Türkgün | Videolar | Siyaset | Gürsel Tekin'den Taner Yıldız isyanı! CHP'li yöneticiler karşısında sus pus oldu! Videonun uzun hali ortaya çıktı!

Gürsel Tekin'den Taner Yıldız isyanı! CHP'li yöneticiler karşısında sus pus oldu! Videonun uzun hali ortaya çıktı!

Mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Başkanlığı yönetimine atanan Gürsel Tekin isyanını masaya yumruk vurarak gösterdi.

Mahkeme kararıyla CHP İstanbul İl Başkanlığı yönetimine atanan Gürsel Tekin isyanını masaya yumruk vurarak gösterdi.

KAYNAK: TÜRKGÜN

CHP İstanbul İl binasında, partide yaşadıklarını anlatırken sert bir şekilde masaya yumruk atan Tekin görüntüleri siyaset gündemine oturdu. 

CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin ve CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan ile il binasında görüştüğü sırada, Aziz İhsan Aktaş ve Ertan Yıldız üzerinden masaya yumruk vurdu, sert bir şekilde yapılanları eleştirdi.

Gürsel Tekin konuşma esnasında uğradığı haksızlıkları anlatırken şu ifadeleri kullandı:

“Ben Aziz İhsan Aktaş’ın arkadaşı değilim. Ertan Yıldız’ın arkadaşı değilim. Beni partiden atıyorlar, Ertan Yıldız partide” 

Aytekin'in "mevzumuz bu değil" sözlerine Tekin, "mevzumuz bu" karşılığını verdi.

TARTIŞMANIN UZUN HALİ

Ensonhaber'in kayda döktüğü konuşmanın uzun hali ise şu şekilde:

Gürsel Tekin: Bir sürü arkadaşlarımızla görüştük. Dedik ki, burada parti hukuku neyi gerektiriyorsa yapalım. Tam 7 gün. 7 gün parti yöneticisi bütün arkadaşlarımızla temasımız oldu, görüşmemiz oldu. 'Aman ha kardeşim, ne olursunuz bak. Partinin tüzüğü neyi gerektiriyorsa, bir gram buna kim şaşarsa karşısında beni bulur kardeşim' Tamam mı? Tamam. 'Ne zaman olsun?' 'Üç gün sonra' Üç gün sonra oldu. Arkadaşlar, yedi gündür temasımız devam ediyor. Şimdi biz burada diyoruz ki, ortada bir sıkıntı var, sorun var. 

Ensar Aytekin: Gürsel Başkanım, şu anı konuşalım, şu anı. Sen git ya. Sen git Gürsel Başkanım. 

Gürsel Tekin: Ensar, bir kere öncelikle şunu söyleyeyim. Eğer bir görüşme talebi varsa, bak nezaket içerisinde hepsini anlattım. Nezaket içinde. Burada benim bir gram kusurum yok. Bir gram. 40 kişiyle görüşmüşüm, mesajları var, telefonları var. Bunların hepsi partinin üst düzey yöneticisi. Şimdi bana şunu söyle: Şu an bu sorunu çözmek için varsanız ben hazırım kardeşim. 

Ensar Aytekin: Genel Başkanım, bunun çözümü ne biliyor musun? Bu polisi buradan çıkartmak. 

Gürsel Tekin: Kardeşim yapmayın bunu ya! Çağrı yapan siz, polis gelen şu. İçişleri Bakanı’nı aradım. 'Sayın Bakanım' dedim, 'yapmayın, etmeyin' Bizim inisiyatifimizin dışında gelişen bir olay. Her türlü diplomatik şeyi kullandık. Biz CHP'liyiz. Bir an önce bu sorun çözülsün. 10 günde çözülecekse 10 günde çözmeye hazırız. Biz arkadaşlarla oturacağız, Yargı kararı, tüzüğümüz neyi gerektiriyorsa onu yapalım dedik. Baştan itibaren de onu söyledim. Ama arkadaşlarımız 'hayır'. Kayyum... Ben kayyum değilim kardeşim. Kayyum Esenyurt’ta. Çağrı heyeti. Bizi öneren kim? CHP’li. Davayı açan kim? CHP’li. Yahu ne istiyorsunuz bizden kardeşim? Ailemiz kalmadı, sülalemiz kalmadı, arkadaşlarımızın aileleri kalmadı. Bu gerçekten çok üzücü bir durum ya. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim yani. 

