100. YILINDA ERZURUM KONGRESİ (23 TEMMUZ-7 AĞUSTOS 1919)-2

Mustafa Kemal Paşa, vatandaşın, daha çok yakın tehdidi algıladığı yerlerde oluşturduğu bütün dernekleri Havza Tamimi ile “Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri” isimleri ile yurdun her tarafına yaymıştır. Bu derneklerin tamamı Sivas Kongresi’nde “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri” adı ile birleştirilmiştir.

MÜTAREKE hükümleri aleyhinde olarak 1 Kasım’da Musul’daki İngiliz ileri harekâtıyla başlayan işgaller yurdun her tarafına kısa sürede yayılmıştır. Elbette bu işgaller sadece Arap Yarımadası’nın değil Anadolu ve Trakya’nın da paylaşılacağı, buralarda “Ermenistan”, “Kürdistan” ve “Pontus” gibi isimlerle yeni devletler kurulacağı şeklindeki haberler ve bu konudaki gelişmeler karşısında bütün bunları engellemek zorunluluğunu hisseden Türk milleti, çeşitli adlarla (daha çok “Redd-i İlhak”) dernekler kurarak örgütlenmişlerdi. Mustafa Kemal Paşa, vatandaşın daha çok yakın tehdidi algıladığı ve hissettiği yerlerde oluşturduğu bütün bu dernekleri Havza Tamimi ile “Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri” isimleri ile yurdun her tarafına yaymıştır. Bu derneklerin tamamı Sivas Kongresi’nde “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri” adı ile birleştirilecek, aynı amaca yönelik olarak; yani işgale karşı mücadele vizyonuna yönlendirilecektir.

Bu dernekler, o zaman yaygın bir isimle “kongreler” toplayarak bölgelerinde işgallere karşı neler yapılabileceğini görüşmeye başlamışlardır. Yerel kongreler, meşru bir zemin olarak milletin işgalleri kabul etmeyeceğini ve bağımsızlığı için mücadele edeceğini ortaya koymak ve bu iradeyi Dünya’ya göstermek açısından son derece önemli idi. Bunlar bölgesel olarak beş başlık altında toplanabilir:

1. Kars-Ardahan-Oltu Kongreleri: 5 Kasım 1918-21 Şubat 1920
2. Trakya Kongreleri: Trakya Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi’nin düzenlediği kongreler: 7 Kasım 1918-14 Mayıs 1920
3. Doğu Anadolu Kongreleri: Trabzon Muhafaza- i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin (13 Şubat 1919) ve Vilayât-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti’nin Erzurum İl Kongresi (17-21 Haziran 1919) ile Başlayıp Erzurum Bölgesel (23 Temmuz-7 Ağustos 1919) ve Sivas Genel Kongreleri (4-11 Eylül) ile devam eden kongreler.
4. Batı Anadolu Kongreleri: İzmir Müdafaa- i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti’nin İzmir Kongresi (17-19 Mart 1919) ile başlayan ve Harekât-ı Milliye Redd-i İlhak adı altında, Balıkesir, Alaşehir ve Nazilli Kongreleri ile devam edip Afyon Kongresi (2 Ağustos 1920) ile sona eren kongreler.

Bu kongreler ve kuruluşlar başlangıçta yerel ve bölgesel olsa da Türk Kurtuluş Savaşı tarihinde bireysellikten toplumsallığa; yerelden milliliğe yönelmede ilk adımı oluşturmuşlardır. Kongrelerde seçilen ve teşkilatların üst tabakasını oluşturan yöneticiler, tüm karar alma noktalarında etkin görevler üstlenmişlerdir. Kongreyi oluşturan delegelerin katıldıkları genel kurullar aynı zamanda bir yasama organı gibi işlemekte, burada bağlayıcı hükümler içeren yönetmelikler yapılmakta, vergiler konmakta, belli doğumlular silah altına alınarak askeri birlikler oluşturulmakta (Kuva-yı Milliye) ve komutanlar atanmaktadır.

