Türk milletinin sağduyusu, anlayışı, tevekkülü, birlik ve bütünlüğü, kavrama ve tedbir yeteneği, olağanüstü durumlarda en büyük gücümüz olmuştur. Kısa zaman içinde büyük belalar, ağır ve acı felaketler yaşadık. Bu anlayış, bu kavrayış ve bu bütünlükle hepsinin üstesinden geldik. Hiç şüphesiz koronavirüs belası da, yine bu sayede en hafif, en kolay ve en hızlı şekilde atlatılacaktır. Buna yürekten inanıyor, bu sonucun ortaya çıkmasını bekliyoruz.

DOĞRU TEDBİRLER ALINDI

Allah’tan gelene tevekkül ederiz, ama tedbiri de elden bırakamayız. Hükümetin daha ilk günden itibaren bu konuda çok duyarlı davrandığını, gerekli her türlü tedbiri hiç vakit kaybetmeden aldığını, bir defa daha altını çizerek söyleyelim ve bir hakkı teslim edelim. Okulların tatil edilmesi, başta futbol olmak üzere spor karşılaşmalarına ara verilmesi, son derece yerinde kararlardır. Önemli olan virüsü bulaştırmamak, bulaşmışsa da bunun yayılmasına meydan vermemektir. Kararlar bu bakımdan önemli, hatta hayatidir. Türk milleti istisnasız ülkemizin her yerinde bu kararlara büyük bir anlayış göstermiş ve hemen uyum sağlamıştır. Bu belayı dünyada en hafif şekliyle atlatan ülke olacağımızı tahmin ediyorum. Bunun söylerken elbette iyi niyet ve samimiyet dışında bir dayanağımız yok. Gönlümüzden geçen budur, bunu diliyor, bunu istiyor, bunun için dua ediyoruz.

HİJYENE DİKKAT

Fırsatçıların, vurguncuların, ahlak ve şeref yoksunlarının istismarı bu olayda da karşımıza çıkmıştır. Bu konuda da çok yerinde, hızlı ve etkili tedbirlerin alındığını memnuniyetle görüyoruz. Neresinden bakarsak bakalım, ne telaş etmemiz, ne ümitsiz olmamız için hiçbir sebep yoktur. Tam tersine ümitliyiz, hazırlıklıyız ve tam bir dayanışma içindeyiz. Yapılan resmi açıklamalar mutlaka dikkate alınmalı, itibar edilmeli ve uygulanmalıdır. Fısıltılara, istismarcılara, kötü niyetlilere, sosyal medya farelerine itibar edilmemelidir. Camilerimizde verilen cuma hutbesi bile bu konuya ayrıldı ve çok güzel, çok özel ve herkesi memnun edecek mesajlar verildi. Hijyene dikkat edilmesi, temastan kaçınılması, uzmanların açıklamalarına uyulması durumunda fazla bir sorun kalmayacaktır.

MEDENİ DÜNYA ÇARESİZ

Türkiye’nin zamanında harekete geçmesinin ve aldığı tedbirlerin ne kadar isabetli olduğunu, dünyadaki diğer ülkelere bakarak çok daha iyi anlıyoruz. İtalya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinin tamamı bu konuda Türkiye’nin çok gerisinde kalmışlardır ve bunun bedelini de ödüyorlar. Genel olarak medeni dünya, bir virüs karşısında çaresizdir. Silah, teknoloji, para hiçbir işe yaramamaktadır. Dünyaya hükmettiğini zannedenler boyunlarını bükmüş, bir yerlerden gelecek bir mucize haberini bekliyorlar. ABD gibi her şeye burnunu sokmakta, karıştırmakta, ayar vermekte hiç vakit kaybetmeyen bir devlet, panik halinde eve kapanmıştır. Trump denilen zavallı, kapıları kapatmayı bir çare zannetmektir ama olan çoktan olmuştur.

CHP VE YANCILARI SESSİZ

Bu arada CHP ve yancılarının bu virüs karşısındaki sessizlikleri gerçekten çok ilginçtir. Dünyanın dönmesinden bile Cumhur İttifakı’nı ve hükümeti suçlamak için bir gerekçe bulanların virüs üzerinden hâlâ saldırıya geçmemiş olmaları, bizim için şaşırtıcı olmuştur. Hatta alınan tedbirleri isabetli bulduklarını söyleyip, Sağlık Bakanlığına teşekkür edenlere dahi rastladık ki, bu durum şaşkınlığımızı daha da arttırıyor. “Acaba virüs korkusu mu ağır bastı?” diye düşünmeden edemiyoruz. Kimileri, ‘aslında olması gereken oluyor’ diyebilirler. Makul ölçülerde biz de böyle düşünebiliriz, ama karşımızdakilerin kim olduklarını, neye nasıl hizmet ettiklerini, siyasi rant uğruna neleri feda edebileceklerini çok iyi bildiğimiz için, yine de bize pek inandırıcı gelmediler. Yarın bir gün çıkıp kaldıkları yerden devam eder, virüs ile Cumhur İttifakı arasında bir bağ kurup saldırıya geçerlerse hiç şaşırmayız.

İDLİB BIÇAK SIRTINDA

Koronavirüs şu anda her şeyin önüne geçmiştir. Bu durum ciddi ve ivedi meselelerimiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor. İdlib hâlâ bıçak sırtındadır. Karşımızda Esad gibi teslim alınmış bir adam, Rusya gibi güvenilmez bir devlet var. Suriye meselesi kalıcı bir çözüme ulaşmadan, bize huzur olmayacaktır. Dikkatli olmak, bedel ödeyerek kontrole aldığımız yerleri tutmak, en küçük bir olumsuzlukta harekete geçip kararlılığımızı devam ettirmek zorundayız. Aynı şekilde Libya’daki durum karmaşıktır ve belirsizliğini korumaktadır. Buradaki pozisyonumuzu da korumak durumundayız. Yunanistan sınırındaki sığınmacı sorunu kanayan bir yaradır. Açık kapı politikası mutlaka devam ettirilmelidir. Diğer taraftan, Yunan zulmünü dünyaya iyi anlatmak ve durması için bir şeyler yapmak görevi de yine bize düşüyor.

İşimiz hiç kolay değil, ama biz Türk milletiyiz. Nelerin üstesinden gelmedik, bunları da atlatır ve çok daha güçlü ve bir şekilde yolumuza devam ederiz.