Yunanistan’da deprem olunca sevgi pıtırcığı olup “Yardım etmek bize düşer” diyen Berna Laçin’in, Elazığ depremi için “Hop güncelleme 6.5... Biliyorsunuz bir dereceden sonra o ilde vergi falan, depremden dolayı muafiyet alıyor” twitini atabiliyor. Bu tip insanların özetinden, Türkiye’deki solcuların özetini çıkarabilirsiniz.

Elazığ Sivrice merkezli ve acı sonuçları olan deprem sonrası provokatörlük yapmak adına öne ve ortaya çıkan isimler şunlar olmuştur. Sinema oyuncusu Berna Laçin, tiyatrocu-yazar Orhan Aydın, Ermeni yazar Sevan Nişanyan, gazeteci- yazar Serdar Akinan…

 

Yazdıklarıyla ve söyledikleriyle hepsi provokatörlükte birbiriyle yarışmıştır. Halkı kışkırtma, milletle devleti karşı karşıya getirme, halk arasında kin-nefret tohumları ekme adına zehirli dillerini ve kalemlerini bir an olsun durdurmadılar. Hepsinin ortak özelliği solcu olması, hepsinin ortak özelliği terörist Demirtaş’a, HDP’ye ve terör örgütü PKK’ya aşk, sevgi ve sempatiyle bakmasıdır.

O yüzden hiçbirinin derdi, Elazığ’da ve Malatya’da depremde hayatını kaybeden insanlarımız olamaz. Bunların insan sevgileri, insana değer vermeleri olsa, eli kanlı terörist Demirtaş güzellemeleri yaparlar mı?

“Devletsen devletliğini yap…kes sesini ve halkına yardım et. “diye kaba ve iğrenç bir dille devleti aşağılayan Orhan Aydın, söz konusu terörist Demirtaş olunca “Selahattin Demirtaş’ın yapayalnız bırakılması hangi teslimiyetin ürünüdür?” dayanışmasını hiç eksik etmiyor.

Yunanistan’da deprem olunca sevgi pıtırcığı olup “Yardım etmek bize düşer” diyen Berna Laçin’in, Elazığ depremi için “Hop güncelleme 6.5... Biliyorsunuz bir dereceden sonra o ilde vergi falan, depremden dolayı muafiyet alıyor” twitini atabiliyor.

Onun da meselesi depremde hayatını kaybedenler değildi. Yoksa hendek-çukur olaylarında şehit olan asker ve polislerimizin ve Kobani olaylarında hayatını kaybeden vatandaşlarımızın üzerinde kanlı elleri olan birini “Seçimle ilgili siyasi olmayan bir tespit. İlk defa siyasi arenada, aralarında aşk çekimi olan bir çift gördüm. Demirtaş çifti, çok flörtöz değil mi ya” güzellemeleriyle övebilir miydi? Buna benzer birçok HDP-Demirtaş güzellemesi vardır. Teröristlere “gerilla” diyecek kadar da kavram ve sıfat üzerinden teröristleri öven kişidir.

Ermeni Sevan Nişanyan ise yaşanan deprem sonrası içinde biriktirdiği kin ve nefretini dışa vurarak Elazığ halkına “Elazığ Tr’nin en bağnaz, en cahil, en paranoyak, cinsel saplantılı, maddi ve manevi tecavüz kültürü gelişkin kentidir. Gasp edilmiş emlak üzerine kuruludur, inkar edilmiş kimliklerden örülü bir hapishanedir.” şeklinde hakaret etmiştir. Bu nasıl bir sapık ruh halidir ki, enkaz altında insanlar kurtulmayı beklerken, bu şahıs Elazığ halkına alçakça hakaret edebiliyor.

