Lefkoşa’da gerçekleştirilen panele; UAESEB ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, KKTC Başbakanı Ünal Üstel, Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, KKTC Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu, KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Olgun Amcaoğlu, KKTC Tarım ve Orman Bakanı Hüseyin Çavuş, KKTC Milletvekilleri, Türksoy Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf, Türk Eğitim-Sen Genel Başkan Yardımcıları Seyit Ali Kaplan, Cengiz Kocakaplan, Orhan Kütük, Kazakistan Eğitim, Bilim ve Yükseköğretim Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Aygül Mukaşeva, Kırgızistan Cumhuriyeti Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası Genel Başkanvekili Baktıkul Tynybekova, Kıbrıs Türk Memur-Sen Genel Başkanı Akın Manga ve yönetim kurulu üyeleri, Azerbaycan Tahsil İşçileri Azad Hemkarlar İttifakı Genel Başkan Yardımcısı Mirza Jaferzade, Kuzey Makedonya Ufuk Derneği Genel Başkanı ve Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Devlet Eski Bakanı Dr. Elvin Hasan, Kosova Türk Öğretmenler Derneği Başkanı Erol Kala, Romanya Türk Tatar Kökenli Öğretmenler Derneği Genel Başkan Vekili Vildan Bormambet katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan panelde; KKTC Başbakanı Ünal Üstel, KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu, UAESEB ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Kıbrıs Türk Memur-Sen Genel Başkanı Akın Manga, Türksoy Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf protokol konuşmaları yaptı.

Akın Manga: Garantörümüz ve anavatanımız Türkiye’nin değer ve kıymetini çok daha iyi anlıyor ve sonsuz güvenimizi bir kez daha yineliyoruz.

Kıbrıs Türk Memur-Sen Genel Başkanı Akın Manga yaptığı konuşmada, “Panelin KKTC’nin tanınmasına büyük katkıları olacağına inancımızı vurgulamak istiyorum. Ev sahibi Kıbrıs Türk Memur-Sen olarak tüm katılımcılarımıza gönülden teşekkürlerimizi belirtir, alınacak kararların hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Tüm Avrasya halklarının refah ve güven dolu bir geleceğin beklediğine yürekten inanıyorum” dedi.

“Yakın geçmişte 1963-1974 döneminde Rum-Yunan soykırımına tutulan Kıbrıs Türk Halkı direnmiş ve bugün kırkıncı kuruluş yıl dönümünü kutlamaya hazırlanmakta ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti egemen varlığını sürdürmektedir” diyen Manga, Gazze’de yaşanan katliama da dikkat çekti. Manga, “Garantörümüz ve anavatanımız Türkiye’nin değer ve kıymetini çok daha iyi anlıyor ve sonsuz güvenimizi bir kez daha yineliyoruz” şeklinde konuştu.

Talip Geylan: Kıbrıs’ta adalet tesis etmek için gelen bir milletin nasıl bir imha operasyonuna tabi tutulduğunu anlatmak ve aziz milletimizin destansı var olma mücadelesini unutturmamak bizlerin milli görevidir.

UAESEB ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan konuşmasında Kıbrıs Türklüğünün; mücadelesi ve onurlu direnişi ile Türk Dünyası’nın iftihar kaynağı, Türk milletinin göz bebeği, kahraman ecdadımızın da emaneti olduğunu söyleyerek, “Tüm dünyaya bir kez daha haykırıyoruz ki, Kıbrıs adası, yaklaşık 500 yıldır ecdat yurdudur. Kıbrıs adası, ana vatanın ayrılmaz bir parçası, öz evladıdır. Tarih şahittir ki, Türk milleti zulüm gören milletler tarafından her dönem hep bir kurtarıcı olarak görülmüştür. Zalimler karşısında mazlumlar için sığınılacak bir liman olarak dünya milletlerinin zihinlerinde yer etmiştir” dedi.