Kongre denilen genel kurullarda seçilen ve “Merkez Heyeti, Milli Heyet veya Temsilciler Heyeti (Heyet-i Temsiliye) vs. isimler verilen kurullar ise “yürütme/icra” görevini üstlenmektedirler. Bu yapılar ile kongrelerin “temsili demokrasi” ilkesi çerçevesinde örgütlendikleri görülmektedir. Bu nedenle Bülent Tanör gibi bazı araştırmacılar bu kongrelerin kullandıkları yetkileri “demokratik iktidarlar dizisi” (Yerel Kongre İktidarları) olarak ifade etmektedirler. Elbette bu süreci TBMM’nin açılışına doğru evrilen süreç bakımından “irade- i milliye, hâkimiyet-i milliye” yani millet iradesinin yönetime yansıması olarak görmek lazımdır. Bu kongre kararları ve yapılan örgütsel çalışmaların meşruiyet kaynağının millet olduğu ve hukukiliğinin de bu meşruiyetten kaynakladığı görülmektedir.

KARADENİZ SAHİLLERİNDE PONTUS HAYALİ

Mütârekenin akdini müteakip gittikçe artan ahd-şikenâne muâmelât ve İzmir, Antalya, Adana ve havalisi gibi aksam-ı mühimme- i memâlikimizi fiilen işgale ve Aydın vilâyetinde îka edilen tahammülsüz Yunan fecâyii ve Ermenilerin Kafkasya dâhilinde hudutlarımıza kadar dayanan katliam ve imha-yı İslâm siyaseti ile istilâ hazırlıkları ve Karadeniz sahilinde Pontus hayalini tahakkuk ettirmek gayesi ile hazırlıklar yapılması ve sırf bu maksatla Rusya sahillerinden akın akın muhâcir namı altında gelen bayağı Rumların ve bu meyanda müsellâh eşkıya çetelerinin sevk ü celb edilmesi gibi hâdisât karşısında mukaddes vatanın inkisâm ve inhilâl tehlikesini gören milletimiz hiçbir irade-i milliyeye istinat etmeyen hükûmet-i merkeziyemizin bu âlâm ve fecâyiie çâre- sâz olamayacağına emsal-i meşumesiyle kânî ve bir çok müessirât tahtında ihtimâl ki daha elim ve gayr-ı kabil hazm ü kabul mukarrerâta serfürû edeceğinden tamamiyle endiş-nâk bulunuyor, binaenaleyh kendisini en yakın ve en hûn-în tehlikeler karşısında gören Şarkî Anadolu vilâyetinin mukaddesatını bizzat muhafaza gayesiyle her ferd ve vicdan-ı milliyeden doğmuş cemiyetlerin iştirâki ile ahîren münakid olan Erzurum Kongresi 7 Ağustos sene 335 tarihinde mesaisine hitam vererek bî-lutfihî teâlâ bervechi ati mukarreratı ittihaz etti.

