BİZANS MUHİPLERİ RUM PATRİKHANESİ VE AYASOFYA-3

Patrikhanenin nizamnamesine göre, eski patriğin ölümü ve patrik vekilinin tayininden kırk gün sonra yeni patriğin seçilmesi gerekirken, Rum Patrikhanesi buna yanaşmadı. Hükümet, 12 Aralık 1918’de, patrikhaneye tezkere göndererek yeni patriğin niçin seçilmediğini tekrar sorarken; patrikhane, olağanüstü durum dolayısıyla seçimin ertelendiği cevabını verdi.

Bunlardan sonra, patrikhanenin idari bakımdan düzenlenmesi gerçekleştirildi. Bu maksatla, ilk iş olarak, Karamanlı olan patrik uzaklaştırılarak, 1919 Kasım’da, yerine Patrik Vekilliğine, Yunanistan’ın direktiflerine harfi harfine uyacağına inanılan Doroteos getirilmiştir. Böylece, patrikhane yavaş yavaş Osmanlı hükümetinden bağlantısını kesmeye başlamıştır.

Mesela, patrikhane, Ocak 1919’da, İstanbul ve civarındaki kiliselere gönderdiği bir tamim ile önceden uygulanan heyet-i ihtiyariye seçimi usulünü kaldırarak, Rumların kendi cemaatlerine mahsus olarak muhtar ve ihtiyar meclisi seçimleri usulünü getirmiştir.

Bütün bunlara rağmen, patrikhanenin cismani ve ruhani kadrosunun da takviye edilmesi gerekliydi. Bu maksatla, Drama, Amasya, Ankara, İnoz (Enez), Vize, Çanakkale, Trabzon ve Kayseri metropolitleri İstanbul’a getirilerek ruhani meclise geçici üye sıfatıyla iştirak ettirildi. Patrikhane, bu uygulamasında, Osmanlı hükümetine karşı hiçbir bağlılık kaydı göstermeyerek müstakil hareket ediyor, bazı konularda Venizelos’un fikir ve talimatını almakla yetiniyordu. Buna bir misal olmak üzere, 1918 sonları ile 1919 başlarındaki patrik seçimi ile ilgili gelişmeleri zikretmek yararlı olacaktır.

SEÇİMLER YAPILMADI

Bu dönemde, Osmanlı hükümeti Adliye ve Mezahib Nezareti’nin bütün ikazlarına rağmen, patrik seçiminin bir türlü yapılmadığı ve bu seçime Yunanistan’la Osmanlı toprakları dışındaki bazı metropolitlerin de katılımının sağlanması için uğraşıldığı görülmektedir. Hükümetin ikazlarına patrikhane, Aralık 1918’de konunun “Wilson prensiplerine bağlı olduğu ve bu sebeple de patrik seçiminin bir süre ertelendiğini” bildirerek cevap vermiştir.

Rum Patrikhanesi nizamnamesine göre, eski patriğin ölümü ve patrik vekilinin tayininden kırk gün sonra yeni patriğin seçilmesi gerekirken, Rum Patrikhanesi buna yanaşmamaktadır. Hükümet, 12 Aralık 1918’de, patrikhaneye bir tezkere daha göndererek yeni patriğin niçin seçilmediğini tekrar sormuş; patrikhane buna, “milletin geçirmekte olduğu ahval-i fevkalade (olağanüstü durum) dolayısıyla patrik seçiminin ertelenmesine mecburiyet hissedildiği” şeklinde cevap vermiştir. Görüldüğü gibi, bu tarihlerde patrikhane, yürürlükteki mevzuata uymayarak, sudan bahanelerle patrik seçimini geciktirmekte, Osmanlı hükümetine karşı herhangi bir sorumluluk duymamaktadır; çünkü, artık patrikhane dini kisvesinden sıyrılarak, Yunanistan’ın Türkiye’deki bir otoritesi haline gelmiş bulunuyordu. Nitekim Yunan ordusunun Edirne’yi alıp Çatalca’ya doğru ilerlemesi üzerine, Rum Patrikhanesi, o bölgede bulunan Rum metropolit ve papazlarına, Yunan askerleri geldikçe karargâhlarına gidip kendilerini takdis etmelerini emretmişti. Edirne Metropoliti Polikaryos, Trakya’da bulunan bir sürü papazı da yanına alarak Atina’ya kadar gitmiş ve orada, Edirne’yi kurtardığından dolayı Venizelos’a teşekkür etmiş ve ona uzun ömürler dilemiştir.