1963 yılının Aralık ayında Kıbrıs Türklerinin, katliamlarla yerinden yurdundan edildiğini söyleyen Geylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Zulme dur demek için; Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık’ın ‘Kuruluş, İttifak ve Garanti’ adındaki üç anlaşmayı imzalaması ile bağımsızlığını kazanan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin garantörü olan devletler göreve davet edilmiştir. Fakat diğer iki devletin sessiz kalması üzerine Kıbrıs Türklüğünün Lideri Dr. Fazıl Küçük ve Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu Başkanı Rauf Denktaş Ankara’ya gidip dönemin yöneticileriyle durumu görüşmüştür. Kıbrıs Türklüğünün kurtuluşu için Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kurulması ile ‘Bozkurt’, ‘Ağrı’ ve ‘Toros’un liderliğinde Kıbrıs Türkleri kendilerini EOKA militanı Rumların katliamlarından korumaya çalıştılar. Rumlar tarafından feshedilen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bütün imkânlarının EOKA militanlarının elinde olması, Yunanistan ve diğer devletlerin çeteci Rumlara açıktan ve örtülü desteği karşısında Kıbrıs Türklerinin imkânların sınırlı olması nedeniyle direnmeleri ve kendilerini korumaları oldukça güç olmuştur. Tarihe ‘Kanlı Noel’ olarak geçecek o kara gecede ise bütün dünyanın hatta Birleşmiş Milletler askerlerinin dahi yanı başında çok büyük bir katliam yapılmıştır. O günlerin cansız tanığı günümüzde ‘Barbarlık Müzesi’ olarak duran Tabip Binbaşı Dr. Nihat İlhan’ın üç çocuğu ve eşinin katledildiği bina hala acımızı diri tutmaktadır.

1964 yılında Türk Silahlı kuvvetleri ada Türklüğüne sahip çıkmak amacıyla EOKA militanları üzerinde uyarı uçuşu yapmış, uçağı düşürülmesi neticesinde esir edilen Türk Pilotu Cengiz Topel Rumlar tarafından işkencelerle şehit edilmiştir. Bütün bunların neticesinde 30.000 Kıbrıs Türkü 103 Türk köyünü köyü terk etmek, mağaralara ve göçmen kamplarına sığınmak zorunda kalmıştır.

Kıbrıs Türk nüfusu ada yüzölçümünün %3’üne tekabül eden, adada denize çıkışı olmayan ve sürekli kuşatma altında tutulan küçük bölgelere sığınmak durumunda kalmıştır. Ve nihayet, Türk milletinin sabırla bazı olayları takip etmesinin acizlik olarak algılanmaması bütün dünyaya Kıbrıs Türkleri için yapılan operasyon, uyarı ve Barış harekâtları ile gösterilmiştir. 

Türk hükümeti diplomatik yollardan sorunu çözmeye, sorumluları antlaşmalara uymaya davet ederken, bir yandan gerekli hazırlıkları yapmış ve ‘Ayşe tatile çıksın’ parolası ile 20 Temmuz 1974’de Kıbrıs Barış Harekâtı’nı gerçekleştirmiş ve adaya tekrar huzuru getirmiştir

1974 sonrası hem Türkiye hem Kıbrıs Türkleri egemen devletlerin çifte standardına maruz kalarak uzun yıllar ambargolar ile baş etmek zorunda kalıp ağır bedeller ödemiştir. 15 Kasım 1983 tarihine geldiğimizde ise, Yunanistan ve Kıbrıslı ayrılıkçı Rumların Enosis planına karşı ‘Taksim’ çıkışı ile umutlarının Türkiye olduğunu belirten Kıbrıs Türkleri, nihayetinde kendi göbek bağlarını keserek, ‘Toros’un liderliğinde bağımsız devletlerini kurmuşlardır.”

