Sosyal Güvenlik Kurumunun en çok başını ağrıtan konuların başında Muvazaalı (Hileli) boşanmalar geliyor.

Her ne kadar Yargı kararları SGK aleyhine sonuçlansa da Kurum Muvazaalı (Hileli) boşanmaların peşini bırakmıyor.

Peki Muvazaalı ( Hileli)Boşanma nedir ? ve niçin yapılır ? Kadın sigortalının babasından veya annesinden yetim aylığı veya ölmüş kocasından dul aylığı alabilmesi için 'evli olmama' şartı bulunmaktadır. Evli olan ve bu nedenle yetim veya dul aylığı alamayan kadın sigortalı, resmi nikahlı eşinden boşanırsa yeniden aylık almaya başlayabilir. SGK’dan yetim aylığı veya dul aylığı alabilmek için yapılan bu işleme 'Muvazaalı (Hileli)  boşanma' deniyor.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2016 ve 2017'de verdiği iki kararda muvazaalı boşanmayla ilgili nelerin kanıt olabileceğine dair önemli ayrıntılara yer verildi. Kararda yer alan ilkeler şöyle:

-Yetim aylığı, fiilen birlikte yaşama olgusunun başlama tarihi esas alınarak geriye dönük alınmalı.

-Yasa maddesi 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, fiili birliktelik daha önce başlamış olsa dahi, geriye dönük aylık talebinde bu tarihten öncesine gidilmemeli.

-Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca düzenlenen raporların, sadece memur veya müfettiş tarafından düzenlenmiş olması yeterli değildir. Tutanaklar belgelere dayalı düzenlenmiş olmalı veya belgeye dayalı olmamakla birlikte işveren, işçi veya üçüncü kişi beyanları uyarınca düzenlenerek imzalanmalı.

-Hak sahibi ile boşandığı eşinin yerleşim yerleri, adres değişikliği ve nakilleri tarihleriyle saptanmalı, muhtarlık ve Nüfus Müdürlüğü gibi özel ve kamu kurumlarındaki bilgi ve belgelerden yararlanılmalı, ilgililerin elektrik, su, telefon aboneliklerinin hangi adres ve tarihte kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtlarındaki adresler ile mevcut ise 4857 sayılı Kanun gereği ücret ödemelerinin yapılabileceği banka kayıtları sorgulanmalı dedi.

Bunun akabinde de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), yetim aylığı bağlatabilmek için kâğıt üzerinde eşinden boşanan kadınlara yönelik yoğun denetimlere çekidüzen vermek üzere genelge yayınladı.

Sosyal Güvenlik Kurumu Yazı da ;Yeterli inceleme yapılmaksızın yalnızca tanık beyanlarıyla veya yerinde denetim yapılmadan kanaat oluşturulmaması, Denetime esas bilgi ve belgelerde çelişkiler bulunmaması, diğer kurumlardan ve kolluk kuvvetlerinden alınan bilgi ve belgeler ile denetim raporları arasında farklılıklar dikkate alınmadan karar verilmemesi, Yargı organlarınca verilen kararlarda gözetilmesi gereken hususlara dikkat edilmeksizin inceleme ve denetim yapılmaması ,Kurumun kontrol ve denetimle görevli memurlarınca yapılan denetimlerde boşandığı eşiyle fiilen yaşadığı kanaatinin oluşmasına karşın, söz konusu durumlara ilişkin bilgi ve belgelerle itiraz edilmesi durumunda itiraz konusu hususla ilgili yeniden denetim yapılması istendi.

Bura da Muvazaadan kastımız boşanma her ne kadar mahkeme kararı ile gerçekleşmiş olsa da aslında Mahkemenin de bu hileye alet edilmiş olmasıdır.

Her uygulamayı yasalarla sınırlandırmanız mümkün olmayabilir. Bir de İşin Ahlaki boyutuna bakmak gerekir.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), yetim aylıklarındaki usulsüzlüklerin peşini bırakmıyor. Denetimlerde, Türkiye genelinde 22 bin kadının devletten yetim maaşı alabilmek için anlaşmalı olarak boşandığı ancak ‘evliliklerinin devam ettiği’ belirlendi.

5510 Sayılı Kanun’da yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kızlarının, her birine ölen sigortalının aylığının %25’inin bağlanacağı hükme bağlanmıştır. Bu şekilde devlet zor durumda kalan ve ihtiyacı olan kız çocuklarının veya dul kadınların mağduriyetine bir nebze azaltmayı amaçlamıştır.

Hal böyle iken iyi niyetli olmayan kişilerce yasanın hükmünden istifade edilme olasılığına karşısında “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği ve bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 5510 sayılı Kanun’un yersiz ödemelerin geri alınması hükümlerine” göre işlem yapılacağı belirtilmiştir.

 

Borçlarını Yapılandırmayan Bağ-kur Sigortalılarının Durumları Nasıl Değerlendirilecek ?

7143 Sayılı kanun kapsamında Bağ-Kur Prim borcu bulunanlar, Temmuz-2018 sonuna kadar kuruma başvuru yapıp yapılandırma kapsamından yararlandılar. Yapılandırmaya başvuru yapmayanların Bağ-Kur prim borçları silindi. Silinen Borçların Gün karşılıkları da yok sayıldı. Daha sonra ihtiyaç duyan Bağ-Kur sigortalıları dilerlerse silinen  bu günlerinin karşılıklarını ödemek suretiyle ihya edebiliyor.

 

İş Yerinde Artan Yemekleri Evine Götüren İşçi İşten Atılabilir mi ?

İşçi; işverene karşı dürüst şekilde davranmak, çalışma ilişkisinde işverene zarar verecek tutum ve davranışlardan kaçınmak zorundadır. İşverenin talimatı doğrultusunda işçinin işyeri yemek artanlarını (ekmek, yemek, meyve vb.) evine götürmesi halinde sorun yoktur. Ancak, işverenin talimatı olmadan bunu yapar ve yapmakta ısrar ederse işverenin tazminatsız fesih hakkı doğar.

 

 

 

Birden Fazla İşveren Yanında Çalışanların Primleri Nasıl Değerlendirilir ?

Sosyal güvenlik sistemimiz içinde kişiler bir ay içinde en fazla 30 gün hizmet alabilirler. Yani ay 30 gün yıl ise 360 gündür. Çalışma hayatının pratiğinde bazı kişiler birden fazla işveren yanında çalışabilirler. Bu kişiler adına her bir iş yerinden ayda 30’ar gün prim de ödenebilir. Örneğin; K şahsı aynı ay içinde üç değişik iş yerinde çalışarak 30’ar gün ile toplamda 90 gün üzerinden prim ödeyebilir. Ancak kanuna göre, bu kişi o ay için 90 gün değil sadece 30 gün hizmet kazanabilir. Burada çalışanın adına ödenen primler düşük ise kazanç anlamında fayda sağlar. Ödenen primler SGK Tavanına kadar kabul edilir.