IMF, Mali İzleme Raporu'nun nisan sayısını "Politika Normalleşmesi Yolunda" başlığıyla yayımladı.

Raporda, COVID-19 salgınının ortaya çıkmasından bu yana geçen üç yılda maliye politikasının normale döndüğü kaydedildi.

Eş zamanlı olarak 2020'de sağlanan olağanüstü desteklerin ardından 2022'de hem para hem de maliye politikalarının ülkelerin yaklaşık dörtte üçünde yüksek enflasyon ve salgınla ilgili harcama önlemlerinin süresinin dolması nedeniyle sıkılaştığı belirtilen raporda, bu değişimin oldukça değişken bir ortamda meydana geldiği aktarıldı.

Raporda, "Ekonomiler, mali alanda devam eden gerilimlerle Kovid-19 ile ilgili derin bir durgunluktan hızla toparlanırken, hükümetler yaşam maliyeti krizi, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve finans sektöründeki istikrarsızlıkla karşı karşıya kaldı." değerlendirmesinde bulunuldu.

ABD ve Çin küresel kamu borcu eğilimlerini şekillendiriyor

Kamu maliyesinin, benzeri görülmemiş şokları ve hükümet eylemlerini yansıtan büyük dalgalanmalar yaşadığına işaret edilen raporda, ekonomik daralma ve büyük hükümet desteklerinin bir sonucu olarak 2020'de GSYH'nin yaklaşık yüzde 100'üne ulaşan kamu borcundaki tarihi artışın ardından istisnai önlemlerin sona ermesinden bu yana mali açıkların azaldığı kaydedildi.

Raporda, 2021-2022'deki güçlü nominal GSYH büyümesiyle küresel borcun 70 yılın en sert düşüşünü kaydettiği ve 2022'nin sonunda GSYH'nın yüzde 92,1'ine gerilediği, ancak hala 2019'un sonundaki seviyenin yaklaşık 8 puan üzerinde olduğu bildirildi.

Raporda, küresel kamu borcunun GSYH'ya oranının bu yıl yüzde 93,3'e, 2024'te ise yüzde 94,6'ya yükselmesinin beklendiği aktarıldı.

Kamu borcunun GSYH'ya oranının 2028'de ise yüzde 99,6'ya çıkacağının tahmin edildiği belirtilen raporda, ABD ve Çin ekonomisindeki gelişmelerin küresel kamu borcu eğilimlerini şekillendirdiği ifade edildi.

ABD'nin kamu borcunun GSYH'ya oranının 2028'e kadar yüzde 136,2'ye çıkmasının beklendiği kaydedilen raporda, Çin'in kamu borcunun GSYH'ya oranın ise aynı dönemde yüzde 104,9'a yükseleceğinin tahmin edildiği aktarıldı.

Raporda, Türkiye'nin kamu borcunun GSYH'ya oranın ise 2023'te yüzde 35, 2024'te yüzde 36,7, 2025'te yüzde 37,7, 2026'ta yüzde 38,8, 2027'de yüzde 40,4 ve 2028'de yüzde 42,3 olmasının beklendiği kaydedildi.

Yakın vadeli mali görünüm karmaşık olmaya devam ediyor

IMF'nin raporunda, "Yakın vadeli mali görünüm karmaşık olmaya devam ediyor, maliye ve para politikalarının, fiyat ve finansal istikrarı sağlarken belirsiz bir ekonomik ortama ve hızla değişen finansal koşullara yanıt verecek şekilde yakından uyumlu hale getirilmesi çok önemli." değerlendirmesinde bulunuldu.

Raporda, hükümetler daha yüksek faiz faturalarıyla ve kamu harcamalarını artırma baskılarıyla karşı karşıya kaldıkça, 2023'te genel mali açıkların GSYH'ye oranının yüzde 5'e çıkmasının beklendiği kaydedildi.

Risklerin aşağı yönlü olduğu vurgulanan raporda, "Finans sektöründeki istikrarsızlık şiddetlenirse, hükümetler yardıma çağrılabileceği için kamu sektörü bilançoları üzerinde de baskı oluşturabilir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Raporda, "Orta vadede, mali açıkların gelecek birkaç yıl içinde pandemi öncesi seviyelerin üzerinde kalacağı tahmin ediliyor." ifadesi kullanıldı.

IMF raporunda, hükümetlerin mali tamponların yeniden inşasına daha fazla öncelik vermesinin gerekeceği, ülkelerin tutarlı makroekonomik politikaları teşvik eden, borç kırılganlıklarını zaman içinde azaltan ve gelecekteki şoklarla başa çıkmak için gerekli alanı oluşturan güvenilir, riske dayalı mali çerçeveler geliştirmesi gerektiği vurgulandı.