Türkgün Siyaset MHP'li Bahadır Alperen: Genel Başkanımızın duruşu; sesin çok çıktığı yerden değil, hakikatin sarsılmadığı yerden gelir

MHP'li Bahadır Alperen: Genel Başkanımızın duruşu; sesin çok çıktığı yerden değil, hakikatin sarsılmadığı yerden gelir

MHP Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Bahadır Alperen, Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin siyasi vizyonunu, millet ve devlet için kritik dönemeçlerde gösterdiği liderliği ve stratejik duruşunu vurgulayan bir paylaşım yaptı.

MUHABİR: Ayşe Akyürek

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Bahadır Alperen, Genel Başkan Devlet Bahçeli için yaptığı paylaşımda, Bahçeli’nin Türk siyasi tarihinde yalnızca bir lider değil, zamanın ötesini görebilen ve milletin mukadderatını önceleyen bir devlet adamı olduğunu ifade etti.

Alperen, Bahçeli’nin siyasi zekâsının günü kurtarmaya değil, geleceği inşa etmeye yönelik olduğunu belirterek, onun siyaset sahnesinde bir taktik ustasından ziyade devlet aklının sürekliliğini temsil eden bir figür olduğunu kaydetti.

Bahadır Alperen paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

"Sayın Genel Başkanımız  Devlet Bahçeli, Türk siyasi tarihinde yalnızca bir lider değil; zamanın ötesini okuyabilen, milletin mukadderatını önceleyen, ilkesel duruşunu tavizsiz şekilde sürdüren bir liderdir.

Onun derin siyasi zekâsı, günü kurtarmaya değil, geleceği inşa etmeye yöneliktir. Bu yönüyle Sayın Genel Başkanımız, siyaset sahnesinde bir taktik ustalığından ziyade, devlet aklının sürekliliğini temsil eden bir çizgi olarak öne çıkar.

Muhterem büyüğümüz, Türk milletinin karşı karşıya kaldığı her kritik dönemeçte, öngörüye dayalı bir sağduyuyla hareket etmiştir.

Bugün yaşanan pek çok bölgesel ve küresel gelişme, geçmişte yaptığı uyarıların ve çizdiği çerçevenin ne kadar isabetli olduğunu açıkça göstermektedir.

Liderimizin yaklaşımı; duygusal reflekslerle değil, tarihsel sorumlulukla, stratejik analizle ve millî vicdanla şekillenmiştir.

Siyasi istikbali değil, daima milletin istiklali ve istikbalini öncelemiş; gerektiğinde popülist rüzgârlara sırtını dönerek, devletin ali menfaatleri doğrultusunda karar almıştır.

Devletin bekası, Sayın Genel Başkanımızın en hassas kırmızı çizgisidir.

Çünkü devlet, sadece bir idari yapı değil; bir hafıza, bir gelecek ve bir milletin yaşama iradesidir.

Bu yüzden “Devleti yaşat ki millet yaşasın” sözü, onun için yalnızca bir vecize değil; bir hayat ilkesidir.

Vizyon sahibi olmak, yalnızca hedef göstermek değil; o hedefe giden yolu sabırla, kararlılıkla ve sarsılmaz bir duruşla yürüyebilmektir.

Liderimizin yıllar içinde izlediği siyasal çizgi, bu vizyonun hayata geçirilmiş hâlidir. Her fırtınada pusulası sabit, her kargaşada terazisi doğru kalmıştır.

Uluslararası ilişkilerde ön alabilme yeteneği, Sayın Genel Başkanımızın yalnızca iç politikada değil; bölgesel ve küresel dengelerde de yüksek bir sezgi ve bilgi birikimiyle hareket ettiğini göstermektedir ve Türkiye’nin karşılaştığı tehditleri yalnızca bugünün meselesi olarak değil, bölgesel ve tarihsel projeksiyonlarla değerlendirmiştir. Bu yönüyle, millî diplomasiye katkısı sessiz ama derin olmuştur.

Özellikle İran, Irak ve Suriye hattında süregelen politik ve siyasi gelişmelerin, yalnızca bölgesel değil, Türkiye’nin ulusal güvenliğini doğrudan etkileyen stratejik bir kuşatma olduğunu çok önceden dile getirmiştir.

Terör örgütlerinin bu üç ülkede nasıl sistematik biçimde araçsallaştırıldığını, sınırlarımızda kurulmak istenen gayrimeşru yapılarla Türkiye’nin çevrelendiğini titizlikle analiz etmiş; hem sahadaki gelişmeleri hem de küresel aktörlerin niyetlerini erkenden teşhis etmiştir.

Bu uyarılar, bugün yaşadığımız gerçekliğin satır aralarında bir bir doğrulanmaktadır.

Tam da bu nedenle, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli beyin, ortaya koyduğu “Terörsüz Türkiye” hedefi, yalnızca bir güvenlik politikası değil; milletin birliğini, devletin sürekliliğini ve coğrafyanın kaderini yeniden şekillendirme iradesidir.

Bu vizyon, sınır ötesi tehditlere karşı pasif kalmayan, terörü yalnızca bastırmakla yetinmeyen; onu kaynağında kurutmayı amaçlayan devlet merkezli bir akıl ürünüdür.

Ve nihayet, Liderimizin bir başka ayırt edici yönü: Tecrübeyi, yapıcı politika üretme gücüne dönüştürebilmesidir.

Krizleri büyütmek yerine soğutmayı bilen, kutuplaştırmak yerine sağduyuya davet eden, sessizlikle haykırabilen bir siyasal üslup taşır.

Bu siyaset anlayışı, çatışmacı zemine karşı bir denge unsuru olmuş; devletin istikrarı için güvenilir bir mihenk noktası hâline gelmiştir.

Sayın Genel Başkanımızın duruşu; sesin çok çıktığı yerden değil, hakikatin sarsılmadığı yerden gelir.

O duruş, yalnızca bugünün değil, yarının Türkiye’si için de derin bir mirastır."

Yorumlar
Y
Yalçın kara 3 hafta önce
Allah c.c.Razı Olsun.
BEĞENME
0
CEVAPLA