Bütün gelişmeler zillet ittifakının seçimlerle sınırlı olmadığını, bazı belediyelerin el değiştirmesinin verdiği cesaretle, çok daha ileri götürüleceğini gösteriyor.

Zillet ittifakının PKK uzantısı HDP ile seçim ittifakı kurmasının, ülkemizi ne tür tehdit ve tehlikelerle karşı karşıya bıraktığı, seçim sonrasındaki gelişmelerle birlikte daha da netleşmiştir. Bütün gelişmeler bu kirli ittifakın seçimlerle sınırlı olmadığını, bazı belediyelerin el değiştirmesinin verdiği cesaretle, çok daha ileri götürüleceğini gösteriyor. Özellikle CHP, PKK uzantıları ile kurduğu yıkım ortaklığını artık gizleme gereği dahi duymadığı gibi, aleni şekilde övmeye ve daha da ileri götürmeye başladı. İP ise, PKK uzantıları ile kolkola yürümeyi ve CHP’ye yancılık etmeyi, kısa siyasi ömrünü sığdırmış olarak tarihe geçecektir.

KRİZ VE KAOS ARIYORLAR

Kemal Kılıçdaroğlu, boşuna her şeyi göze alarak Çubuk’a gitmemiş. Neyi, nasıl kullandıklarına bakınca, tezgahın neden kurulduğu da ortaya çıkıyor. PYD’yi terör örgütü görmeyip, bize saldırmayacağını dünyaya ilan eden birinin, bu katil güruhunun şehit ettiği bir kahramanımızın cenazesine ısrarla katılmak istemesini iyi niyetle izah etmeye çabalamak, aklımızla alay etmektir. Bu bahane ile bir taraftan ortalığı karıştırıp kriz ve kaos oluşturmaya çabalıyor, diğer taraftan kirli ortaklıklarına zemin kazandırıyorlar. Nitekim, herkes üzerine düşen rolü büyük bir memnuniyetle oynamaktadır. Ne Ekrem İmamoğlu’nun Selahattin Demirtaş’ı beğendiğini ilan etmesi bir tesadüf, ne de Canan Kaftancıoğlu’nun seçim öncesinde tevil etmeye çalıştığı sosyal medya paylaşımlarını, seçimlerden sonra savunup, bunların parti politikalarına aykırı olmadığını söyleyerek, daha da ileri götürmesi bir rastlantıdır.

KANDİLLİ KATİLLERİN CHP’YE TEKLİFİ

Zillet ortaklığı paylaşım aşamasındadır. HDP açık şekilde payına düşeni istiyor. Hatta, Kandilli katiller bu payla yetinmeyip, işi daha da ileri götürmeleri gerektiğini CHP’ye dikte etiler. Ve CHP’den, en küçük bir itiraz gelmediği gibi, gelişmeler, teklifin kabul gördüğüne delalet ediyor. Kim bilir el altından hangi pazarlıklar yapılıyor, hangi sözler veriliyor, hangi paylaşımlar yapılıyor? Yakında çıkar kokusu. Hiç kimse, bu yazdıklarımızın tek bir harfine dahi itiraz etmeye kalkışmasın. Emin olun yazdıklarımızın, eksiği çoktur, ama zerre kadar fazlasını bulamazsınız. Başka hiçbir gösterge olmasa dahi, HDP’lilerin yenilir yutulur olmayan söz ve taleplerine, Kandilli katillerden gelen teklif ve açıklamalara sessiz kalınması, hiçbir tepki verilmemesi, neler olduğunu anlamamıza da, tespitlerimizi doğrulamaya da yeterlidir.