İSTİKLALİNİ İLAN ETTİ

Çalıştırdığı binleri aşkın merkez üyeleri, doktorlar, öğretmenler, eczacılar, müfettişler, yazarlar, tercümanlar, mühendisler vb. gibi aydınlardan oluşan büyük bir kuruluşla faaliyet gösteren patrikhane, 1919 yılı ortalarına gelindiğinde iyice istiklâlini ilan etmişti. Çünkü Temmuz 1919’da, kapısının üzerine çifte kartallı Bizans bayrağını asan patrikhane, bütün işlerini de, birinci derecede İstanbul Yunan siyasî temsilciliği, ikinci derecede ise müttefik temsilcileri ile görmeye başladı. Patrikhanenin bu dönemde gösterdiği her türlü faaliyette başlıca rolü oynayan şahıs ise, Patrik V. Germanos’un yerine “locum tenens” yani “patrik vekili” olarak tayin edilen Bursa Metropoliti Doroteos Mamelis idi.

Doroteos’un Patrik Vekilliğine seçilmesi İngiltere tarafından da desteklenmişti. Lord Granville, onun hakkında 23 Kasım 1918’de Balfour’a gönderdiği raporda; “Bursa Metropoliti Locum Tenens Doroteos gözü pek, azimli ve zeki bir papazdır. Patrikhanenin imtiyazlarının Jön Türkler tarafından feshedilmesini her şeyden önce Bâb-ı Âlî nezdinde protesto etmiş, Bâb-ı Âlî ile patrikhane arasında imza edilmiş olan 1897 anlaşması ile müesses hukuki halin iadesi için de ısrarda bulunmuştur” demekte; Doroteos’un “daha sonra da Türkiye Ortodoks Rumlarının dava ve haklarının tanınmasını patrikhane adına savunma göreviyle Avrupa’ya gitmek üzere başpapazlarla papazlardan kurulu muhtelif murahhaslar heyeti tayin ettiğini” de ilave etmekteydi. Doroteos, Rum çetelerinin bütün faaliyetlerinde büyük payı olan birisiydi. Fakat bu papazın politik alanda oynadığı rol, çetelerin hazırlanmasındaki ustalığından daha da üstündü; çünkü o, 9 Mart 1919’da “patrikhane ile Osmanlı hükümeti arasındaki münasebetleri kesen ve Rumları teb’a görevlerinden affeden” beyannameyi yayımlayan kişi idi.

Bu papaz, 3 Temmuz 1919’da, Ermeni Patriği ile birlikte, Türkiye’deki asayişsizlikten, Türklerin “milli savunma bahanesiyle Hristiyanlara saldıracaklarından, Anadolu’da teşkilatlanmakta olan millicileri hükümetin desteklediğinden” bahseden bir dilekçeyi İngiliz Yüksek Komiserliğine vererek tedbir alınmasını istemiştir.

