Kimi zaman bir öfke nöbeti, kimi zaman küçük bir anlaşmazlık… Bir bakarsınız, evin ortasında minik bir fırtına kopmuş. Bağırmak mı, susturmak mı? Hayır. En etkili yöntem, önce kalpten dinlemek. Çocuklar, duygularını yetişkinler gibi ifade edemez; ama hissederler. Onlara güvenli bir alan sunulduğunda, en sert öfke bile yavaşça yerini sakinliğe bırakır.

Duyguları Gör, Bastırma
Bir çocuğun sakinleşmesi, “sus artık” demekle olmaz; duygusunu tanımakla olur. Psikologlar, çocukların duygularının bastırıldığında değil, kabul edildiğinde düzenlendiğini vurguluyor.
- “Kızgınsın biliyorum.”
- “Şu anda üzgünsün, ama ben yanındayım.”
Bu cümleler, bir çocuğun kalbine atılan güven tohumları gibidir. Çünkü çocuk, duygusunun “yanlış” olmadığını hissettiğinde rahatlar.
Nefesle Başlayan Sakinlik
Bir çocuk ağladığında, nefesi hızlanır, bedeni gerilir. O an sizin yavaş bir nefes almanız bile onun ritmini değiştirir. Uzmanlar, birlikte nefes egzersizi yapmanın en doğal sakinleştirme yöntemi olduğunu söylüyor:
- “Hadi birlikte bir balon şişirelim” diyerek oyunlaştırın.
- Burnundan derin nefes al, balonu üfler gibi yavaşça ver.
Bu oyun, aslında beyne “tehlike geçti” sinyali gönderir.

Sessizlik de Bir İletişimdir
Bazen çocuğa söyleyecek hiçbir söz kalmaz. İşte o anda, sadece yanında olmak yeterlidir. Sarılmak, saçını okşamak, sessizce yanında oturmak... Bu basit anlar, çocuğa “güvendesin” mesajını verir.
Ebeveynin sakinliği bulaşıcıdır çünkü çocuklar kelimelerden önce halimizi okur.
Ekransız Sakinlik
Günümüzde birçok ebeveyn, çocuğu oyalamak için hemen tableti uzatıyor. Oysa uzmanlara göre ekran, anlık sakinlik sağlasa da uzun vadede duygusal gelişimi zedeleyebiliyor. Bunun yerine:
- Boyama yapmak,
- Masal okumak,
- Doğada yürümek gibi basit aktiviteler, çocuğun duygusunu dönüştürmesine yardımcı olur.
Bir çocuğu sakinleştirmenin yolu, aslında onunla birlikte nefes almak, duygusuna eşlik etmek ve “buradayım” diyebilmektir. Çünkü sakin çocuklar, sakin ebeveynlerin kollarında büyür.