Ensar Aytekin: Bak şimdi şöyle yapalım ağabeyciğim. Hepimiz çözüm istiyoruz. Polis çıksın buradan. Seni de uğurlayalım ağabey, git. Ben seni arayacağım. Biz görüşeceğiz. Görüşeceğiz ya. 

Gürsel Tekin: Şimdi bak, 40 yıllık ben CHP’liyim. 40 yıllık CHP'de tüzüğü de bilirim, hukuku da bilirim, geleneklerini de bilirim, terbiyesini de bilirim. Yedi gündür, yedi gün bu sorunun buraya gelmemesi için... Arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi iradesini kullanmış olsaydı hiç bu sorunlar yaşanmayacaktı. Şu içinde bulunduğumuz hal içler acısı. 

Ensar Aytekin: Ben sana söyleyeyim. 40 yıllık partili, abi bu polisle gelmez. Gelir, gerekirse dayak yer, gerekirse dayak atar ama kendi gelir. 

Gürsel Tekin: Üstadım, siz de çok iyi bilirsiniz, devleti yönettiniz. Devlet bize bir görev vermiş. Sekizinci güne geldik. Arkadaş, burada bizim, bu bütün bu sorunları çözmek için elimizden geleni yaptık. Bu saatten sonra arkadaşımızla, bizim il başkanıyla ben el ele girmek isterdim, kol kola girmek isterdim. O il başkanı, basın toplantısında da söyledim, 'Arkadaşımızın hukuku da bana emanettir, arkadaşlarıma emanettir.' 

Ensar Aytekin: Ağabey sen parti hukukunu, onu geçtik ağabey. Bak ağabeyciğim, o polisin içinde olmaz. Polisle olmaz. Polis zoruyla hiç olmaz. Ben sana en yetkili ağızdan söylüyorum. Gel ağabey, seni ben yolcu edeyim. 

Gürsel Tekin: Ya beni nereye yolcu ediyorsunuz arkadaş? Şimdi benimle kafa mı buluyorsunuz ya? 

Gürsel Tekin: Bak arkadaş, şimdi yapılacak bir tek şey var üstadım. Arkadaşlarımız dört gündür, beş gündür, birçok yönetici arkadaşlarımız hepsi bizi yanılttı ya da sözleri geçmedi. İl başkanımız açıklama yapacaktı. İl başkanımız diyecekti ki, 'Efendim, yarın partimizin kuruluş yıl dönümü, çarşamba günü Gürsel Tekin'i bekliyoruz.' Eyvallah arkadaşım. Bunu konuşurken tam 8 dakika sonra il başkanı herkesi davet ediyorum, 'kayyum geliyor' bilmem ne. Arkadaş, ne istiyorsunuz ya? Ya bir tek olumlu cevap yok bu güne kadar ya! Ensar Aytekin: Bak burada çok kötü şeyler olur. Sen ki genel başkanlık hariç tüm makamlara oturmuş adamsın, bunları sana anlatmamam lazım. 

Gürsel Tekin: Ben her şeyi kamuoyuna söylüyorum. Ne kadar zibidi varsa televizyona çıktı. Bende hepsinin ağabeyiyim. Mal varlıklarım, ne kadar canavar bir şeymişim, çoluğumuza çocuğumuza neler neler. Bu mu partililik Allah aşkına ya. Ben hayatımda hiçbir partiliye bir tek kırıcı cümlem yoktur. Ben Aziz İhsan’ların arkadaşı değilim. Ben Ertan Yıldız’ın arkadaşı değilim. Beni partiden atıyorlar, Ertan Yıldız partide. 

Ensar Aytekin: Mevzumuz bu değil Gürsel Bey. 

Gürsel Tekin: Mevzumuz bu!

Yorumlar
Yorumlar yükleniyor...
Daha fazla yorum yükle...