PROPAGANDAYA ÖNEM VERDİ

Mavri Mira Örgütünün başkanlığını yapan, 17 Ekim 1919’da Ermeni Patriği Zaven Efendi ile birlikte “bütün Türkiye’nin işgal edilmesini” isteyen, 14 Şubat 1920 günü “Lloyd George’a İstanbul için Yunan mandasını teklif eden”de, yine Doroteos Mamelis adlı papaz idi. Patrik Vekili Doroteos, bir aralık, Rumların çıkarlarını savunmak için Paris’e gitmişti. Oradan dönüşünde, Atina’ya uğramış ve Pire’den İstanbul’a, Yunanistan’ın kruvazörleri ile gelmişti. Doroteos’un Paris’ten dönerken Atina’da kendisini karşılayanlara yaptığı konuşma, hem kendi zihniyetini, hem de patrikhanenin gerçek durumunu aydınlatması bakımından önemlidir. Patrik Vekili, bu konuşmasında şunları söylüyordu: “Patrikhane, yalnız emellerini muhafaza ile yetinmedi, fakat milletle birleşerek bu hedefe varılması için el altından tahrik etti ve her zaman Türk’ten ilk darbeyi o yedi. Kuduran Türkler ile darbelerini hep patrikhaneye indirdiler. Rum milletinin bağırsaklarını söktüler. Cellatların darbeleri altında can vermiş din adamlarımızı şehit olarak gösteriyorum. Fakat şimdi muzaffer itilaf orduları ile Yunanlılar bu eski dünyayı yıkıyorlar.”

Doroteos zamanında patrikhane propagandaya da önem vermiş ve Yunanca, Fransızca olarak yayımlanan Kara Kitap’ta, “Türkler’in zalim idarelerine dair(!)” vesikalar neşredilmiştir. Aşağıda üzerinde ayrıca duracağımız gibi, Türkiye’deki Rum okullarında Türkçe’nin yasaklanması da bunun zamanda gerçekleştirilmiştir. Paris Barış Konferansı’na sunulmak üzere hazırlanan ve 500 yıldan beri esir bulunan Türkiye Rumlarına istiklâl verilmesini öngören kararlar da Doroteos’un zamanında alınmıştı ki, bu onun propagandaya ne kadar önem verdiğini gösterir.

BABA MİRASI DENİLDİ

Esasında, patrikhane çok daha önceden yaptığı yayınlarla propagandayı iyice arttırmış, bu yayınlarda Anadolu’dan baba mirası şeklinde bahsetmeye başlamıştı. Mesela, patrikhanenin haftalık resmî dergisi Eklisiyastiki Alitya’da 2 Kasım 1918 tarihinde şöyle bir yazı çıkmıştı: “Rum milletinin, eşitlik vaatleri ile avutulduğu günler geçti. Artık, patrikhane imtiyazlarının devamına ait vaatlerle ilgilenecek kimse kalmadı. Bu nazariyeler devresi kapanmıştır. Büyük hastalıklara tesirli ilaçlar lazımdır. Bu devlet (Osmanlı İmparatorluğu) yıkılıyor, adi ve köhne vaatleri tutmayacaktır. Milletimiz birçok yerlerde azınlık halinde bulunsa bile, baba mirası üzerindeki sosyal ve tarihi haklarını kaybedemez. Biz, dedelerimizin topraklarında ev sahibi olarak kalıyoruz ve kalacağız.” Türkiye’deki bütün Rum faaliyetlerinin adeta merkezi olarak çalışan Fener Patrikhanesinin yaptığı önemli işlerden birisi de, “itilaf filolarının İstanbul limanına gelişini kutlamak için Rum okulları müdürlerine, okullarını üç gün tatil etmelerini emretmesi” olmuştur. Doroteos’un Patrik Vekilliği zamanında gerçekleştirdiği en önemli faaliyetlerden birisi de, Rum okullarında devletin resmi dili olan Türkçe’nin okutulmasını yasaklamasıdır. Mütarekeden yaklaşık üç ay kadar sonra ruhani ve cismani meclislere aldırılan bu kararla, patrikhane önce, Rum okullarındaki “Türkçe levhaları” kaldırtmış, sonra da o zamana kadar yapılan çalışmaların tabii bir sonucu olarak, okullarda “Türkçe eğitim” yasaklanmıştır.

YARIN: RUM OKULLARINDA TÜRKÇE EĞİTİM YASAKLANDI