ali Koç döneminde neredeyse her yıl sil baştan kadro yapan, hoca değiştiren sarı lacivertliler, bu sezon ilk kez hoca konusunda istikrarlı davrandı. Yine de takımı baştan sona yenileyecek transfer yapmak zorunda görünen Fenerbahçe, bu kez yönetim ve idari kadroda kayıplar yaşadı. Toplanan imzalar, çözülmesi gereken sorunlar Koç için, çok zor bir sürecin işareti. Fenerbahçe’nin bu kaos ortamından çıkması, bir araya gelmesi, bütünleşmesi, geçmişi asla suçlamadan en sert şekilde öz eleştiri yapması ile mümkün olacaktır.
Hakan Yaşar: Ali Koç’un 7 yılda neredeyse 7. futbol aklı Devin Özek oldu. İstikrar başarıyı getirir derler ama başarı gelmeyince değişimler zorunlu oluyor. Özek’in tercih edilmesinde Bayer Leverkusen projesi önemli faktör. Ama ülkeler, camialar farklı. Zira Mourinho’nun yeni bir futbol aklına ihtiyaç olmadığı da aşikâr. Ali Koç döneminde çok tecrübeli yöneticiler gitti. Acun Ilıcalı işin medya tarafında görevini yaptı ve ayrıldı. Özetle Fenerbahçe’de her şey değişiyor, değişmeyen tek şey Ali Koç ve onun mentalitesi. Yol yürüdüğü kişilere karşı en sabırsız başkan profili izliyoruz. Bakalım yeni bir denemeden başarı çıkacak mı? Bunu da bir türlü tutturulamayan doğru kadro mühendisliği belirler.
Ali Kunak: Fenerbahçe'de kazan fokur fokur kaynıyor. Bir başka deyişle araba hararet yaptı. Bugünkü gelişmeler göz önüne alınarak bir değerlendirme yaparsak; Önümüzdeki sezon Fenerbahçeliler hiç iyi sinyal vermiyor. Umarım yarın ve sonrasındaki gelişmeler, Fenerbahçeliler için karamsarlık duygularını ortadan kaldırır.
"Sorun yetkisizlik mi, tartışılır"
TG-Spor: Beşiktaş’ta 15 Haziran 2025 Pazar günü olağanüstü genel kurul toplantısı düzenlenecek. Serdal Adalı ve yönetim kurulu, kongre üyelerinden genişletilmiş yetkiler isteyecek. Sizce Adalı ve yönetimine istediği yetkiler verilir mi? Bu durum Beşiktaş’a nasıl bir fayda sağlar?

Tayfun Özsoy: Beşiktaş genel kurulundan onay çıkar mı, olabilir. Serdal Adalı ve yönetimi belli ki, daha hızlı hareket edebilmek, ekonomik anlamda güç arttırmak için yetki istiyor. Ancak, sorun yetkisizlik mi, tartışılır. Genel olarak bakıldığında yetki, insanların kuralları esnetmek için kullandıkları çıkış adımıdır. Beşiktaş’ı geçmiş dönem arızalarından kurtarma hedefiyle gelen Adalı, uzun döneme yayarak kalıcı çözüm bulmak yerine, kestirme bir yoldan ilerlemek için yetki istedi tahminen. Bu kestirme bıçak sırtı olacaktır. Eğrisi-doğrusuna denk gelirse çözüm çabuk olur, aksi olursa eski dönemler bile aranır.
Hakan Yaşar: Beşiktaşlıların hayallerini gerçekleştirmek için Serdar Adalı’nın projelerini hayata geçirmesi gerekiyor. Genel kuruldan da yeni gelir kaynakları oluşturacak bu projelere yetki ve izinler çıkacaktır. Bu tür durumlarda “Her şey Beşiktaş için” duygusu hakim olur. Adalı üyelere zaten o güven verdi. Akatlar, Dikilitaş, Fulya ve diğer projelerle Beşiktaş ekonomik olarak soluklanabilir. Ancak özellikle büyük kulüplerin önemli varlıklarını borçtan kurtulmak ve yeni kaynaklar oluşturmak için kullanmak zorunda kalmaları konusu tartışılmalıdır.
Ali Kunak: Ateşten Gömlek giyerek göreve gelen Serdal Adalı ve ekibi bütün zorluklara rağmen iyi şeyler yapmak için çok çaba sarf ediyor. Yönetimin Pazar günü yapılacak toplantıda da kongre üyelerinden gerekli desteği alacağını düşünüyorum. Bu da yönetimin yapacağı tasarruflar ve harcamalar hususunda hukuki ve bürokratik engellere takılmamasını sağlayacaktır.