Türkiye’nin biriken ve gittikçe ağırlaşan çok ciddi, çok derin ve acil olarak çözüm bulunması gereken sorunları var. Bir beka sorunuyla karşı karşıya olduğumuzu artık herkes kabul ediyor. Yeni bir İstiklal harbi veriyoruz. Böyle bir durumda özel hesaplar yapmak, siyasi menfaatler gözetmek vicdan ve ahlak sahibi insanların yapabileceği bir şey değildir. Siyaset elbette kendi mecrasında yürüyecektir. Bu başka bir meseledir. Ama selden kütük kapmaya çalışmanın vatanseverlikle ilgisi olamayacağı gibi insanlıkla izahı mümkün değildir. Öncelik bu selin durdurulmasında, normalleşmenin sağlanmasındadır.

VARLIĞIMIZ HEDEF ALINIYOR

15 Temmuz gibi dünyada eşi benzeri görülmemiş bir kalleşliği yaşadık. Etrafımızda bir kan kuşatması var ve işin nerelere kadar ulaşabileceğini lime lime edilen ülkelerin durumları ile net biçimde görüyoruz. Gözümüzün içine bakarak, doğrudan Türkiye’nin varlığını ve birliğini hedef alan terör örgütlerine tonlarca silah veriyor ve üzerimize salıyorlar. Tamamı batının piyano olan PKK-PYD-DEAŞ-FETÖ gibi azılı terör örgütlerinin hepsiyle ve onların asıl sahipleriyle aynı anda mücadele etmek zorundayız. Hükümet sistemi değişikliğine, daha hızlı karar alınsın, daha etkili bir yürütme organı ortaya çıksın, birikimlerimiz, gücümüz ve enerjimiz kısır çekişmelerle heba edilmeyip ülkenin ağır sorunlarına harcansın diye gidilmiştir. Cumhur ittifakı bu şartlardan doğmuştur. Partilerin ittifak yapabilmelerinin önü, güçlü yönetimler ortaya çıksın diye açılmıştır.

PİŞKİNLİK

Hükümet sistemine itiraz eden ve hatta bunu neredeyse bir devlet meselesi haline getirenler, bütün söylediklerini unutup herkesten önce koşmuşlar, yeni sistemin getirdiği avantajları kullanabilmek için PKK’yı bile ittifaklarına dahil etmişlerdir. İttifak düzenlemesi yapılırken akla hayale gelmeyecek suçlamalarla karşı çıkanlar, şimdi büyük bir pişkinlikle PKK’yı da içlerine alarak ne güzel ittifaklar kurduklarını anlatıyor, millet iradesinin meclise tam olarak yansımasıyla övünüyorlar.Bir taraftan da bütün bu olumlu gelişmeleri, ülkeyi rahatlatan düzenlemeleri yapan sayın Devlet Bahçeli’yi eleştiriyorlar. PKK uzantısı HDP’yi merkeze alanların siciline uygun düşse de, böyle bir tutarsızlık, böyle bir pişkinlik, böyle bir savrulma, böyle bir siyasi karaktersizlik yeryüzünde görülmemiştir.

HER SÖYLEDİĞİ DOĞRU ÇIKTI

Bu ülkenin geleceğine ilgi duyan herkes, sayın Devlet Bahçeli’yi iyi tanısın. Şimdiye kadar sayın Bahçeli’nin hangi söylediği, hangi yaptığı, hangi tespiti, hangi teklifi yanlış çıkmıştır? İstisnasız tamamının ülkeyi rahatlattığı, millette karşılık bulduğu, devleti yücelttiği, vatanı yükselttiği ispatlı şahitlidir. Bu kadar açık ve net olmasına rağmen, CHP ve yancısı parti sözcülerinin hala çıkıp güdük akıllarıyla komplo teorileri üretip, zihin bulandırmaya çabalamaları kepazeliktir. MHP’nin duruşu net, siyaseti berrak, yaptıkları açık ve kararları kesindir ve tamamı bu ülke ve milletin menfaatinedir. Söz konusu olan vatının varlığı ve birliği ise, gerisi sadece teferruat kalır. Sayın Bahçeli, ölçüyü çok net koymuş ve bunu herkesin anlayacağı şekilde ilan etmiştir: Milli bekamız içten ve dıştan olmak üzere iki ateş arasındadır. Bu ateşin söndürülmesi, bu ateşi yakanların tamamen silinmesi Türkiye’nin yegane hedefidir. Bu itibarla bekamızın kökünü kurutmak isteyenlerin azı dişini söküp nefeslerini kesmek, Milliyetçi Hareket Partisi’nin her şartta destek olacağı milli diriliş ve silkiniş hamlesidir. Beka sorununu gözden gelenler gaflet içindedirler. Beka oyuncak değildir, oyun değildir, şaka değildir, şarlatanların lütfuna, tesadüflerin akıntısına asla bırakılamayacaktır. Nitekim beka Türkiye’dir, Türklüğün yüzyıllar içinde millet varlığı şemsiyesi altındaki maddi ve manevi kazanımlarıdır. İşte bu yüzden, işte bu sebeple, işte bundan dolayı Türklüğün bekası için Cumhur ittifakı kurulmuştur ve sonuna kadar da desteklenecektir. Türk milleti bu ittifakı benimsemiş, onaylamış ve destek vermiştir. İstanbul seçimleri ile birlikte bu destek bir defa daha perçinlenecektir.