Kıbrıs’ta adalet tesis etmek için gelen bir milletin nasıl bir imha operasyonuna tabi tutulduğunu anlatmanın, aziz milletimizin destansı var olma mücadelesini unutturmamanın ve yıllardır sistematik bir propaganda ile Türk milletini yıpratmaya çalışanlara cevap vermenin bizlerin milli görevi olduğunu bildiren Geylan, Türk Dünyası’nın her bir ferdinin, imkânları ve ilgi alanları doğrultusunda tarafını haktan, hakikatten ve Türk milletinden yana belirtmek zorunda olduğunu kaydetti.

Türk Eğitim Sen ve UAESEB olarak her durum ve şartta Türk milletinden yana Türk milleti için çalışmayı şiar edindiklerini belirten Geylan, “Ant içiyoruz ki, bir adım geri adım atmadan daha iyi, daha ileri ve daha güzel yarınlar için çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Cumhurbaşkanımız Ersin Tatar’ın girişimleri,  diğer Türk Devletleri başkanlarının destekleri ile Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olarak kabul edilen Kıbrıs Türk Devleti’nin çok yakın zamanda layık olduğu uluslararası statüyü kazanacağına inandıklarını ifade eden Geylan, “Kıbrıs Türk’tür. Kıbrıs Türklüğü vardır, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vardır. Herkes bunu öyle veya böyle yakın zamanda kabul edecektir. Buna inancımız tamdır. Aksi bir durum, Güneşi Balçıkla sıvamaya çalışmak kadar beyhude bir girişimdir” diye konuştu.

Genel Başkan ayrıca, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 40’ıncı doğum gününü kutlarken, Türklüğün adadaki mevcudiyetinde ve bugüne gelmesinde emeği geçen, Lala Mustafa Paşa, Canbulat Bey, Sehit Cengiz Topel, Dr. Fazıl Küçük, Rauf Denktaş, Ali Rıza Vuruşkan gibi adını sayamadığımız onlarca yüzlerce devlet adamını, mübarek şehitlerimizi rahmetle anarak, gazilerimizi ve TMT mücahitlerimizi saygıyla selamladı.

Sayit Yusuf: Beraber üretecek ve ürettiklerimizi paylaşarak hem kendi milletimize hem de dünyaya katkıda bulanacağız.

Türksoy Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf da Türksoy olarak KKTC’nin kültürel değerini tüm dünyaya tanıtmak için yaptıkları çalışmaları anlattı. Yusuf, “Türksoy olarak KKTC’nin kültürel değerlerini, muazzam birikimini hem kendimize hem de dünyaya tanıtıyoruz. Ama şunu söylemem gerekir ki, Türkler olarak önemli bir eksiğimiz var. Bu büyük medeniyetin kurucuları olan ve dünyanın en önemli şaheserlerini üretmiş milletimiz ne yazık ki birbirini tanımıyor. Türkler birikimini ve tarihini de çok iyi bilmiyor. Dolayısıyla bizim önce kendimizi keşfetmemiz,  gücümüzü görmemiz ve buradan alacağımız özgüvenle yarınlara birlik ve beraberlik içinde yürümemiz gerekir. Beraber üretecek ve ürettiklerimizi paylaşarak, hem kendi milletimize hem de dünyaya katkıda bulanacağız” dedi.

METİN FEYZİOĞLU: BİZ BİRİZ, BERABERİZ

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu da yaptığı konuşmada “Bazıları niye bu devlet tanınmıyor demekte ve tanınmamaktan bazı sonuçlarda çıkarıp memnun da olmaktadır. Şunu ifade etmek isterim ki KKTC devleti uluslararası hukuka göre devlet olmanın tüm aranan özelliklerini istisnasız taşımaktadır. Mesele şudur ki KKTC dünyanın en sıcak, jeostratejik anlamda en önemli bölgesinde Türklüğün ikinci kalesidir ve 2. Dünya savaşının galiplerinin kurduğu o 5’li nizam KKTC’nin tanınmaması için el ele vermiştir. Öyleyse KKTC doğrudur, yerindedir, olmalıdır ve korunmalıdır” dedi.

Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür!” söyleminin alelade söylenmiş bir söz olmadığına dikkat çekerek, Bu nizam çökmek üzeredir. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Dünya 5’ten büyüktür’ cümlesi derin bir anlam ifade etmektedir. Cumhurbaşkanımız bugünü çok önceden görmüş ve uyarmıştır. Aynı ikiyüzlü kurulu düzen şuanda Gazze de kıyım yaparken, katliamcıları haklı görmekte ve katliamı eleştirenleri yasaklamakta, cezalandırmakta ve izole etmektedir” ifadelerini kullandı. 

Feyzioğlu, “KKTC, Türkiye için vazgeçilmezidir. Türkiye de Kıbrıs Türkleri için vazgeçilmezdir. Kahvehane köşelerinde Kıbrıs meselesini çözenler ve ileri sürdükleri çözümlerin de kendileri başka kimse tarafından bilinmediğine kendilerini inandırarak her konuya çözüm üretenler şunu bilmelidir; Kıbrıs Türklerine, Türklüğü, milli ve manevi değerleri öğretmeye ve tepeden bakmaya kimsenin hakkı yoktur. Anadolu sadece 100 yıllık bir işgal imtihanından geçmedi. Ama burası geçti. 82 yıl sömürge idaresine direndi ve milli ve manevi değerlerine sahip çıkarak üstüne koydu. Biz biriz, beraberiz” dedi.

Ünal Üstel: Dünyayla kucaklaşma yolunda tüm ezberleri bozarak ilerliyoruz.

KKTC Başbakanı Ünal Üstel yaptığı konuşmada İsrail saldırılarının bir an önce son bulması temennisinde bulunarak, “Çocukların ve masum sivillerin katledildiği bir soykırıma dönüşen bu savaşın son bulması için Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın üstlendiği liderliği buradan selamlıyorum. Ayrıca sizlerin huzurunda, tüm dünya liderlerine ateşkesin sağlanması için ellerinden gelen tüm çabayı ortaya koymaları çağrısında bulunuyorum” dedi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak, son derece önemli bir döneme girdiklerini söyleyen Üstel, “50 yılı aşkın süredir masada sonuçsuz şekilde sürdürdüğümüz federal çözüm görüşmeleri artık son bulmuştur. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak ortak şekilde ortaya koyduğumuz iki devletli çözüm vizyonumuz artık tek çözüm vizyonu olarak masadadır. Bunun bir gereği olarak, dünya ile kucaklaşma yolunda emin adımlarla ve tüm ezberleri bozarak ilerliyoruz. Dünyaya bizi tanıyın çağrısında bulunuyor, dünyaya hazır hale gelebilmek için ülkemizin ihtiyaç duyduğu tüm hazırlıkları yapıyoruz” diye konuştu.

20 Temmuz Barış Harekâtı sayesinde bugün, özgür biçimde ve güven içinde geleceğe büyük bir umutla baktıklarını ifade eden Üstel, “Aradan geçen 49 yılda, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti’nin büyük desteği ile halkımız uygulanan tüm haksız baskı ve ambargolara rağmen bu yıl 40. yaşını idrak ettiğimiz cumhuriyetimizi, hak ettiği gibi dünyanın bir parçası yapmak için canla başla çalışıyoruz. Cumhuriyetimize, haklarımıza, eşitliğimize, egemenliğimize sahi çıkmaya devam ediyoruz. Çektiğimiz acıları bir daha yaşamamak için geçmişten aldığımız dersleri asla unutmadan geleceğe yürümeyi sürdürüyoruz” dedi.

“Kıbrıs Türklüğünün Dünü, Bugünü ve Yarını” konulu panelin son derece önemli olduğunu bildiren Üstel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yine bu etkinlikler çerçevesinde hazırlanan çocuklarımız için Kıbrıs Türk tarihi kitabı ise her şeyden daha önemlidir. Çünkü bizler, tarihi, milli ve kültürel şuurumuzu çocuklarımıza aktaramazsak, bu şuuru geleceğe taşıyamazsak gelecekte Cumhuriyetimizi yaşatamayız, yüceltemeyiz. Tarihten kopan, tarihini unutan milletler yok olmaya mahkûmdurlar. Biz yok olmak istemiyoruz. O yüzden tüm değerlerimize sahip çıkıyoruz. Hepimizin ortak sorumluluğu, Devletimize her koşulda inançla sahip çıkmak, birlik ve beraberlik içerisinde devletimizin güçlenmesi için çok çalışmaktır.”

