Sosyal medya sayfasında kimlik olarak “Liberal Sosyalist” yazıyor. Takipçileri, okuyucuları ve trolleri de ona “Dede” diye hitap ediyor. Ama bu ara bu Dede’ye sahip çıkmaları gerekiyor. Bu Dede’nin cinsel dürtüleri diline, kalemine vurmuş durumdadır. Bu gidişle birinin elinde kalmaması mümkün değildir. Zaptedemediği cinsel dürtülerini, sapkınlıklarını MHP düşmanlığıyla birleştirince ortaya “sapık bir provokatör” çıkmaktadır.

Bu sapık provokatörün adı Memduh Bayraktaroğlu.

         Yaklaşık bir haftadır diliyle, kalemiyle Ülkücüleri tahrik etmektedir. Bunu daha önce de yapıyordu ama şimdi “cami duvarına işeyecek” kadar pervasızlaştı. Onun elinden köşesini almayan “Korkusuz” ve bu türleri koruyan CHP olabilecek her provokasyonun baş sorumlusudur.

         Memduh Bayraktaroğlu isimli bu provokatör geçmişte Tansu Çiller’in danışmanı idi. Bir ara da Fethullah Gülen cemaatini öve öve bitiremiyordu.

         Bir ara da AK Parti’ye göz kırpan “Bugün Erdoğan’ı kişisel hınçları yüzünden eleştirenler var. İktidarın hiç mi iyi yaptığı bir şey yok? Karşılarında defalarca seçim kazanmış bir adam var. Ekonomide, sağlıktaki başarılarını söylemeden olmaz...” açıklamaları yapmıştı.

         Şimdi ise CHP’nin tetikçi gazetesi ‘Sözcü’ grubunun bünyesinde çıkarılan ‘Korkusuz’ gazetesinde yazıyor. Ne demişler: “İt kimin çanağını yalarsa onun borusunu öttürür.“

         O da CHP’nin gazetesinde yazmanın hakkını CHP’nin siyasi projelerini destekleyerek gösteriyor. HDP’ye toz kondurmuyor. Terörist Demirtaş’ın ve Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyor. ABD Başkan ve yardımcılarını öve öve bitiremiyor. Bu övgüsünden hemen sonra sanki müjde verir gibi “ABD, Türkiye’yi yönetenleri dikkate almayacak. ABD bölgemizde, sınırımızda devletçikler kuracak, Türkiye destek vermeye mecbur” diyerek ABD karşısında Türk devletini yönetenleri aklınca küçük görüyor ve aşağılıyordu.

         Bu sapkın dilli adamda nasıl bir emperyalist satılmışlık varsa Cumhur ittifakı, AK Parti ve MHP dendi mi adeta cinnet geçiriyor. Ama MHP ve Devlet Bahçeli’ye karşıysa özel bir nefreti vardır. Bir adama ABD yuları takılırsa elbette onda MHP nefreti yoğun olur. Bir de CHP tasması takılırsa bu nefret sürekli körüklenir.

         Sözcü’nün bünyesinde ona bu misyonunu yaşatması için alan açtılar. Oysa 2015 yılında Sözcü için “SÖZCÜ’yü elime almak istemiyorum ama işim gereği okuyorum çünkü büyüyor. Hakaret içeren bir dil kullanıyor, küfürlü manşetler atıyor. Eskiden Öncü diye bir gazete vardı. Maalesef ben de yazarlarından biriydim. Şimdi Sözcü’nün dili Öncü’nün aynısı...” diyordu.

         Şimdi böyle tarif ettiği gazetenin bünyesinde çıkarılan “Korkusuz” gazetesinde AK Parti’nin ve MHP’nin kapısında havlatmak için onu kullanıyorlar. MHP’ye sapkın dilini bulaştırdığı günlerde de sosyal medyaya evinde köpeğiyle karşılıklı havladığı görüntüleri düşmüştü. O görüntülerde Memduh Bayraktaroğlu o kadar iştahlı havlıyordu ki, kim köpek kim sahibi inanın ayırt edemedik.

         Korkusuz’da yazdığı yazılarda, Youtube’de yayınladığı videolarda, attığı twitlerde söz konusu MHP ve Lideri Devlet Bahçeli olunca adeta dilinden, kaleminden irin akıtmaktadır.

