Toksik Pozitiflik
Tarımla ilgili; enflasyon fiyatları açıklandığında, herhangi bir ürün bulunmadığında, dışalım (ithalat) yapıldığında, üretilen ürün değerini bulamadığında tarımı konuşuyor ve tartışıyoruz.
Tarımsal destekleme ödemesinin hesaplara ne zaman aktarılacağında, üreticilerin soğanları, patatesleri ırmağa attığında, pestisit kalıntıları ve aflatoksin haberlerinde tarımı konuşuyor ve tartışıyoruz.
Mazot, gübre ve tohuma zam geldiğinde, İlkbaharda sıvı gübre ve ilaç kullandığımızda, hasat sonrası veresiye alınan; gübre, tohum ve ilaç fiyatlarını gördüğümüzde tarımı konuşuyor ve tartışıyoruz.
Üreticinin sütleri yollara döktüğünde, et ve süt ürünleri fiyatlarını gördüğümüzde, canlı hayvan dışalımı (ithalat) yapıldığında tarım gündeme geliyor, konuşmaya ve tartışmaya başlıyoruz.
Genel olarak baktığımızda söz konusu tarım olunca bütün olumsuzluklarla ön plana çıkartılmaya çalışılıyor. Dolaysıyla aklıma ilk “olumsuzluk yanlılığı” (negativity bias) geliyor. “İnsanların olumsuz olaylara, olumlu veya nötr olaylardan daha fazla önem atfetme eğilimi” olarak tanımlanıyor.
Çoğumuz, belirsiz bir durumu hemen en kötü senaryoyla doldurmak konusunda eğilimliyizdir. Bu otomatik düşünceler bazen gerçekliğin çok uzağına düşebilir ve bizi gereksiz yere endişelendirebilir. Tarım sektörüne bakışta tam da bu yöndedir.
Oysaki bizim coğrafi yapımız ve insan kalitemiz dikkate alındığında her gün tarımı konuşuyor ve tartışıyor olmamız gerekiyor.
Bir yandan, günlerdir “bardağın dolu tarafından bakmak” bakış açısı üzerine düşünüyorum. “Aktif felsefe” kursunun da etkisiyle bardağın dolu tarafından bakmak bakış açısının pozitif olduğunu ve insanı mutlu ve huzurlu kıldığının bilinciyle felsefe ile olaylara ve yaşama gerçeklerden kaçmadan bardağın boş tarafı olduğunu da görmeye çalışıyorum.
Bazı insanlar “Ama benim bardağım hiç dolmuyor ki boş tarafı da hiç iç açıcı durmuyor” diyebilir. Görülen veya yaşanan olumsuz durumların karşısında bardağın dolu tarafına bakmak, herkesin sahip olmadığı bir ayrıcalık olsa gerek.
Dostlar, bardağın boş tarafını karamsarlıkla değil çözümlerle doldurmak en iyisi…
Diğer yandan, “bardağın dolu tarafından bakmak bakış açısının sürekli pozitif tutmak, pozitif mesajlar vermek çaresizlik ve umutsuzluğu inkâr eder.” diyor psikologlar. Hatta sürekli pozitif olmak ve bardağın dolu tarafından bakmak “toksik etkisi yapar ve sizi zehirler” diyor Psikolog Natalie Dattilo.
Toksik pozitiflik, kötü bir durumla başa çıkmanın en iyi ya da tek yolunun negatife odaklanmamak olduğu fikrinden doğar. “Bizim negatif duygusal deneyimlerin değerini küçümsememizden ve pozitif olanlara fazla değer biçmemizden kaynaklanıyor, der” Klinik Psikolog Natalie Dattilo.
“Her şey düzelecek”, “daha kötüsü olabilirdi”,“bardağın dolu tarafına bak” gibi cümleleri söyleyenler her ne kadar iyi niyetli olsa da uzmanlar sadece iyi hislere odaklanmaya karşı uyarıyor. Sürekli pozitif olmak veya bunun için çaba göstermek aslında sizi zehirliyor olabilir diye…
Çok kötü bir durumda olduğumuzun inkarıdır, toksik pozitiflik…
En çok “sorun yok” ve “düzelecek” denir ve bunlar dendiğinde aslında uğraşılacak bir problemin varlığı reddedilir. Konu hakkında daha fazla derin düşünme imkânı da böylece yok olur.
- Ülkemiz, 68,5 milyar dolar tarımsal hasılası ile Avrupa’da lider, dünyada ise ilk 10 ülke arasında yer alıyor.
- Son 22 yılda 107 milyar dolarlık gıda ve tarım ürünleri dış ticaret fazlası verildi.
- Avrupa’da 1., Dünyada 9. sırada.
- 206 çeşit tarımsal ürün yetiştirilebiliyoruz.
- Sebze üretiminde dünyada 4., meyve üretiminde 6. sıradayız.
Bu maddeler bizi hiçbir zaman için bir rehavete, gevşemeye götürmemeli. Gelişmekte olduğumuz, toparlanma durumunda olduğumuz ve iyi olmadığımız alanlarımızın olduğunu da unutmayalım. Ülkemizin, turistlerin ve misafirlerimizin gıda üretimi, güvenliği ve güvenirliği taleplerini yerine getirebilmek için her zamankinden daha çok çalışmalı, daha büyük bir özveri ile daha büyük projelere, daha önemli çalışmaların altına imza atmalıyız.
Son söz: Az laf, çok iş yapmalıyız…
Kalın sağlıcakla…
