Türkgün | Siyaset | MHP Lideri Bahçeli’nin 22 Ekim çağrısından PKK’nın feshine uzanan süreç! Feti Yıldız’dan dikkat çeken paylaşım

MHP Lideri Bahçeli’nin 22 Ekim çağrısından PKK’nın feshine uzanan süreç! Feti Yıldız’dan dikkat çeken paylaşım

MHP’li Feti Yıldız, X paylaşımında Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024 çağrısıyla başlayan süreci, PKK’nın feshi, silah bırakma adımları ve TBMM’de kurulan komisyonla birlikte “Terörsüz Türkiye” perspektifiyle değerlendirdi.

MHP’li Feti Yıldız, X paylaşımında Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim 2024 çağrısıyla başlayan süreci, PKK’nın feshi, silah bırakma adımları ve TBMM’de kurulan komisyonla birlikte “Terörsüz Türkiye” perspektifiyle değerlendirdi.

MUHABİR: Ayşe Akyürek

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda yeni yıl mesajının yanı sıra, Türk siyasetinde son dönemde yaşanan kritik gelişmelere ilişkin kapsamlı bir değerlendirmede bulundu.

Yıldız, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"Yeni yılın tüm insanlığa barış ve huzur getirmesini diliyorum.
Bir kaç saat sonra Türk Siyasetinde çok önemli değişikliklerin yaşandığı bir yıl daha geride kalıyor.
Şöyle bir hatırlayalım.

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli,
22 Ekim 2024 Grup konuşmasında:
“Terörist başı işin içinde olmazsa bir şey olmaz diyenlere de sesleniyorum. 
“Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde DEM Parti grup toplantısında konuşsun. 
Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. 
Bu dirayeti gösterirse
‘umut hakkının ‘ kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın. “

Türk siyasetinde 22 Ekim 2024 tarihinin bir milat olduğu kısa sürede görülecekti.
Bu çağrıya,
27 Şubat 2025’tarihinde
PKK Terör örgütü kurucusu Abdullah Öcalan ‘ın şu cevabı vermişti.
“1990’larda reel-sosyalizmin iç nedenlerle çöküşü ve ülkede kimlik inkarının çözülüşü, ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler, PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara yol açmıştır. Dolayısıyla ömrünü benzerleri gibi tamamlamış ve feshini gerekli kılmıştır.
Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan ayrı 
ulus-devlet, federasyon, 
idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.

Sistem arayışları ve gerçekleştirmeler için demokrasi dışı bir yol yoktur. 
Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanının ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihi sorumluluğunu üstleniyorum.

Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.”

Terör örgütü Kurucusu Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla 5-7 Mayıs'ta kongresini toplayan PKK, örgütün feshedildiğini açıklamıştır.

11 Temmuz 2025 Kuzey Irakta Süleymaniye’de Cesena Mağarası önünde sembolik olarak silahlarını yakmıştır.
5  Ağustos 2025 tarihinde TBMM’nin çatısı altında PKK’nın silah bırakmasının ardından 
Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu adı ile bir komisyon kurulmuştur.

Komisyona siyasi partiler TBMM'deki milletvekili sayıları oranında üye vermişlerdir.

Komisyon 20 toplantı yapmış eski meclis başkanlarından, sivil toplum örgütlerine,ilgili bakanlıklardan barolara,milli istihbarat başkanından ,şehit ailelerine kadar toplumun tüm kesimlerini dinlemiştir. 
Dinlemeler tamamlandıktan sonra siyasi partilerin temsilcileri Terörsüz Türkiye süreci ile ilgili yasal çerçeve önerilerini bir rapor halinde TBMM Başkanlığına sunmuştur.

“Terörsüz Türkiye”sürecinde çok ciddi mesafe alınmış,Gazi Mecliste Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu kurulmuştur.
Milliyetçi Hareket Partisi,
Terörü tasfiye için bir strateji belgesi hazırlamış bunu TBMM Başkanlığına sunulmuş ve kamuoyu ile paylaşmıştır. 
Hiç bir güç bize mevcut anayasal düzenin meşruiyetini tartışmalı hale getirerek, ülkenin temel hukuki çerçevesinin yeniden müzakere edilmesini öneremez.
Etnik ve dinsel-mezhepsel kimliklerin siyasal sistemde vatandaş olarak değil de ayrı birer suje olarak söz sahibi olmaya dönük talepleri milli-devletleri hedef haline getirmiştir.
Buna Ortadoğu özelinde İsrail'in yayılmacı emelleri ve ABD ile Rusya'nın bölgeyi destabilize ederek kendine bağımlı hale getirme gayretleri de eklenince ortaya mevcut durum çıkmıştır.
Türkiye’nin güvenlik politikası, İsrail’in askeri yayılmacılığı ve İran’ın vekil güçler üzerinden yürüttüğü nüfuz stratejileriyle doğrudan etkileşim hâlindedir. 
İran’ın Irak ve Suriye’deki Şii milis ağları, Türkiye’nin sınır güvenliği ve bölgesel çıkarları açısından bir “dolaylı tehdit” unsuru olarak değerlendirilmektedir.

Aynı şekilde İsrail’in Gazze ve Lübnan hattında sürdürdüğü askeri operasyonlar, bölgesel tansiyonu artırarak terör örgütlerinin radikalleşme kapasitesini beslemektedir.
İsrail’in Orta Doğuda hegemonyası için garnizon devlet, Kürt devletçiği gerekmektedir. Başka türlü emellerine ulaşamaz.
Bu ortamda Türkiye hem diplomatik hem askerî araçları eşgüdüm içinde kullanarak caydırıcılığını güçlendirmiştir.

Yapılacak çok şey, alınacak çok mesafe var.
PKK'nın kendisini feshettiği, 
Terör Örgütü’nün yurt içinde ve yurt dışında bulunan PYD/YPG gibi tüm yapı ve bileşenleriyle lağvedilerek varlığını tamamen sonlandırdığı,
silahları teslim ettiği MİT ve TSK’nın oluşturduğu “Tespit ve Teyit Mekanizması” tarafından doğrulanır ve bu konuda hazırlanan rapor Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milletinin birliğini temsil eden Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edildikten sonra, bir takım hukuki ve idari düzenlemeler yapılmaya başlanır.
Milliyetçi Hareket Partisi, 
Türk milletinin kadim hikayesini temsil eden tarihsel tecrübenin bugünkü adresidir.
MHP Türk Milletinden aldığı yetkiyi Türk Milletinin gösterdiği istikamette kullanan,
yapıla her işin hakemi ve hakimi Türk Milleti olan,elli altı yıllık pratik, somut ve davramışa dönüşmüş   gerçeklerdir.
Adaletin,Hakkın terazisi, vicdanın sesi, hukukun ruhu, ahlakın özü olduğunu bilen kararlı, sabırlı, bahane üretmeyen, 
hak ve hukukuna saygılı, yüksek ahlak sahibi, merhametli, kibirden uzak duran, fanilik duygusuna aşina, hoşgörülü, hayata hikmet ve hakikat gözüyle bakan,ateşin içinde serinlemeyi göze alan derviş gönüllülerin merkezidir.
İyi seneler."

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...