YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Sürekli basın özgürlüğünden ve gazeteciler üzerindeki baskıdan bahseden CHP, Yılmaz Özdil gibi saplantılı Cumhur ittifakı düşmanı bir kalemini bile bir çırpıda sildi attı. Meral Akşener 6’lı masa içinde kavga çıkarınca Yılmaz Özdil ona "Sokağa çıktığınızda, gençlere baktığınızda 2 adayın seçimi kazanma ihtimali var ve kamuoyu onları istiyor. Meral Akşener bunu dile getirdiği için masa tarafından dışlandı. Ayrılmak zorunda kaldı. CHP'li bir gazeteci olarak söylüyorum 'Meral Akşener masayı dağıttı' demek bir gazetecilik ahlaksızlığıdır" şeklinde destek vermişti. Yılmaz Özdil’in Meral Akşener’e bu şekilde sahip çıkması sonucu önce Sözcü TV’den, sonra Sözcü gazetesinden paketlenmesi gerçekleşti.

CHP’nin demokrasi ve basın özgürlüğü anlayışı işte bu şekildedir. CHP kendi yavrularını yiyen hayvan gibidir. Yılmaz Özdil’i de böyle yemiştir.

Oysa bu evlat tam kıvamına gelmiş CHP’li bir yazardı. HDP’yi herkesten önce savunuyor, terörist Demirtaş’a herkesten önce sahip çıkıyordu. Afrin’deki Zeytin Dalı Operasyonuna herkesten önce karşı çıkıyordu. Kalemine, diline HD(P)KK kayyum atamış gibi bir hale gelmişti. Herhalde akşamdan kalan berduşluğuna denk gelmiş olacak ki  Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı yapılan kalkışmada Meral Akşener’den yana olunca gazete ve televizyondan paket olma süreci de hızlandı.

“Rumlar öyle meze yapar ki kardeşim, helali hoş olsun, Kıbrıs'ı veresin gelir!" diyen Yılmaz Özdil’in meze için vatan satacak karakteri de zaten herşeye müsaittir.

6+HDP masasında siyasi ve kişisel menfaatler söz konusu olunca birbirine neler söyleyebilecek hale geldiğini tüm Türkiye görmüştü. Yılmaz Özdil’in Sözcü’nün hem gazete hem televizyonundan kovulması bunların basın özgürlüğünden, demokrasiden ne anladığını ortaya koyduğu gibi kendilerinden olana bile bunları yapanlar, acaba iktidar olurlarsa kendilerinden olmayan gazetecilere neler yapacaklar onu da herkes merak etmeye başlamıştır.

Yılmaz Özdil gibi geçmişte ulusalcı, vatansever olan bir gazeteciyi HDP’yi, YPG’yi, terörist Demirtaş’ı, Osman Kavala’yı, Canan Kaftancıoğlu’nu savunur hale getiren düzen, seçime iki ay kala onu kovmakta beis görmemiştir. Oysa Cumhur ittifakına karşı saplantıları, takıntıları ruh hastalığı kıvamına gelmiş Yılmaz Özdil’in Sözcü TV ve Sözcü gazetesinde 6+HDP masasına çok faydalı olacağı bir süreçte kovulmuş olması, bunların kendi aralarında bile en ufak eleştiriye tahammülleri olmadığını göstermiştir.

CHP’nin kendi medyasındaki basın diktatörlüğünü geçmişte Halk TV’den ve diğer CHP medyalarından 6+HDP masasına hizmet ettiği halde ufak bir eleştirilerinde kovulan gazetecilerden, yorumculardan biliyoruz. Yılmaz Özdil ise en popüler isim olarak CHP’nin basın tutumunu anlamak açısından ibretlik bir örnek olmuştur.

Sözcü takıntılı, saplantılı Yılmaz Özdil’i kovdu ama “PKK’ya teşekkür etmeliyiz” diyen daha saplantılı, takıntılı tip Fatih Portakal’ı getirdi.

Yılmaz Özdil geçmişte ne demişti: "Siz bugün Halk TV seyrederseniz, Sözcü gazetesi okursanız veya Tele 1 seyrederseniz Cumhuriyet gazetesi okursanız dersiniz ki AK Parti bitmiş ya CHP ilk seçimde yüzde doksanla seçimi kazanır. Sonra ne oluyor seçimde herkes karalar bağlıyor. Adam bizim üzerimizden dozer gibi geçmeye devam edecek kardeşim."

Şimdi mikrofon uzatsanız ne söyler acaba?