Türkgün | Sağlık | Anksiyete ve uykusuzluk arasındaki bağlantı nedir? Uzmanlar uyarıyor

Anksiyete ve uykusuzluk arasındaki bağlantı nedir? Uzmanlar uyarıyor

Yatağa uzandığınızda gözleriniz kapanmak ister ama zihniniz günün yükünü bırakmaz; düşünceler sessizce akmaya başlar, uyku gelmeden kaygı kapıyı çalar. İşte bu tanıdık halin ardında yatan anksiyete uykusuzluk ilişkisini, beden ve zihin üzerindeki etkileriyle birlikte ele alıyoruz.

Yatağa uzandığınızda gözleriniz kapanmak ister ama zihniniz günün yükünü bırakmaz; düşünceler sessizce akmaya başlar, uyku gelmeden kaygı kapıyı çalar. İşte bu tanıdık halin ardında yatan anksiyete uykusuzluk ilişkisini, beden ve zihin üzerindeki etkileriyle birlikte ele alıyoruz.

MUHABİR: Deniz Şirin

Gece ışıkları kapattığınızda bedeniniz günün yorgunluğunu taşır; ama zihin hala mesaiye devam ediyordur. Gün içinde bastırılan düşünceler, ertelenen duygular, yarına dair belirsizlikler tam da o sessizlikte su yüzüne çıkar. Saat ilerler, uyku gecikir, iç sıkıntısı büyür. İşte bu anlarda anksiyete ile uykusuzluk arasındaki o güçlü ama çoğu zaman adı konulmayan bağ kendini gösterir.

Anksiyete Uykuyu Neden Zorlaştırır?

Anksiyete, beynin tehlike algısını kapatamaması halidir. Ortada somut bir tehdit yoktur ama zihin, sanki her an bir şey olacakmış gibi bedeni hazır tutar. Kalp ritmi düşmez, kaslar gevşeyemez, düşünceler susmaz. Bu alarm hali, stres hormonlarının yükselmesine yol açar.

Oysa uykuya geçmek için bedenin “güvendeyim” mesajını alması gerekir. Anksiyetede bu mesaj bir türlü yerine ulaşmaz. Yatak, dinlenme alanı olmaktan çıkar; zihnin en gürültülü sahnesine dönüşür. “Uyuyamazsam yarın ne yaparım?” düşüncesi ise uykunun önüne çekilen son perdedir.

Uykusuzluk Kaygıyı Neden Daha Da Artırır?

Bu ilişki sadece anksiyetenin uykuyu kaçırmasıyla sınırlı değildir. Uykusuz kalan beyin, duyguları sağlıklı şekilde düzenleyemez. Normalde tolere edilebilecek küçük meseleler, uykusuzlukla birlikte ağır bir yük gibi hissedilir.

Yetersiz uyku, beynin tehditleri ayıklama becerisini zayıflatır. Yani önemsiz bir düşünce bile zihinde büyür, kaygı daha kolay alevlenir. Bu yüzden kronik uykusuzluk yaşayan kişilerde anksiyete belirtileri daha sık ve daha yoğun görülür.

Kaygı Neden Geceleri Daha Yüksek Hissedilir?

Birçok kişi “Gündüz idare ediyorum ama gece zorlanıyorum” der. Bunun nedeni tesadüf değildir.

Gündüz dikkat dağıtan pek çok uyaran vardır; işler, konuşmalar, sorumluluklar… Gece ise bu uyaranlar ortadan kalkar ve zihin kendi içine döner. Kontrol hissinin azalması, karanlıkla birlikte belirsizlik duygusunun artması ve bedenin gün boyu yorulmuş olması kaygıyı daha görünür hale getirir. Bu yüzden gece, anksiyetenin sesini en net duyurduğu zamandır.

Anksiyete Kaynaklı Uykusuzluk Nasıl Ayırt Edilir?

Her uykusuzluğun altında anksiyete yatmaz; ancak bazı belirtiler bu duruma işaret edebilir:

  • Yatağa girince düşüncelerin hızlanması
  • Nedensiz iç sıkıntısı ve kalp çarpıntısı
  • “Ya yine uyuyamazsam” korkusunun baskın olması
  • Gece sık uyanıp tekrar uyuyamamak
  • Sabah kalkıldığında dinlenmemiş hissetmek

Bu belirtiler haftalarca sürüyorsa, beden ve zihin bir kısır döngüye girmiş olabilir.

Bu Kısır Döngü Kırılabilir mi?

Anksiyete ve uykusuzluk birbirini besleyen iki ortak gibidir; ancak bu döngü çaresiz değildir. Uyku saatlerini düzenlemek, yatağı sadece uyku için kullanmak, gece zihni uyaran ekranlardan uzak durmak küçük ama etkili adımlardır. Nefese odaklanan basit egzersizler, gevşeme alışkanlıkları ve ihtiyaç halinde profesyonel destek, bu yükü hafifletmede önemli rol oynar.

Anksiyete ile uykusuzluk yan yana gelişigüzel durmaz; çoğu zaman birbirini büyüten sessiz bir iş birliği içindedir. Biri güçlendikçe diğeri de alan kazanır. Bu bağı fark etmek, hem zihni hem bedeni yeniden dengeye çağırmanın ilk ve en değerli adımıdır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...