Türkgün | Sağlık | Bu çorbayı içenler kışın hiç üşümüyor

Bu çorbayı içenler kışın hiç üşümüyor

Soğuk havalarla birlikte sofraların vazgeçilmezi haline gelen çorbalar, sadece içimizi değil bağışıklığımızı da ısıtıyor. Uzmanlar değil, hayatın içinden gelen tecrübeler söylüyor: Doğru malzemelerle hazırlanan bir kase sıcak çorba, kışın en güçlü koruma kalkanı olabilir.

Soğuk havalarla birlikte sofraların vazgeçilmezi haline gelen çorbalar, sadece içimizi değil bağışıklığımızı da ısıtıyor. Uzmanlar değil, hayatın içinden gelen tecrübeler söylüyor: Doğru malzemelerle hazırlanan bir kase sıcak çorba, kışın en güçlü koruma kalkanı olabilir.

MUHABİR: Ayşe Akyürek

Kış ayları geldiğinde, havadaki soğukla birlikte insanların ilk sığındığı şeylerden biri buharı tüten bir çorba olur.
Soğuk ellerin, üşüyen burunların mevsiminde; bir kaşık çorba sadece bedeni değil, ruhu da ısıtır. Fakat bu sıcaklığın arkasında yalnızca alışkanlık değil, güçlü bir besin dengesi de vardır.

Mercimek, tarhana, ezogelin ve sebze çorbaları; içerdikleri lif, vitamin ve mineral zenginliğiyle vücut direncini artırır.
Günün yorgunluğunu alır, sindirimi rahatlatır ve metabolizmayı harekete geçirir.

Anadolu’nun Doğal Kalkanı

Tarhana çorbası, Anadolu mutfağının kışa karşı geliştirdiği en kadim savunma yöntemlerinden biridir. Yoğurt, un, kırmızı biber, soğan ve domatesle hazırlanan karışım; kurutulup saklanır, soğuk kış günlerinde sofralara yeniden can verir.

İçeriğindeki probiyotikler sayesinde bağırsak dostu bir besindir.
Bağışıklığı güçlendirir, mideyi rahatlatır, özellikle grip ve soğuk algınlığına karşı vücudun doğal savunma sistemini destekler.
 

Enerjinin Sade Hali

Kışın en çok tercih edilen çorbalardan biri olan mercimek, protein bakımından oldukça zengindir.
Hayvansal protein almayanlar için güçlü bir alternatif oluşturur. Aynı zamanda lif oranı yüksek olduğu için tokluk sağlar, kan şekerini dengede tutar.

Bir kase mercimek çorbası; hem enerji verir hem de uzun süre tok tutarak ara atıştırmalıkları azaltır.
Üstelik kolay hazırlanır, düşük maliyetlidir ve her yaştan insan için idealdir.

Sebze Çorbalarıyla Doğadan Güç Alın

Kış sebzeleri sadece garnitür değil, çorba için de mükemmel malzemelerdir.
Kereviz, havuç, pırasa, ıspanak ve brokoli gibi sebzelerle hazırlanan karışımlar, vitamin ve mineral deposudur.
Renkli sebzeler antioksidan etkileriyle vücudu serbest radikallere karşı korur.

Bu tür çorbalar, özellikle yoğun şehir hayatında bağışıklık sistemini destekler.
Doğal lezzetiyle katkısız bir enerji kaynağı sunar.
Birçok kişi, kış akşamlarında sebze çorbasını “gün sonu yenilenmesi” olarak görür.

Anadolu’nun Enerji Deposu

İsmini efsanevi bir hikâyeden alan ezogelin çorbası, sadece lezzetiyle değil, içeriğiyle de güçlü bir enerji kaynağıdır.
Bulgur, pirinç, kırmızı mercimek, domates ve baharat karışımıyla yapılan bu çorba; hem lif açısından zengindir hem de uzun süreli tokluk sağlar.

İçerdiği kırmızı biber ve nane, kan dolaşımını hızlandırarak vücut ısısını yükseltir.
Bu yüzden birçok insan, soğuk günlerde ezogelin çorbasını “ısıtan çorba” olarak tanımlar.

Çorbanın Gizli Kahramanları

Kış aylarında yapılan çorbalara eklenen birkaç küçük dokunuş, etkisini kat kat artırır.
Zencefil, sarımsak, karabiber ve zerdeçal gibi baharatlar sadece tat vermekle kalmaz; soğuk algınlığına karşı vücudu destekler.

Zencefil, kan dolaşımını hızlandırırken; sarımsak, antimikrobiyal özelliğiyle mikroplara karşı kalkan oluşturur.
Bu ikili, kışın içimizi ısıtan çorbalarda doğal antibiyotik etkisi yaratır.

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...