Tarçın, "Cinnamomum" ailesinin ağaçlarının dallarından gelen bir baharattır. Karayipler, Güney Amerika ve Güneydoğu Asya'ya özgüdür. Tarçın, M.Ö 2000'den bu yana çok değerli olduğu Eski Mısır'da tüketildi. Ortaçağda doktorlar öksürük, artrit ve boğaz ağrısı gibi durumları tedavi etmek için tarçın kullandılar. Şimdi Amerika ve Avrupa'da karabiberden sonra ikinci en popüler baharattır.

Hayvanlar üzerinde ve laboratuvarlarda yapılan bazı araştırmalar, tarçının bazı yararlı sağlık özelliklerine sahip olabileceğini göstermiştir, ancak bu yararları doğrulamak için daha fazla araştırma ve kanıt gerekli.

Faydaları

İnsanlar, sindirim sistemi, diyabet, iştahsızlık ve diğer durumlarla ilgili sorunları tedavi etmek için tarçın takviyesi kullanırlar. Ayrıca geleneksel tıpta bronşit tedavisinde de kullanılmıştır.

Bununla birlikte, bu kullanımları destekleyen kanıt eksikliği bulunmaktadır.

Mantar enfeksiyonları

2016 yılında yapılanbir laboratuvar çalışmasının sonuçlarına göre tarçın yağı, Candida gibi bazı mantar enfeksiyonu türlerinin tedavisine yardımcı olabilir.

Şeker hastalığı

2003'te yayınlanan araştırma, tarçının, tip 2 diyabetli hastalarda glikoz ve lipit seviyelerini iyileştirmeye yardımcı olabileceğini buldu.

Günde 6 gram (g) tarçın tüketildiğinde, tip 2 diyabetli 60 kişide serum glukozunu, trigliserit, LDL kolesterolü ve toplam kolesterolü düşürdüğü görülmüştür. Yazarlar, tip 2 diyabetli kişilerin diyetlerine tarçın içermesi durumunda, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar riskini azaltabileceğini öne sürdüler.

Alzheimer hastalığı

Hayvan çalışmaları, tarçının, Alzheimer hastalığının önlenmesine yardımcı olabileceğini göstermiştir.

Tarçın kabuğunda CEppt adı verilen bir ekstrakt bulunmaktadır. Bu ekstrakt  semptomların gelişimini engelleyebilecek özellikler içeriyor. Özü alan fareler, amiloid plaklar gibi hastalık belirteçlerinde bir azalma ve bilişsel davranışlarda iyileşme yaşadı.

HIV

Hint şifalı bitkilerinin ekstraktlarının incelenmesi, tarçının HIV'e karşı korunmaya yardımcı olabileceğini buldu.

Laboratuarda test edilen 69 ekstrenin, Cinnamomum cassia veya tarçın kabuğu ve tarçın filizi ve meyvesi olan Cardiospermum helicacabum, HIV aktivitesini azaltmada en etkili olmuştur.

Bu, tarçın içeren yiyeceklerin HIV'i tedavi edebileceği veya önleyebileceği anlamına gelmez, ancak tarçın ekstreleri bir gün bir tedavinin parçası olarak yararlı olabilir.

Multipl Skleroz

Tarçın multipl skleroza (MS) karşı aktivite açısından test edilmiştir. Araştırmacılar, tarçın tozu ve su karışımı tüketen fareleri test ettiler. Bulgular, tarçın, merkezi sinir sistemi (CNS) üzerinde anti-enflamatuar bir etkiye sahip olabileceğini ve hipokampustaki fonksiyonda iyileşme sağlayabileceğini göstermiştir.

Çalışmalar ayrıca tarçın Treg olarak bilinen düzenleyici T hücrelerini koruyabileceğini de göstermiştir. Bunlar "bağışıklık yanıtlarının ana düzenleyicisi" olarak kabul edilir. MS'li insanlar, koşulsuz insanlardan daha düşük Treg seviyelerine sahiptir. Fare çalışmalarında tarçın tedavisi, Treg'lere özgü bazı proteinlerin kaybını önledi.

Tarçın uygulamasının, MS'li farelerde miyelin seviyelerini geri kazandığı da bulunmuştur.

Yüksek yağlı öğünlerin olumsuz etkilerini azaltmak

İçerisinde tarçının da bulunduğu "antioksidan baharatlar" yönünden zengin diyetlerin, vücudun yüksek yağlı yemekler yemeye verdiği olumsuz tepkinin azaltılmasına yardımcı olabileceği, yapılan araştırma sonucunda gündeme gelmiştir.

Altı kişi 14 g baharat karışımı içeren yemekler tüketmiştir. Kan testleri, antioksidan aktivitenin yüzde 13 arttığını ve insülin yanıtının yüzde 20 düştüğünü gösterdi.

Kronik yaraların tedavisi ve iyileştirilmesi

Bir sağlık dergisinde yayınlanan araştırmalar, bilim adamlarının nane ve tarçından elde edilen antimikrobiyal bileşikleri hem biyofilmleri öldüren hem de aktif olarak iyileşmeyi teşvik eden küçük kapsüller içinde paketlemenin bir yolunu bulduğunu öne sürüyor. Bu şekilde, nane ve tarçın, enfekte olmuş yaraları tedavi etmek için bir ilacın bir parçası olabilir.

Editör: Haber Merkezi