Zorlu Töre: Cumhuriyet en büyük eserdir. Bizim de Cumhuriyetimiz, bağımsızlığımız var.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre de yaptığı konuşmada, adaya barışı BM Barış Gücü askerlerinin değil, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri askerleri ve Türk ordusunun getirdiğini vurguladı. Türk askeri gelene kadar Kıbrıslı Türklerin ve mücahitlerin mücadelesini anlatan Töre, bugün Barış Harekâtının verdiği güven ortamı sonrası KKTC’nin milli bir devlet olarak ilan edildiğini kaydetti. KKTC devletinin 40. yaşının kutlanacağını dile getiren Töre, devletin şehitlerin ve gazilerin mücadeleleri ile kurulduğunun unutulmaması gerektiğini ifade etti.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerine vurgu yapan Töre,  “Cumhuriyet en büyük eserdir. Bizim de Cumhuriyetimiz, bağımsızlığımız var” dedi. Kurulan Cumhuriyeti kimsenin hediye etmediğini belirten Töre, “Bu topraklar bizlere aziz şehitlerimizin hediyesidir. Bu emanete kimsenin leke sürmesine asla müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Protokol konuşmalarının ardından “Kıbrıs Türklüğünün Dünü, Bugünü, Yarını” konulu panel gerçekleştirildi. Panelistler; Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Yeşil, Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Genel Başkanı Celal Bayar, Giresun Üniversitesi Öğretim Üyesi Yalçın Sarıkaya,  Mücahit, KKTC Kültür Eski Bakanı İsmail Bozkurt ve Bereketçi Mücahit Rauf Özhun’du.

Panelin ardından da Türk Eğitim-Sen tarafından hazırlanan “Çocuklar İçin Kıbrıs Türk Tarihi” ve “Fotoğraflarla Kıbrıs Türklüğü” adlı kitapların tanıtımı yapıldı.

Türk Eğitim-Sen ve UAESEB Genel Başkanı Talip Geylan, panelin ardından Türk Eğitim-Sen Genel Başkan Yardımcısı Seyit Ali Kaplan ile birlikte KKTC Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Sayın Fatih Arıcı’yı ziyaret etti. Geylan, “Kıbrıs Türk gençliğinin eğitimi için başarılı gayretlerine şahit olduğumuz Fatih kardeşimi tebrik ediyorum. Rabbim bahtını ve yolunu açık etsin” dedi.

Genel Başkan Talip Geylan ve beraberindeki heyet, 10.11.2023 tarihinde de Atatürk’ün ebediyete intikalinin 85’inci yılında başkent Lefkoşa’da anma törenlerine katıldı.

Atatürk Anıtı önünde yapılan ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın himayesinde gerçekleştirilen devlet töreninde protokol sırasına göre anıta çelenkler sunuldu. 09.05’te saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların yarıya indirilmesinin ardından Anıt Özel Defteri imzalandı.

Genel Başkanımız Talip Geylan, “Lefkoşa’da düzenlenen 10 Kasım törenlerine iştirak ettik. 85.yıldönümünde devletimizin kurucusu ölümsüz önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyoruz. Cennet mekân ruhu şad olsun.” dedi.

Türk Eğitim-Sen ve UAESEB Heyeti daha sonra KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu’nu makamında ziyaret etti. Türk Eğitim-Sen ve UAESEB Genel Başkanı Talip Geylan, Sayın Bakan’a nazik kabulleri dolayısıyla teşekkürlerini sundu.

Editör: Bilge Güler