İki büyük depremle yıkıma uğrayan 11 ilimizin yeniden ayağa kalkması için başlatılan seferberliğin kahramanlarından birisi de Mehmetçikler oldu. Kendi hasar tespit çalışmaları yaptıktan sonra dakikalar içerisinde sahaya inen Milli Savunma Bakanlığı (MSB) ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 11 ilde, milletinin yanında oldu. Arama kurtarmadan, insani yardıma, sağlık hizmetlerinden, çadır/konteyner kent kurulumuna kadar her faaliyette Mehmetçik vardı.

TAHLİYEDEN İHYAYA HER YERDE

Mehmetçik, yolların geçit vermediği ilk günden itibaren 65 uçak, 66 helikopter, 41 İHA/TİHA 4 bin 662 sorti ile yüzlerce ilçe, köy ve mezraya yardım ulaştırıldı. 24 gemi bir yandan iş makinesi ve insani yardım taşıdı, diğer yandan tahliye operasyonuna omuz verdi. Oluşturulan sahra hastaneleri 6 binden fazla depremzedenin yaralarını sararken sahra fırın ve mutfakları her gün on binlere aş oldu. Depremzedelerin kalması için kurulan 56 bin çadıra Mehmetçik'in eli değdi. Depremzedelerin bağrına bastığı kahramanlardan bazıları çalışmalarını Yeni Şafak'a anlattı.

PENÇE'DEN AFETE

Depremin en fazla yıkıma yol açtığı Adıyaman'da yaraların sarılması için Mehmetçik canla başla mücadele ediyor. Adıyaman şehir merkezinin yanında ilçe, mezra ve köylerde ciddi hasar oluşturan deprem sonrasında metrelerce kar kütlesinin yollarını kapattığı köylere TSK yetişti. Pençe Harekâtlarına katılan birlik olan 10. Dağ Komando Tugayı depremin hemen ardından Adıyaman'da görevlendirildi. Bir kısmı kış tedbirleri kapsamında Midyat'ta bulunan bir kısmı da Kuzey Irak'tan çekilen 3 bin 500 asker Adıyaman'a geldi.

3 BİN 500 ASKER CANLA BAŞLA ÇALIŞTI

Kurtarma faaliyetlerine katılan askerler 47 kişiyi canlı olarak enkazdan kurtarırken, 420 kişinin de cansız bedenine ulaştı. Tam teçhizatlı ve donanımlı bir şekilde Adıyaman'a gelen askerler yılan kameralar, tünel tespit kameraları, havadan keşif droneları ve 5 arama köpeği, 1 kadavra köpeği ile arama kurtarma çalışmalarına büyük destek verdi. Sahra mutfağı olarak da bilinen "Eray Mutfakları" kuran 10. Dağ Komando Tugayı, şimdiye dek 50 bin kişiye yemek üretimi yaptı. Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren 10. Dağ Komando Tugayı yetkilisi; "TSK'nın 25 farklı birliği ile çok farklı görevleri olan birliklerimizle birlikte 3 bin 500 personel var. 15 ayrı noktada faaliyet yürütüyoruz. Bu bölgede 6 seyyar Eray mutfağı kurduk. Birliğimize bağlı 25 iş makinesi ve itfaiye aracımız mevcut. Ayrıca 1 fırın ve 2 banyo ütesini de bölgeye kurulumunu yaptık. Taşıma aracı olarak 80 kamyon kamyonet, minibüs ve midibüs araçlarımız var" dedi.

GÜN AĞARMADAN 3 CANI ÇIKARDIK

Mehmetçik arama-kurtarma çalışmalarında da mihenk taşlarından birisi oldu. TSK İnsani Yardım Tugayı Arama Kurtarma Taburu, depremin ilk gününden itibaren yıkımın büyük olduğu illerde enkaz altında kalanlara ve yakınlarına umut oldu. Her türlü gelişmiş teknik ekipmana ve arama kurtarma köpeklerine sahip olan ekipler, günlerce gözünü bile kırpmadan 'can mesaisi' yaptı. Hatay Antakya'da 23 kişi ve 2 arama kurtarma köpeği ile 24 canı enkaz altından çekip çıkaran grup onlarca TSK ekibinden sadece birisiydi.

