Parti yönetiminin Sezgin Tanrıkulu'nun TSK'yı hedef alan sözlerine sessiz kalmasına tepki gösteren Kocasakal, 'Her fırsatta TSK'ya, Türkiye Cumhuriyeti Devletine iftira atmayı, hedef haline getirmeyi, Türkiye'ye ve Türk milletine düşmanlığı iş edinen Sezgin Tanrıkulu'nun CHP'den milletvekili olması bırakın onu Partinin üyesi olması dahi kabul edilemez. Bu bir fiziki ve fikri işgaldir. Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarını Partiye doldurmanın, koltuğa yapışmanın hesabını vermelidir.' dedi.

CHP'nin ambargo uyguladığı bir televizyon kanalında programa çıktığı gerekçesiyle partiden ihraç edilen İstanbul Barosu Eski Başkanı Ümit Kocasakal, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne iftira atan Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'na karşı herhangi bir disiplin mekanizması çalıştırmayan yönetici kadrosunu sert sözlerle eleştirdi. Kocasakal, bu durumun fiziki ve fikri bir işgal olduğunu kaydetti.

2-485
SERT ELEŞTİRİLERE BULUNDU
Parti yönetiminin Tanrıkulu'nun daha öncede Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) hedef alan açıklamalar yapması karşısında sessiz kaldığını vurgulayan Kocasakal, "Her fırsatta TSK'ya, Türkiye Cumhuriyeti Devletine iftira atmayı, hedef haline getirmeyi, Türkiye'ye ve Türk milletine düşmanlığı iş edinen Sezgin Tanrıkulu'nun CHP'den milletvekili olması bırakın onu Partinin üyesi olması dahi kabul edilemez. İşin hukuki boyutu, gereğinin takdir ve ifası yargıyı ilgilendirir.

Ancak bu zihniyette birinin kurucu Partide bulunması, Partinin ne hale getirildiğini gösteren vahim bir durumdur. Daha vahimi Partide bu zihniyete sahip çokça kişi olması ve üstelik etkin yerlerde bulunmasıdır. Bu bir fiziki ve fikri işgaldir. Sezgin Tanrıkulu'na ve söylemlerine destek olanlara şöyle bir bakmak bile; Mehmet Bekaroğlu, Yüksel Taşkın, Sırrı Süreyya Önde, bir fikir verebilmekte. Bozacının şahidi şıracı. Bunlara söylenecek şey şudur: Oturun oturduğunuz yerde." paylaşımında bulundu.

1-596
CHP YÖNETİMİNİ SUÇLADI
CHP yönetiminin gerekli tepkiyi vermediğini dile getiren Kocasakal, "Bu bir fiziki ve fikri işgaldir. Söylenenler 'eleştiri' ile izah edilemeyeceği gibi, Faik Öztrak'ın 'kabul edilemez', Eren Erdem'in 'bu görüşte değiliz' türünden 'utangaç', 'pamuksu' ifadeleriyle de geçiştirilemez. Partide aynı görüşte olan çok sayıda kişi vardır, ancak şimdilik 'ölü taklidi' yapmaktadırlar. Düşük tonlu tepkiler sadece "gaz almaya" yöneliktir.

Esasen sadece söyleyene değil, söyletene de bakılmalıdır. Bu zatın ve "yoldaşlarının" daha önce de benzer söylemleri olmuştur ve Parti içinde hiç bir disiplin yaptırımı uygulanmamıştır. Yani 'söyletenler' bellidir. Nitekim genel başkan da, 'genel merkezciler' de, 'değişimciler' de, 'kahramanlar' ve 'kurtarıcı adayları' da adeta dut yemiş bülbül gibi suskundurlar' ifadelerini kullandı.

KOLTUK VURGUSU YAPTI
CHP yönetimini samimiyete davet eden Kocasakal, Sıkışınca veya gerek gördüğünde, 'kıvam artırıcı', 'tatlandırıcı' olarak 'Atatürk', 'Cumhuriyet', Türk milletini dillerinden düşürmeyenler de suskundur. Kuzuların sessizliği! Balık baştan kokmaktadır! Mesele 1922 kişiyle Anıtkabir'e çıkmak, özel deftere yazı yazmak değil, gerçek anlamda kurucu değerlere, Altı Ok'a, Atatürk'e bağlı olup bunu yaşama geçirmektir.

Yani Ata'nın huzuruna çıkmayı gerçekten hak etmek gerek. Yoksa gerisi tamamen kandırmacadan ve şovdan ibarettir. Sezgin Tanrıkulu ve aynı yahut benzer zihniyette olanları Partide tutanların, milletin 'vekili' yapanların CHP ile bir ilgisi olmadığı gibi, kutlayacak bir şeyleri de yoktur, olamaz. Bugün özel deftere, "vizyonun CHP'nin mirasında" olduğunu yazan 'dürüst' Kemal Bey. 2017'de Atatürk'ün CHP'si olmadıkları beyanının, "yüzleşme" ve "helalleşme" maskesi altında Partiyi köklerinden koparmanın, Cumhuriyetle hesaplaşmanın, tabanı ve örgütü dışlayarak Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarını Partiye doldurmanın, koltuğa yapışmanın hesabını vermelidir."

TAŞKIN, TANRIKULU'NA SAHİP ÇIKTI
CHP listelerinden milletvekili seçilen ve parti tabanında büyük rahatsızlığa neden olan Yüksel Taşkın da Tanrıkulu'nun skandal sözlerine sahip çıktı. Taşkın, "Sezgin Tanrıkulu kimseye hakaret etmeden eleştirilerde bulundu. Onu hedef alan samimiyetsiz linç kültürü ise iktidar trollerinin eseridir. Bir süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatının Erdoğan'ı bir davada savunurken dediği gibi, 'İfade özgürlüğü bazılarına şok edici gelen söylemleri de kapsar.'" ifadelerini kullandı.