1. Trabzon Vilâyeti ve Canik Sancağı ile (Vilâyât-ı Şarkıyye) namını taşıyan Erzurum, Sivas, Diyarbekir, Ma’mûret-ül-azîz, Van, Bitlis vilayâtı ve bu saha dâhilindeki elviye-i müstakile hiçbir sebep ve bahane ile yekdiğerinden ve camia-i Osmâniyeden ayrılmak imkânı tasavvur edilmeyen bir küldür. Saadet ve felakette iştirâk-ı tâmmı kabul ve mukadderatı hakkında aynı maksadı hedef ittihaz eyler. Bu sahada yaşayan bil-cümle anasır-ı İslâmiye yekdiğerine karşı mütekabil bir hiss-i fedakârî ile meşhûn ve vazi’yyet- i ırkiye ve ictimâiyelerine riayetkâr öz kardaştırlar.
2. Osmânlı vatanının tamamını ve istiklâl- i milliyemizin teminini ve makam-ı saltanat ve hilâfetin masuniyeti için Kuvâ-yı Milliye’yi âmil ve irâde-i milliyeyi hâkim kılmak esastır.
3. Her türlü işgal ve müdahale Rumluk ve Ermenilik teşkili gayesine ma’tûf telâkki edileceğinden müttehiden müdafaa ve mukavemet esası kabul edilmiştir. Hâkimiyet-i siyâsiye ve muvazene-i ictimâiyeyi muhill olacak surette anasır-ı Hristiyaniye’ye yeni birtakım imtiyazat i’tâsı kabul edilmeyecektir.
4. Hükûmet-i merkeziyenin bir tazyîk-i düveli karşısında buralarını terk ve ihmâl ıztırarında kalması ihtimâline göre makam-ı hilâfet ve saltanata merbutiyeti ve mevcudiyet ve hukuk-i milliyeyi kâfil tedâbir ve mukarrerat ittihaz olunmuştur.
5. Vatanımızda öteden beri birlikte yaşadığımız anasır-ı gayr-ı müslimenin kavânîn-i Devlet-i Osmâniye ile müeyyid-i hukuk müktesebelerine tamamıyla riayetkârız. Mal, can ve ırzlarının masuniyeti zaten muktezâ- yı diniye, an’anât-ı milliye ve esasât-ı kanuniyemizden olmakla bu esas kongremizin kanaat-ı umumiyesiyle de teyit olunmuştur.
6. Düvel-i İtilâfiyece mütarekenin imza olunduğu 30 Teşrîn-i evvel 334 tarihindeki hududumuz dâhilinde kalan ve her mıntıkasında olduğu gibi Şarkî Anadolu vilâyetlerinde de ekseriyet-i kahireyi İslâmlar teşkil eden ve harsî, iktisâdı nüfûsu Müslümanlara ait bulunan ve yekdiğerinden gayr-ı kabil infikâk öz kardaş olan din ve ırkdaşlarımızla meskûn memleketimizin mukasemesi nazariyesinden bilkülliye sarf-ı nazarla mevcudiyetimize hukuk-ı tarihîye, ırkiye ve diniyemize riayet edilmesine ve bunlara mugayir teşebbüslerin tervîc olunmamasına ve bu suretle tamamıyla hakk u adle müstenid bir karara intizar olunuyor.
7. Milletimiz insani, asri gayeleri tebcîl ve fennî, sınai ve iktisadi hâl ve ihtiyacımızı takdir eder binaenaleyh devlet ve milletimizin dâhilî ve haricî istiklâli ve vatanımızın kabiliyeti mahfuz kalmak şartıyla altıncı maddede musarrah hudut dâhilinde milliyet esaslarına riayetkâr ve memleketimize karşı istila emeli beslemeyen herhangi devletin fennî, sınai ve iktisadi muavenetini memnuniyetle karşılarız. Ve bu şerâit-i âdile ve insâniyeyi muhtevi bir sulhun de acilen takarrürü selâmet-i beşer ve sükûn-ı amme namına ahass âmâl-i milliyemizdir.
8. Milletlerin kendi mukadderatını bizzat tayin ettiği bu tarihî devirde hükûmet-i merkeziyemizin de irade-i milliyeye tâbi olması zaruridir; çünkü irade-i milliyeye gayr-ı müstenit her hangi bir heyet-i hükümetin indî ve şahsî mukarreratı milletimizce muta olmadıktan başka haricen de muteber olmadığı ve olmayacağı şimdiye kadar mesbûk efâl ve netâyic ile sabit olmuştur. Binaenaleyh milletin içinde bulunduğu hâl-i zucret ve endişeden kurtulmak çarelerine bizzât tevessüle hacet kalmadan hükûmet-i merkeziyemizin Meclis-i Millîye hemen ve bilâifâte-i an toplanması ve bu suretle mukadderat-ı millet ve memleket hakkında ittihaz eyleyeceği bilcümle mukarrerat Meclis-i Millînin murakabesine arz etmesi mecburidir.
9. Vatanımızın maruz kaldığı âlâm ve hadisat ile tamamen aynı maksatla vicdan-ı millîden doğan cemiyetlerin ittihat ve ittifakından hâsıl olan kitle-i umumiye bu kere (Şarkî Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti) ünvanlıyla tevsîm olunmuştur. İşbu cemiyet her türlü fırkacılık cereyanlarından külliyen aridir. Bilcümle İslâm vatandaşlar cemiyetin aza-yı tabiyesindendir.
10. Kongre tarafından; müntahap bir Heyet- i Temsîliye kabul ve köylerden bil-itibar vilâyât merâkizine kadar mevcut Teşkilat-ı Millîye tevhit ve teyit olunmuştur.

Erzurum Kongre Hey’eti, 7 Ağustos 335 Pencşenbih.

Yarın: Mustafa Kemal Paşa Erzurum’da