ALARM DURUMUNA GEÇTİK

İlk canı kurtardıkları binanın önünde soruları cevaplayan Antakya Sektör Komutanı, depremin ilk dakikalarından itibaren alarm durumuna geçtiklerini ve hava ve karayoluyla kendilerine verilen bölgelere intikal ettiklerini söylüyor. İlk günden itibaren 24 saat esasıyla çalıştıklarını vurgulayan komutan, satır başları ile şunları kaydediyor: "Bölgeye geldiğimizde çok şiddetli bir yağış, çetin bir kış, derin bir sessizlik ve karanlık vardı. Daha gün ağarmamıştı. İlk faaliyete başladığımız yer Yeşilyurt 1 Apartmanı oldu. Arama kurtarma köpeklerimizle, hassas dinleme cihazlarımızla, kameralarımız da, enkaz altında kalan canlı tespitlerini yaptık ve ilk canlımızı buradan çıkardık.

ENKAZDAN SAĞ ÇIKANLARIN İYİ HABERLERİ BİZİ MUTLU EDİYOR

Birçok canlıya ulaştık, diyalog kurarak bilgilerini aldık. Gerçekten çok büyük bir depremdi, enkazların altında canlı olması bizleri çok umutlandırdı. Ve bu bölgede toplam 24 tane canı enkaz altından çıkarmayı başardık, çalışmalarımız hala devam ediyor. Aileleri enkaz altından çıkarttığımızın iyi olduğu haberini bildirdikçe mutluluğumuz daha da büyüdü. İlk geldiğimizde sokaklarda kimse yoktu. Gün ağarmaya başladığında 3 vatandaşımızı çıkartmıştık. Komandolarımızda aynı dakikalarda can ve mal güvenliği için sokaklardaydı."

SAVCI OLACAĞIM ÖLMEK İSTEMİYORUM

Çalışmalar sırasında yüreğimize dokunan hikâyeler biriktirdik. İlk çalışma başlattığımız bina 6 katlıydı. Her yerde canlı sesi almaya başladık. Arkadaşlar, "Komutanım buradalar" ,"Komutanım buradalar" diye ses bölgelerini işaretledi. İlk olarak binanın çatısına çıkmıştık. Ahmet'in sesini aldık. Ahmet 23 yaşında hukuk fakültesi 3. sınıf öğrencisi. "Abi ben savcı olmak istiyorum. Ölmek istemiyorum. Lütfen beni kurtarın" dedi. "Ahmetçiğim merak etme kurtaracağız seni" dedik. Ahmet "Abi annem, babam, ve ablalarım da var" dedi. Çok müthiş bir operasyonla Ahmet'i çıkarttık. Babası kendi imkânlarıyla çıkmış. 4. Gün Ahmet'in iki ablasına ulaştık. Onlar da çıkar çıkmaz ailelerin diğer fertlerini sordu.

İLK SORU: 'EŞİM VE İKİ KIZIM YAŞIYOR MU?'

Bu enkazlarda buna benzer çok fazla hikaye var. Annelerin çocuklarını korumak siper olduklarını gördük. Üzerlerine tonlarca ağırlık düşeceğini bildikleri halde o çocuklarını korumak için nasıl bir pozisyon aldıklarını görmüş olmak yani bizi çok etkiledi. Kurtardığımız Uğur'un sorduğu ilk soru, "Eşim ve iki kızım yaşıyor mu?" oldu. Ama hayatlarını kaybetmişlerdi. Yine aynı şekilde Anıl'ın kardeşi Yağmur'u sormuştu. Burada şunu anladım kendi canımız hiçmiş, bizim canımız, sevdiklerimizmiş. Hepsi kalbimize dokundu. Gerçekten bir kez daha bize öğretti ki bazı şeyler yürekle yapılıyor. Biz burada yüreğimizle çalıştık.

KOMANDOLAR 47 KİŞİYİ ENKAZDAN KURTARDI

TSK'nın bölgedeki temel faaliyetleri hakkında bilgiler veren komutan; "Birliklerimiz 420 vatandaşımızın enkaz altından cansız bedenlerini çıkarırken 47 vatandaşımızın da canlı olarak çıkarılmasını sağladı. Helikopterlerle dağlık alanlardaki vatandaşlarımıza yardım malzemeleri götürüyoruz" diye konuştu. Birliklerin faaliyetlerinin kesintisiz olarak 24 saat devam ettiğini belirten komutan, "Çadır kentimizde 3 bine yakın çadır var. Bizi gören çocuklar çok etkilendiler bizden. Çok sevindiler. Köylere, mezralara yardım götürdüğümüzde bazı askerlerimiz çocuklarla ilgileniyor. Biz köylerden ayrılırken çocuklar 'Bir daha ne zaman geleceksiniz' diyor. Biz insanları köy meydanına topluyoruz. Çocuklar için masalar kuruyoruz. Panayır havası oluyor" diyerek çocukların askerleri görünce yaşadığı mutluluğu anlattı.

