Kendi partililerinin yanı sıra, en yakın çalışma arkadaşlarının itiraflarını görmezden gelmeyi sürdüren Ekrem İmamoğlu, cezaevinden siyasi mesajlar vererek göndemde kalmaya çalışıyor. Hakkındaki iddialara suskun kalan İmamoğlu, kimi zaman kendini Atatürk'e benzetiyor, kimi zaman resmileşmeyen adaylığı üzerinden siyasi mesajlar vererek hakkındaki soruşturmanın ‘siyasi nedenlerle’ yapıldığı mesajını kamuoyuna vermeye çalışıyor.
Geçtiğimiz günlerde “Silahların tamamen sustuğu bir Türkiye istiyoruz” açıklaması yapan İmamoğlu, Kürt meselesinin konuşulacağı yegane mecranın TBMM olduğunu belirtse de, süreçle ilgili şu eleştiriyi yapmış, Kürt seçmene örtülü mesaj yollamaya çalışmıştı:
"Hükümet, açık ve kapsayıcı bir ulusal diyalog başlatmalıydı. Bunun yerine kapalı kapılar ardında müzakereleri tercih etti. Bu da meşruiyet ve güven inşa etme fırsatının heba edilmesine yol açtı"
Ekrem İmamoğlu daha önce yaptığı açıklamada ise, süreci şu sözlerle sabote etmeye çalışmıştı:
“İktidar, Terörsüz Türkiye sürecini istismar ederek, 2028’e muhalefeti bölmüş ve etkisiz hale getirmiş olarak varmanın peşinde. İktidarın bu oyununun parçası olmayız.”
SÜRECİ SABOTE EDEMEYİNCE şirin görünme telaşına düştü
Kendini Atatürk'e benzetmekten dahi çekinmeyen yüksek egosuyla toplumun tepkisini çeken Ekrem İmamoğlu, cezaevi arkadaşı Fatih Altaylı'ya, Kürt seçmene şirin görünmek adına hamaset dolu açıklamalarda bulundu. İmamoğlu'nun “pes artık” dedirten ifadeleri ise şunlar olmuş:
Düşündüm ve kendime 'Sen neden biraz da olsa Kürtçe öğrenip aynı vatanı paylaştığın anneye birkaç cümle kurmayı düşünmedin?' diyerek elbette kendimi sorguladım.
Aynı şehri paylaştığım komşularımın, vatandaşlarımın dilini azıcık bile olsa bilmem gerekir diyerek Kürtçe öğrenmeye gayret gösteriyorum.