         Geçtiğimiz hafta da “Keçi sarhoş olunca dövüşmeye kurt arar” misali yine MHP’ye sapkın diliyle sataştı. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli siyasi ve güncel meseleler üzerinde değerlendirmeler yaparken, bu sapkın adam onları bile cinsel terimlerle yorumlamaya kalktı.

         Sosyal medyada o kadar tepki aldı ki, ahlaksızlığı, sapkınlığı karşısında CHP’den, çok sevdiği Meral Akşener tayfasından ve diğerlerinden hiçbir destek göremedi. Daha sonra Ahmet Davutoğlu, FETÖ’cü Emre Uslu, Can Ataklı, İnci Sözlük kurucusu Serkan İnci yaptığı ahlaksızlığı göstermeden onu savunmaya kalktılar.

         Ahmet Davutoğlu cinsel pozisyon peşinde koşan bu sapkını savunurken partisinde kurucu olan Yusuf Ziya Özcan ve Gelecek Partili bazı yöneticiler bile bu ahlaksızlığı kınadılar.

         Sapkın Memduh “Evimi bastılar” senaryosuyla ortaya düştü ama onu pek takan olmadı. Takan olmayınca bu sefer “Millet ittifakının liderleri; evimi basan (çok ağır bir suçtur) MHP’liler ve genel başkanları için tek cümlelik kınama yapmazken...” twitini attı. Yine takan olmadı bu sefer de benzeri ağıtlar yakan twitler atmaya devam etti. Çünkü onun ortaya koyduğu ahlaksızlık ortada iken zerre şerefi, ahlakı olan kimse ona sahip çıkmazdı. CHP ve ittifak kuyrukları ahlaksızlığa sahip çıkamadı ama Memduh Bayraktaroğlu’nun ahlaksızlığını kınamadılar. Aslında ona desteklerini böyle gösterdiler.

         Yaşadığı yahut yaşamak istediği cinsel pozisyonlarla siyasi değerlendirmeler yapan ve bu manadaki iğrenç üretimlerini MHP’ye bulaştıran Memduh Bayraktaroğlu sonradan korkudan kıvırsa da, kıvransa da neyi kast ettiğini herkes anlamıştır. Hem suçlu hem güçlü derler ya. Hem ahlaksızlık yapıyor hem de mağduru oynuyor.

         Yaptığı ahlaksız tarifler için “beden eğitimi ders senaryoları” yazan bu alçağın nasıl yalan söylediği çok kısa zaman sonra daha net anlaşıldı. Çünkü geçtiğimiz sene de yine “cinsel organlar” üzerinden MHP ile ilgili attığı twit ortaya çıkınca bu konulara bir daha hiç giremez oldu. Belli ki bir cinsellik sıkıntısı yaşıyor.

         Geçtiğimiz hafta sosyal medya hesabından yaptığı yorumla, geçtiğimiz sene yaptığı yorumu psikologlar değerlendirsin bu adamın ciddi bir sapkınlığı olduğunu anlarlar. Psikiyatrist ve seksolog Haydar Dümen hayatta olsaydı bu sapkınlığın adını çok net koyardı.

         6 ve 9 harflerinden cinsel fantezi çıkaran bu sapkına bir röportajda “Yazmak için yaşamak gerekiyor mu?” diye soruyorlar, o da “Evet. Cinselliği yaşamadan yazabilir misin? Ya da başkasından dinleyerek? Tabii anlatamazsın yaşamak gerek. Siyaset gazeteciliği için de aynı şey geçerli. Yani gazetecilik de seks gibi heyecan ister.” diye cevap veriyordu. Yazarlığı bile cinsellik ve seks üzerinden değerlendiren bu sapkınlık elbette tedavi altına alınmalıdır.

         Memduh Bayraktaroğlu tedavisini yanlış yerde arıyor. Israrlı provokatörlüğü yanlış tedavi sakatlığı doğuracaktır.

         Bu sapkına FETÖ’cü Emre Uslu da sahip çıkınca “geçmişte bunlarla ilgili bir bağı olmuş mu?” diye merak ettim. Bu merakım da gazeteci Nedim Şener’in geçmişteki paylaşımları sayesinde giderilmiş oldu.