Sevan Nişanyan denen sapık da diğerleri gibi terörist Demirtaş hayranıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yazdığı bir yazısında “İlk turda doğal olarak Demirtaş. İkincide RTE’nin karşısına kim çıkarsa o.” demişti. Elazığ halkına aşağılık cümlelerle hakaret eden bu sapığın unuttuğu bir şey de, desteklediği Selahattin Demirtaş’ın Elazığlı olmasıdır.

Eşinin üzerine dışkı dolu kavanozu boşaltan bir ruh hastasından ne bekliyorsunuz ki?

“Tecavüzcülerin çoğu büluğ çağının fırtınaları arasında yolunu kaybetmiş âşıklardır“ diyerek tecavüzcüyü kutsayan bir sapık kendine yakışanı yapmıştır.

Sözde ulusalcı bilinen ama Kandil pozlarıyla, terörü ve teröristleri övmesiyle hafızalara kazınmış Serdar Akinan ise “Yani anlayacağınız AFAD yetkilisi enkaz altındaki kadını 1 saat bekletiyor. Erdoğan oraya vardığında çıkartın talimatı veriyor ve kadın Erdoğan’ın yanına getiriliyor” yazısıyla ayrı bir fitne olmuştur. Canla başla çalışan ve enkaz altındaki vatandaşlarımızı kurtarmada başarılı olmuş AFAD başta olmak üzere diğer kurtarma görevlilerine saldıran Serdar Akinan da diğerleri gibi bir alçaklığa imza atmıştır.

Bu Serdar Akinan kim peki?

“Bu derin hukuksuzluğa tepki DHKP-C’den patlıyor. İsyanı haksız bulmak mümkün mü? Unutmayın: Bir yerde adalet yoksa orada anarşi haktır” diyerek, terörü ve teröristleri öven kişidir. Kandil’de Murat Karayılan ve diğer teröristlerle sırıtarak pozlar veren, PKK’lı terörist kadınlarla belgesel çeken ve kitabında o teröristlerden “Silahların Gölgesinde Bir Kadın Hareketi” diye bahseden ve diğerleri gibi Demirtaş aşığı olan biridir.

Hepsi sözde deprem duyarlılığı kasıyor ama on binlerce insanımızı öldüren, askerimizi, polisimizi şehit eden terör örgütü PKK ve teröristlere karşı oldukça sevgi ve ilgi duyuyorlar.

Bu da gösteriyor ki, bunların derdi ne depremde hayatını kaybeden insanlarımız, ne de depreme yönelik alınacak tedbirlerdir. Bunların terör örgütü PKK ve terörist Demirtaş’a sahip çıkmalarına baktığımızda, terör örgütü PKK tüm Elazığ halkını kurşuna dizse inanın sesleri çıkmaz. Ama şimdi mesele devlet düşmanlığı, hükümet karşıtlığı olunca depremi bahane ediyorlar.

Bunlar hem ajan, hem haindir. Başka bir izahı olmaz.

Serdar Akinan zaten kameralar önünde bu durumu şöyle itiraf ediyor:

Gezi sürecinin sonuna doğru Türkiye’de gidişattan memnuniyet duymayan bir kısmı Türkiye’de bir kısmı ABD’de yaşayan bir çok Türk üst düzey yönetici bir araya gelip ve “Türkiye’de demokrasinin değişmesi için, gelişmesi için bağımsız medyaya ihtiyaç var ve biz de buna para koyacağız demiş” dediler. Bunlar bana geldiler dediler ki, “Türkiye’de medyaya yatırım yapacağız, hiçbirimiz medya alanında iş yapmıyoruz ama kurallarını belirleyelim.” Bana bir kurallar çerçevesi dayattılar. Ve bunu yekten kabul ettim.”

Bunlar emperyalist ABD’den silah yardımı alan terör örgütü PKK’ya alkış tutan ve sonra da çıkıp “Anti-emperyalist” nutukları atan ruh hastası solculardır. Allah bu ülkeyi bunların ihanetinden korusun.

Bu dört kişinin özetinden, Türkiye’deki solcuların özetini çıkarabilirsiniz.