Takvimdeki o kırmızı gün bir türlü gelmiyorsa, stres de hormonlar kadar etkili hale gelebiliyor. Kadınlar bu süreçte bitkisel çaylara, sıcak banyolara ya da egzersize yöneliyor. Ancak sorulması gereken asıl soru şu: Bu yöntemler gerçekten işe yarıyor mu, yoksa sadece rahatlama mı sağlıyor?
Bitkilerin Gücü: Doğal Uyarıcılar
Bazı bitkiler yüzyıllardır adet döngüsünü desteklemek için kullanılıyor. Örneğin zencefil çayı, rahim kaslarını hafifçe uyararak dolaşımı artırabiliyor.
Maydanoz çayı ise içeriğindeki apiol ve miristikin bileşenleri sayesinde regl kanamasını destekleyici özellikler taşıyor.
Zerdeçal, adaçayı, kekik ve civanperçemi gibi bitkiler de halk arasında “doğal söktürücü” olarak biliniyor.
Uzmanlar yine de altını çiziyor: Özellikle hamilelik şüphesi veya hormonal bozukluk varsa, doktora danışmadan tüketmek riskli olabilir.
Beslenme Dokunuşu: C Vitamini ve Ananas Etkisi
Beslenme, regl düzeni üzerinde düşündüğünüzden çok daha etkili.
Örneğin ananas, içerdiği bromelain enzimi sayesinde rahim kaslarını gevşetiyor ve kan dolaşımını destekliyor.

C vitamini bakımından zengin meyveler portakal, mandalina, kivi, limon östrojen üretimini artırarak adet sürecini kolaylaştırabiliyor.
Ayrıca kereviz ve havuç gibi sebzeleri salatalarda sıkça tüketmek de doğal dengeyi güçlendiriyor.
Sıcaklık ve Hareket: Dolaşımı Canlandıran Etkiler
Bitkiler kadar basit ısıl ve fiziksel uygulamalar da işe yarayabiliyor.
Karın bölgesine sıcak su torbası koymak, ılık duş almak veya yoga gibi hafif egzersizler rahim çevresindeki kan akışını artırabiliyor.
“Çocuk pozu” ya da “pelvik tilt” gibi yoga duruşları bu süreçte öneriliyor.
Ancak aşırı egzersizden uzak durmak şart; çünkü vücudu fazla yormak tam tersi bir etki yaratabilir.
Adet gecikmesi yaşandığında doğanın sunduğu bu basit yöntemler rahatlatıcı bir destek olabilir.
Ancak her vücut farklı çalışır. Bu nedenle, uzun süren gecikmelerde veya ağrılı dönemlerde en doğru adım mutlaka bir uzmana danışmaktır.