YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

6’lı masanın Meral Akşener tarafından devrilmesinden sonra yaklaşan seçimlerden dolayı da tüm gündem bu konularla şekillenmeye başladı. Fakat 45 binin üzerinde insanımızı kaybettiğimiz büyük bir deprem felaketi yaşadık. Acıların dindirilmesi, yaraların bir an önce sarılması gerekiyor. Bu gündemin asla seçim gündemiyle arka plana atılmaması gerekiyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu manadaki şu gündem yorumu çok anlamlı olmuştur: “Bu dağılmanın olduğu anda biz neredeydik? Dolmabahçe’de biz 110 kadar ilim adamıyla partimizin bu konudaki yetkili bakanlarıyla toplantı halindeydik. Çünkü biz can derdindeyiz. Türkiye’de bir deprem olayı var. Felaketlerin felaketi bir durum var. Ve biz bu felaketi nasıl önleriz, nasıl bir an önce bu enkazı kaldırırız ve bunların yerine de halkıma dediğim gibi, bize 1 yıl müsaade edin, biz bir yıl içerisinde inşallah bu enkazı kaldırıp, bir taraftan da konutları Van’da olduğu gibi Bingöl’de olduğu gibi, Malatya’da olduğu gibi, Elazığ’da olduğu gibi, Antalya’da, Manavgat’ta bütün buralarda olduğu gibi, İzmir’de olduğu gibi, aynı şekilde bir an önce inşallah bunları derleyip toparlayıp şu anda dışarıda kalan vatandaşımı tekrar konutlara yerleştirelim istiyoruz.”

Büyük deprem felaketinden sonra canı yanan, yüreği sızlayan, evsiz, işsiz, aşsız kalan herkes, Türk milleti ve devletinin sorumluluğundadır. Yüreğine, gönlüne dokunulmayan, maddi ve manevi olarak ilgilenilmeyen, dertlerine derman bulunamayan bir tane depremzede kalmamalıdır. Türk milleti ve devleti bu durumu bir saniye bile gözardı etmemelidir.

Onbinlerce canımızı kaybettik. Fakat bundan sonra hayat elbette kalan canlarla devam edecektir. Ama o depremzedelerin hayatının bundan sonraki aşamasında onarılması, yaralarının sarılması, ihtiyaçlarının karşılanmasıyla daha huzurlu hale gelebilir.

Kimi ailesinin tamamını, kimi bir kısmını kaybetmiş, kimi ayağını, kolunu, elini, kimi dükkânını ve tüm sermayesini, kimi evini, kimi eşyalarının tamamını, kimi hayallerini, kimi geleceğini kaybetmiş durumdadır. Giden canların geri getirilmesi dışında birçoğunun yerine konulması mümkündür. İşte devlet-millet dayanışmasında bu mümkün olanı gerçekleştirmeliyiz.

6+HDP masasının siyasi menfaatleri için yarattığı bu kirli gündemle mümkün olanları yapma konusundan uzaklaşmamalıyız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi can derdinde olmalıyız. Hükümetin en öncelikli mesele olan barınma konusundaki çalışma ve sonuca ulaştırma azmi bilinmektedir. Deprem bölgesinde bu manada başlatılan ve hızla devam eden ev çalışmaları birçok insanın hayatını düzene sokacaktır. Bu felaketin yaralarını, travmalarını kapatmak oldukça zor ama bunu başarabilirsek büyük devlet ve millet olmanın hakkını vermiş olacağız.

45 binin üzerinde insanımızı kaybettiğimiz büyük bir deprem felaketini "Bir algı operasyonuyla olayı çok fazla büyütüp sıyrılmaya çalışıyorlar. Asrın felaketiymiş. Başka ülkede niye böyle olmuyor?”  şeklinde yorumlayan Kemal Kılıçdaroğlu’nun etrafındaki kirli gündem ile depremzedeler asla unutulmamalıdır.

Depremzedelerin yaralarını sarma konusundaki seferberlik hali seçim öncesi ve sonrası aralıksız devam etmelidir. Şu son üç günün kirli gündemi belli ki önümüzdeki süreçte yoğunlaşacaktır. İki yıldır ülke gündemini meşgul edenlerin, bu süreçteki meşgul etme halleri daha zararlıdır. Çünkü 13. 5 milyon kişiyi etkileyen bir depremin yaralarını onarmak önceliklidir.