HÜKÜMET SİSTEMİNE SALDIRIYORLAR

Zilletin bekamıza yönelik tehdit ve tehlikeleri, PKK uzantılarını meşrulaştırmak, belediyelere yerleştirmek ve yeniden azmalarına uygun zemin oluşturarak Türkiye’yi bir belirsizliğe sürüklemekle sınırlı değil. Meclis’te de harekete geçecekleri ve bir kaos ortamı oluşturmaya çabalayacakları şimdiden bellidir. Dikkat edilirse, seçim sonrasında düzenli ve devamlı bir şekilde sistem tartışması başlatılmak istendiği kolayca fark edilecektir. Zilletin bütün sözcüleri, hangi cümleyi kursalar, sonunu mutlaka yeni hükümet sistemine bağlıyorlar. Bazı siyaset eskilerinin söz ve açıklamaları da bu kirli hesaba destek oluşturmaktadır. Ahmet Davutoğlu’nun değerlendirmelerine en çok sahip çıkan, savunan ve alkışlayan CHP güruhudur. Bu aynı zamanda kumpasın boyutlarını ve nasıl organize hareket edildiğini de bize söylüyor. Belli ki, bütün hesaplar, bütün planlar, bütün kumpaslar yeni hükümet sistemi karşıtlığı üzerinden işliyor.

BEKADAN RAHATSIZLAR

MHP ve Sayın Devlet Bahçeli, yerel seçimlerin bir beka meselesi olduğunu söylerken, zillet bundan çok rahatsız oluyor ve bu söylemi çürütmeye çabalıyordu. Yerel seçimlerin beka ile ne ilgisi olduğunu sorguluyordu. Oysa, Sayın Bahçeli, beka tehdidinin altını, tam da bugün yaşananlarla dolduruyor, Cumhur ittifakı başarılı olamazsa, terörün azacağını, sistem tartışması başlatılacağını, içeride ve dışarıda Türkiye ile hesabı olanların harekete geçeceğini söylüyordu. Bekamızın bir tehdit altına girmemesi için Cumhur ittifakının çıtası yüzde 52’yi yakalamaktı. Bu oran fazlasıyla yakalanmıştır. Buna rağmen, birkaç belediyenin el değiştirmiş olmasını fırsata çevirip, kirli hesaplarını hayata geçirmeye çalışıyorlar.

KOMPLO ÇOK BOYUTLU

Cumhur ittifakı sıkı durmak ve kararlı olmak durumundadır. Zillet bütün unsurları ile seçim sonrasında da varlığını devam ettirdiği gibi, hedef büyütmüş ve harekete geçmiştir. Sayın Cumhurbaşkanının iyi niyetle söylendiği anlaşılan bir cümlesinin bile nerelere çekildiğini ve nasıl heyecanlandıklarını ibretle izledik. Sayın Bahçeli’nin belirttiği gibi, ülkemizin bugünkü şartlarında karşı karşıya olduğumuz komplo çok boyutludur. Maruz kaldığımız kuşatma çok ortaklıdır. Muhatap olduğumuz kumpas çok vahşidir. Artık tüm tarafların emelleri aşikardır, açıktadır, askıya çıkmıştır.Saklamaya, gizlemeye, örtbas etmeye imkan kalmamıştır. Kavramlar birbirine karışmış, değerler aşınmış, çıkar ittifakları deşifre olmuştur. Kendilerine milliyetçi diyen, nasıl ve hangi yollardan kuruldukları belli olan, misyonları yalnızca MHP’yi engellemek üzerine bina edilen iyi görünümlü kötülerin PKK’yla, FETÖ’yle aynı emellere sabitlenmesi gayri milli bir üst aklın marifetidir. MHP’nin önünü kesmekle görevli olanların CHP’nin dümencisi, HDP’nin tefçisi olmaları utanç vesikasıdır.Atatürk’ün partisinin Türkiye muhaliflerinin çatı kuruluşu, Türk düşmanlarının ana karargâhı, HDP’nin ana kucağı haline gelmesi vahim bir senaryonun varlığına çok net işarettir. Bu senaryonun makul ve mantıki hiçbir yanı görülemeyecektir.