Seferberliğin ilanından sonra çevre vilayetlerde görülen isyan ve şakilik hareketleri Sivas ve civarında da görülmüş ve saldırılar, sabotajlar başlamıştır. Bu defa Kara hisarin Yaycı köyünde Seponil isimli bir papaz, dini görevlerini bırakarak, Türklere karşı harekete geçmiştir.

ERMENİ TERÖR ÖRGÜTLERİ VE ERMENİLERİN YAPTIĞI KATLİAMLAR (9)

Kayseri, Merzifon, Amasya, Tokat gibi Sivas’ta da Ermeniler öteden beri isyanlar çıkarmışlar ve komitecilik faaliyetleri burada da Erzurum’daki gibi sürdürülmüş ve isyanlara katılmak istemeyen Ermeni halkından bir kısmına da baskılar yapılmak suretiyle silah ve cephane tedarik etmeleri sağlanmıştır. Evlerin, okulların yanı sıra kiliseler de birer silah deposu haline getirilmiş ve isyan çıkarmada, Türk halkına, jandarmasına ve askerine kastetme konusunda Ermeni papazları birçok defa komite elebaşlarını gerilerde bırakmışlardır. 1913 Ekim ayında Suşehri’ne bağlı Ezdebir nahiyesi Ermeni Manastırı Papazı Karih, hükümete karşı açıktan cephe almış ve bir hırsızlık olayı ihbarı değerlendirilerek evi arandığında çalınan eşyayla birlikte evinde, birçok silah ve cephane bulunmuştur. Mahkeme kendisini “hırsız” ve silah bulundurmaktan suçlu bulunca, affedilmesi için Karahisar Murahhasalığı ve İstanbul Ermeni Patrikhanesi olmadık çareye başvurmuşlarsa da, olayların murahhasalığın da talimatları doğrultusunda gerçekleştiği anlaşılınca adı geçen papaz tutuklanmıştır. Seferberliğin ilanından sonra çevre vilayetlerde görülen isyan ve şakilik hareketleri Sivas ve civarında da görülmüş ve saldırılar, sabotajlar başlamıştır. Bu defa Karahisarin Yaycı köyünde Seponil isimli bir papaz, dini görevlerini bırakarak, Türklere karşı harekete geçmiştir. Patrikhane ve Murahhasahane’nin aidatını toplamak bahanesiyle 1914 Kasımında köyleri dolaşarak Ermenileri toplamış ve “Osmanlılar, mağlup olacakları harbe başladılar. Az zaman sonra Ruslar Erzurum’dan girecekler, buralara kadar geleceklerdir. Ruslar önden, biz arkadan Ordu’yu işgal edeceğiz. Size vaktiyle verilen silahların kullanma zamanı geldi. Vaktiyle silahları almakta tereddüt gösteriyordunuz. Bugün anlayacaksınız ki, silahlar elimizde fena alet değilmiş. Hayatını feda ederek silah dağıtmaya çalışanları siz de takdis edeceksiniz” diye propagandaya girişmiştir.

SİVAS VALİLİĞİNE TELGRAF

Papaz Seponil’den sonra bazılarının da köylerde propaganda yapması ve Suşehri Pürek köyü muhtarı Agop’un “Bu silahları hangi gün için saklıyoruz” diyerek Zara Teşkilât-ı Mahsûsa Hafik Memuru Nuri Efendi’yi tabancayla yaralaması üzerine yapılan aramalarda 150 adet tüfek ve 10.000 civarında cephane ele geçirilmiştir. Müteakiben çevre köylerde de binlerce silâh ve cephane yakalanması üzerine, bir kısmı kaçırılmış ve Şebinkarahisar kilisesinde saklanmıştır. Bu silahlar daha sonra burada çıkarılacak olan isyanlarda kullanılacaktır.

Hükümetin zamanında harekete geçmesi ve birçok silahı ele geçirmesiyle bölgede büyük çaplı olaylar önlenmişse de, yine birçok sabotaj, mezalim ve katliam yapılmıştır.

Sivas Valiliğinden Dâhiliye Nezareti’ne 22 Nisan 1915 tarihinde gönderilen telgrafta ise olaylar şöyle özetlenmiştir:

Vilayet içinde Ermenilerin toplu olarak bulundukları yerler, Şebinkarahisar, Suşehri, Hafik, Divriği, Gürün, Gemerek, Amasya, Tokat ve Merzifon’dur. Şimdiye kadar Suşehri’nin Türk köyleriyle civarında ve Hafik’in Tuzhisar, Horasan köylerinde ve merkeze bağlı Olataş nahiyesinde yapılan aramalarda pek çok yasak silah ve dinamit bulundu. Ermenilerin bu vilayetten 30.000 kişiyi silahlandırdıkları, bunlardan 15.000 kişinin Rus ordusuna katıldığı ve diğer 15.000 kişinin de Türk ordusunun başarısızlığı halinde, ordumuzu gerisinden tehdit edeceği yakalanan sanıkların ifadeleriyle kesinleşmiştir. Taşnak Komitesi Ermeni çete reisi Murad (Hamporsum Boyaciyan)’ın sığındığı Tuzhisar köyüne gönderilen güvenlik birlikleriyle Ermeniler arasında çatışmalar olmuştur, kaçanlar takip edilmektedir.