HASTANE 11 SAATTE KURULDU

Depremin en yıkıcı olduğu illerin başında gelen Kahramanmaraş'ta depremin ardından en çok ihtiyaç duyulan konulardan birisi sağlık hizmetleri oldu. Enkaz altından çıkan binlerce yaralıya yardım etmek için canla başla mücadele eden Sağlık Bakanlığı'na en büyük desteği Türk Silahlı Kuvvetleri verdi. Depremin hemen ardından hazırlanan eylem planı ile Seyyar Sahra Hastanesi bölgeye sevk edildi. Normal şartlarda kurulumu 3 gün süren hastane Mehmetçik'in gayreti ile 11 saatte hazır hale getirildi, 12. saatte ise vatandaşa hizmet vermeye başladı.

ANKARA'DAN 10 ASKERİ UZMAN TABİP

Ankara'dan toplam 10 askeri uzman tabip, 27 yardımcı hizmet personeli ile toplam 74 kişilik ekip Necip Fazıl Kısakürek Devlet Hastanesi bahçesinde millete el uzattı. Aynı anda 2 ameliyatın yapılabileceği sahra hastanesinde, bir yoğun bakım, 2 adet acil, bir radyoloji ünitesi ve ile her türlü tahlilin yapılabileceği laboratuvar bulunuyor. Azerbaycan'dan gelen uzman tabip asker ve hemşire de hastane hizmet süreçlerinde destek veriyor. Sahra hastanesinde Yeni Şafak'ın sorularını cevaplayan komutanlar "Deprem haberini alır almaz Mili Savunma Bakanımız tarafından verilen direktifle Sağlık Bakanlığı ile hızla koordine olarak sahra hastanesini hızlıca kurduk ve hizmete açtık" diyor.

12. SAATTE HASTA KABULÜNE BAŞLADIK

Emir alır almaz 16 tırla yola çıkıp bölgeye geldiklerini belirten komutanlar, "Bu hastane normal şartlarda 3 günde kurulabilir, ama biz 11 saat gibi kısa bir sürede kurduk. 12.saatte hasta kabulüne başladık. Askeri sağlık sistemleri içerisinde doğal afet alanında bu kadar kısa bir süre içerisinde seyyar hastane kuran aşka bir ülke yoktur" ifadelerini kullanıyor ve ekliyor: "Tam sterilize bir ortamda 21 anestezili ameliyat, 37 küçük lokal cerrahi işlem yaptık. Bin 223 hastayı muayene ettik. Sahra hastanesinde 2 acil ünitesi, bir yoğun bakım ünitesi, bir ameliyathane var ama aynı anda iki ameliyat yapabiliyoruz. Radyoloji ve laboratuvar ünitelerimiz var. Burası tam teşekküllü bir sağlık kompleksi. Yanık, apandisit, omurga kırığı ortopedik ameliyatlar kırık ameliyatları yapıldı."

ALLAH ASKERİMİZDEN RAZI OLSUN

Sakarya 7'nci Komando Tugay Komutanlığınca kurulan çadır kentte, depremzedelerin tüm ihtiyaçları karşılanıyor. AFAD ve Kızılay'dan temin edilen 510 çadır, komandolar tarafından kısa sürede hazır hale getirilerek, vatandaşların hizmetine sunuldu. İçerisinde market, sahra hastanesi, giyim mağazası, mescit ile kütüphane bulunan çadır kentte şu anda 3 bin 200 depremzede barınıyor. Çadır kentin sakinlerinden Elif Eğceoğlu, "Allah askerlerimizden razı olsun. Teşekkürümüz bile yetmez onlara. Onların sayesinde burada güvenli bir şekilde kalıyoruz" dedi.

ÇOCUKLARA DOĞUM GÜNÜ PARTİSİ

Askerlerimiz, travmayı atlatmaları için köylerde çocukların doğum günlerini kutladı. Komutan şu ifadeleri "Biz çocukların doğum günlerini de kutladık. Bir köyümüzdeki çölyak hastası olan bir çocuğumuza helikopterle özel yiyecekler götürdük" dedi.

CAN İLKOKULU

Gaziantep'in İslahiye ilçesinde Mehmetçiğin kurduğu çadırlarda çocuklar, resim, boyama ve zeka oyunları gibi çeşitli etkinliklere katılıyor. Kurulan bir çadıra Can İlkokulu adı verildi.