MHP’nin 13’üncü Olağan Kurultayı, büyük bir vakar içinde, pandemi şartlarında son derece dikkatli ve örnek gösterilecek bir olgunlukla tamamlandı. Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106’ncı yılının gururu aynıyla kurultaya da yansıdı. Bütün dikkatler Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli’nin konuşmasına yöneldi. Verdiği mesajlar sadece gündemdeki meselelerle sınırlı kalmadı. Türkiye’nin bugünüyle birlikte, geleceğine yönelik bir projeksiyon da yaptı.

GÖZLERİ VAR GÖRMÜYOR

Sayın Genel Başkan, Türkiye’nin karşısında hizalanmanın muhalefet olamayacağını belirttikten sonra ayrıntıya girdi: “Millet başka bir şey, zillet başka bir şeydir. Türkiye’yi uçuruma çekmenin adı demokrasi değildir. Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı ve suikastın adı özgürlük değildir, insanlık değildir, insan hakları hiç değildir. Üniter milli devletimizi hançerlemek için ittifak kurmak, yakılan ağaçları yakanlarla tekraren dikmek, bölücü milletvekillerinin TBMM’ye gelen fezlekelerinin önüne arkasına bakalım demek siyaset değildir, adamlık değildir. Neyine bakacaksınız fezlekelerin, önünde hukuk, arkasında adalet vardır. Yetmiyorsa bu sizlere, önünde millet, arkasında da devlet olduğunu mutlaka göreceksiniz. Fakat gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, dilleri var söylemiyor. HDP, Türk demokrasisinin çevresini sarmış mayın tarlasıdır. CHP, Türk siyasetine tutunmuş beşinci kol faaliyetidir. İYİ Parti, Türkiye’nin kötülüğüne hizmetkârlık yapan, siparişle kurulan, uzaktan kumandayla kontrol edilen melanet bir projedir.”

BU NEYİN PROJESİ?

İP’in başı Cumhur İttifakı’nı tanımlarken; “etle tırnak gibi” demiş, aynı zamanda kader birlikteliği olduğunu söylemiş, kendilerinin ise proje bazlı bir ittifak olduğunu çok açık itiraf ve teyit etmişti. Sayın Bahçeli, ittifak değerlendirmesine tam da bu noktadan devam etti: “Dediğimiz de, diyeceğimiz de aynısıyla işte budur. Bu neyin projesidir? Hazırlayanlar kimlerdir? Hedefler manzumesi nelerden ibarettir? Doğrudur, Cumhur İttifakı kader birlikteliğidir, milli birlikteliktir, dürüst birlikteliktir; zalimlere, canilere, terör örgütlerine, ekonomik tetikçilere, küresel emperyalizme karşı tek ses, tek nefes, tek bilek, tek yürekle duruş gösteren cumhurun ruh kökü, duruş özüdür. Cumhur İttifakı’nı arayan Pensilvanya’da değil, Kandil’de değil, muhasım çevrelerin kapılarında değil, başkent Ankara’da, dünyaya Türkçe bakan iradenin sağlam ahlakında bulacaktır. Tarafımız bellidir, o da Cumhur İttifakı’dır. 2023’te Cumhurbaşkanı adayımız bellidir, o muhterem isim Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır. Cumhur İttifakı, 106 yıl önce Çanakkale’yi geçilmez yapan haşmetli imanın, devleşen milli asaletin emanetçisidir.”

STRATEJİK HEDEFLER

Milliyetçi Hareket Partisi’nin 2023 ve takip eden on yılları kapsayan stratejik hedefleri, konuşmada önemli bir bölümü oluşturdu. Sayın Bahçeli, bu hedefleri şu şekilde sıraladı: Bunlardan ilki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne, daha yerinde bir ifadeyle, Türk Tipi Başkanlık Modeli’ne sahip çıkmak, ilke, kural ve kurumlarıyla yaşamasına hizmet etmektir. Buna karşılık, Güçlendirilmiş ve İyileştirilmiş Parlamenter Sistem teklifleri beyhudedir, eskiye kıvrılıştır, geleceğe dair söyleyecek bir şeyi olmayanların acıklı kıvranmasıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; siyasi, hukuki ve ekonomik reformlarla kökleştirilmeli ve güçlendirilmelidir. Eksik varsa giderilecek, yetersizlik varsa telafi edilecektir.

Sivil, geniş katılımlı, herkesi kapsayan, yeni yönetim sisteminin ruhuna ve dokusuna müzahir bir anayasa ile tahkim ve takviye edilmesi ikinci stratejik hedefimizdir. Ayrıca, Siyasi Partiler Kanunu değiştirilmelidir. Seçim kanunlarında düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi Etik Kanunu çıkarılmalıdır. TBMM İç Tüzüğü yeni sistemle uyumlu ve Meclis çalışmalarıyla ahenkli hâle getirilmelidir. Milletvekilliği dokunulmazlığı yeni baştan ele alınmalıdır.

Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşların yasal ve hukuki yapısı titizlikle gözden geçirilmelidir. Kamuoyu araştırmaları ve sonuçlarının yayınlanması hakkında geniş değişikler yapılmalı ve tedbirler alınmalıdır.

Üçüncü stratejik hedefimiz, çalışan, üreten, ruh kökümüzden beslenen, manevi ve moral değerlerimizle eklemlenen yeni, yerli ve milli bir ekonomik sistemin ihyası ve inşasıdır.

Dördüncü stratejik hedefimiz, Cumhur İttifakı’nın varlığı içinde terörle amansız mücadeleye, son terörist, son kanlı silahıyla ele geçirilesiye kadar destek vermek, Türk milletini bu şiddet ve dehşet sarmalından çekip çıkarmaktır. Papa’nın, Irak’ın kuzeyini ziyareti anısına bastırılan değersiz pulda sözde Kürdistan haritasının resmedilmesi alçaklıktır, adiliktir, ahlaksızlıktır, organize bir senaryonun parçasıdır. Terörist sevk ve hazırlık merkezi olan HDP, ayranımızı kabartmasın.

HDP, PKK’dır, cinayettir, bölücülüktür, masumlara, çocuklara, gençlere, kadınlara ölüm tuzağıdır. HDP ile yasak ilişki zalimlere diz çökmektir. HDP, siyasi kisveye bürünmüş suç örgütüdür, herhangi bir isimle açılmamak üzere kapatılması tarihe, millete, adalete ve gelecek nesillere namus görevidir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, HDP’nin kapatılma istemiyle hazırladığı iddianameyi dün itibarıyla Anayasa Mahkemesine göndermesi hakkın, hukukun ve adaletin sesidir ve bu gelişme milletin yüreğine su serpmiştir. Hem ülkemizde, hem de küresel ve bölgesel zeminde diyalog, barış, huzur, sükûnet ve istikrar beşinci stratejik hedefimizdir.

Milliyetçiliğimiz, hayatın ve milli arzuların gerçeğini yansıtmaktadır. Milliyetçiliğimizin harcı husumetle değil karşılıklı hürmetle karılmıştır. Varsın birileri kavga etsin, biz kucaklaşacağız. Ve biz bu milletin ebediyen sevdalısıyız. Tehditlerden korkmayacağız. Tuzaklardan kaçmayacağız.