Yine çevreden toplanan 500-800 civarındaki Ermeni 1915 Nisan başlarında Karahisar Kalesi’ne kapanarak hükümet kuvvetlerine ve halka ateş etmeye başlamışlar, jandarma kumandanıyla, bir polis ve bir tahsildar yaralayarak, Müslümanlardan on kişiyi de katletmişlerse de daha sonra kalenin çevreyle irtibatının kesilmesi ve takviye birliklerinin gelmesiyle tesirsiz hale getirilmişlerdir.

TRABZON OLAYLARI

Trabzon ve Samsun, Anadolu’ya açılan önemli ihracat ve ithalat limanlarından olduğu için özellikle buraya yerleşen Ermeniler, silah kaçakçılığında ve casusluk faaliyetlerinde buraları kullanmışlar ve teşkilatlanmışlardır. Giresun İskelesi’nde komisyonculuk yapan iki Ermeni, Vahan Badilyan ve Kel Artin, gizlice saman balyalarının içinde silah ve cephane geçirirken balyalardan biri vinçten kurtulmuş ve arasında silah ve cephane dökülmüştür. Gümrük memurlarının yaptıkları aramalarda balyalar içinde 400 martin ile birçok silah ve bol miktarda mermi yakalanmıştır. Buradaki Ermeniler seferberlik davetine uymadıkları gibi Türklerin askere katılımlarına da engel olmaya çalışmışlar ve Giresun Ruslar tarafından bombalanmaya başlayınca, galeyana gelerek çevreye saldırmışlardır. Rusların ihtilali müteakip Trabzon ve çevresini tahliyeleri sırası ve sonrasında Trabzon’dan Erzincan’a kadar bütün köyler Ermeni çeteleri tarafından tahrip edilmiş, camilere pislikler doldurulmuş, meyve ağaçları kesilmiş, kuyular katledilen Türk cesetleriyle doldurulmuş, viran evler ve bahçeler, kesilmiş eller, ayaklar ve parçalanmış vücutlarla dolmuştur.

ANKARA OLAYLARI

Hazırlıklarını yıllar önce tamamlamış olan Ermeniler, Ankara vilayeti ve çevresinde de seferberlikle birlikte askere gitmemek, askerden silahlarıyla birlikte firar etmek, giden Türklere engel olmak, silah, cephane ve gıda maddeleri depolamak, isyan çıkan diğer şehirlere yardıma gitmek, çeteler teşkil ederek cepheden yaralı olarak dönenlere veya yaşlı kadın ve çocuklara saldırmak, İtilaf Devletleri’ne casusluk yapmak, jandarmaya, polise saldırmak gibi faaliyetlere girişmişlerdir.

İlk hareket, Boğazlıyan kazasının Orih köyündeki Ermeniler tarafından Akdağ’a bağlı Çayırşeyhi köyünün çeşitli yerlerine değişik dönemlerde yerleştirilen bombalardan birinin patlaması sonucu Sıddık isimli bir çocuğun ağır yaralanması olmuştur. Bu olay üzerine Orih, Menteşe ve İğdeli köylerinde yapılan aramalarda birçok silah, cephane, bomba ve dinamit bulunmuştur. Asker toplamak üzere köylere giden jandarmalara silahla saldırdıktan sonra, Çatkebir yakınındaki ormanlığa sığınan yüzden fazla Ermeni, jandarmalara, askerlere ve yoldan geçen halka hücum etmişler ve Akdağmadeni kaza merkezinde de bombalar atarak gösteriler yapmışlardır.

Yine Boğazlıyan’ın çevre köylerindeki Ermenilerden 300 kadar silahlı çeteler kurarak çevre köylere tecavüz ettikleri gibi, bir kısmı da diğer köylerdeki Müslümanları öldürmeye, yağmacılık ve çapulculuk yapmaya başlamışlardır. Durumun ihbar edilmesi üzerine, itaat eden halkın rencide edilmeden, olayların acele ve şiddetle bastırılması için Yozgat Jandarma Taburunun tamamı ve diğer kazalardan da gerektiği kadar jandarma olay yerlerine 23 Temmuz 1915’te giderek eşkiyalık faaliyetlerini tesirsiz hale getirmiştir.

YARIN: ADANA OLAYLARI