         15 Mart 2012’de Cumhuriyet gazetesinde “Gülen’den Nedim Şener’e dolaylı yanıt” başlıklı bir haber var. Nedim Şener’e cevabı Memduh Bayraktaroğlu veriyor ama gördüğünüz gibi cemaat vermiş sayılıyor.

Nedim Şener’e diyor ki:

Ama Nedim...

Senin gibi temiz kalpli, iyi niyetli birisi; ömrünü “dinlerarası diyalog” için harcamış...

         Yüreği insan sevgisiyle dolu Fethullah Gülen ya da sevenlerinin o menfur cinayeti işletmiş veya işleyenlere göz yummuş olabileceğine nasıl inanır işte bunu aklım hiçbir zaman almadı, almıyor, almayacak...

Kabul et ki birileri seni kullandı...

         Nefret ettikleri Gülen Hareketini ve bazı polis müdürlerini karalamak için seni maniple edip kullananlarla birlik olmaya devam edeceksen, karşında olacağım...

Hatta seninle mücadele edeceğim... Bunu da senin ve ailenin huzuru için yapacağım...

Ve Nedim...

Sakın ola ‘seni başbakan ve cemaat hapsettirdi’ diyenlerin gazlarına gelme...

Gelme çünkü o onların birinci yalanlarıdır...

         Unutma ki Başbakan ve Cemaat bir gazeteciyi gerçekten hapsettirmek isteseydi en son sana sıra gelirdi...”

         Bir zamanlar Fethullah Gülen cemaatine toz kondurmayan Memduh Bayraktaroğlu’nun, Fethullah Gülen ve cemaatinin nefret ettiği MHP Lideri Devlet Bahçeli’den nefret etmesi birbirine orantılıdır. Emre Uslu da belki bundan dolayı sahip çıkmıştır.

Meral Akşener’i taparcasına sevmesi de belki bu Fethullah Gülen sevgisinde yatıyor.

Ne diyordu Memduh Bayraktaroğlu:

         “Hayatımın ilerleyen olgunluk döneminde o harekete hep destek oldum. DYP Genel Başkan danışmanlığı yaptığım süreçte de Gülen Hareketi ile yakın ve sıcak ilişki kurulmasından yana tavır aldım.

         Bu açıdan bakıldığında Fethullah Gülen Hocaefendinin sunduğu İslamiyet’in desteklenmesi gerektiği kanaatindeyim. Fethullah Gülen’i öcü gibi görmek niyetinde ve hatta ön yargısında olanlara, bir de bu pencereyi kullanmalarını öneririm.

         Bu ülkede nefes alıp veren herkes kabul etmelidir ki, Türkiye’de Fethullah Gülen Hocaefendi gerçeği vardır. (Akşam gazetesi -1997)

         Fethullah Gülen, Meral Akşener’den “Güzel insan. Ona sahip çıkın, koruyun” ,MHP Lideri Devlet Bahçeli’den de “Rabbimin inayeti olmasa Devlet Bahçeli bizleri bir yudum suda boğar...” diyerek bahsettiği için mi Memduh Bayraktaroğlu MHP Liderinden nefret etmektedir?

         Pensilvanya’nın topal Kırat’ı Memduh Bayraktaroğlu, Bozkurtlara kimin adına bulaşıyorsan, sana bu talimatı kim verdiyse bil ki yanlış yoldasın. Ülkücülere canlı yayınlarda hakaret etme, Ülkücüleri tahrik etme. Cinsel problemlerin varsa git ya Pensilvanya’da ya da Kandil’de çözüm ara.

         Provakasyon peşinde koşan, Ülkücüleri tahrik etmek için ağzını ve kalemini kanalizasyon borusu gibi kullanan bu sapkın adam ateşle oynamaktadır.

         CHP’nin gazetesi Sözcü, kalemiyle kanalizasyon borusu kullanan sapıkla neyi hedeflemektedir?

         Onu susturmayarak, onun köşesini elinden almayarak, onu gazlayarak kan mı akmasını istemektedir?

         Her şeye dırdır laf yetiştiren Kemal Kılıçdaroğlu ve avanesi, CHP’nin gazetesinde yazan bu ahlaksızın sapkınlıklarını kınamayarak ne yapmak istemektedir?