Kalın bağırsak kanserinin dünya genelinde en sık görülen üçüncü kanser türü olduğunu belirten Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Orhan Uzun, hastalığın kansere bağlı ölümler arasında ikinci sırada yer aldığını söyledi. Uzun, “Erken evrelerde 5 yıllık yaşam oranı yüzde 90’ın üzerindeyken, ileri evre metastatik hastalarda bu oran yüzde 20’lere kadar düşüyor” diyerek erken teşhisin önemine dikkat çekti.
Doç. Dr. Uzun, hastalığın genellikle kalın bağırsağın iç yüzeyini kaplayan epitel dokusundaki polip adı verilen oluşumlardan geliştiğini anlattı. “Bu polipler zamanla kansere dönüşebilir. O nedenle düzenli kontroller hayat kurtarır” dedi.
Kalın bağırsak kanserinin artık sadece 50 yaş üzerindeki erkeklerde değil, genç yaş grubunda ve kadınlarda da sık görülmeye başladığını vurgulayan Uzun, “Vakaların yüzde 10’u genetik kökenliyken, yüzde 90’ı çevresel faktörlerle gelişiyor” diye konuştu.
“Risk faktörlerine dikkat edilmeli”
Uzun, yüksek miktarda kırmızı ve işlenmiş et tüketimi, şekerli içecekler, obezite, alkol, sigara, D vitamini eksikliği, inflamatuar bağırsak hastalıkları ve tip 2 diyabetin risk faktörleri arasında olduğunu söyledi.
“Erken teşhisle önlenebilir”
Kalın bağırsak kanserinin belirtilerine değinen Uzun, “Dışkılama alışkanlığında değişiklik, rektal kanama, açıklanamayan kansızlık ve bağırsak tıkanıklığı belirtilerinde mutlaka doktora başvurulmalı” dedi.
Uzun, “50 yaş üstü herkesin düzenli olarak kolonoskopi yaptırması, ailesinde kolon kanseri öyküsü olanların ise kontrollerine daha erken başlaması gerekir. Polipler erken dönemde saptanır ve alınırsa kanser tamamen önlenebilir” diye konuştu.