Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

Hristiyan/Ortodoks ağırlıklı inanışta olan Rusya’nın, Hristiyan/Ortodoks ağırlıklı inanışta olan Ukrayna’ya saldırması emperyalizm duygularının tatminsiz, pervasız olduğunun yeni bir delili olmuştur. Aynı dili konuşan, aynı kültüre, aynı dini inanca, ortak tarihsel geçmişe ve akrabalık ilişkilerine sahip olan ülkeler birbirine bunu yapıyorsa bir başkasına neler yapmaz ki?

Rusya’nın askerin askere karşılık verdiği bir savaşı değil de askerin bombayla, füzeyle, tankla
sivilleri hedef aldığı bir savaşı tercih etmesi hem bölgenin hem de dünyanın ayarlarıyla oynaması olmuştur. Rusya’nın bu şekilde devletleri işgal ve bağımsızlık ilan ettirme çabası, yarın başka ülkeleri de böyle bir kaosun içine sürükleyebilir.

Dünyada Rusya’nın bu iştahında ve karakterinde olan daha birçok ülke var. Onlar da Rusya’nın bu savaş stratejisini benimserse dünyanın hali ne olur?

Sabah ilk kalkanın işgale giriştiği, akşam yatmadan devletlerin birbirini bölüp bağımsızlığını
kabul ettiği bir sistem kurulursa dünyada kan akmayan bölge kalır mı?

Haydut ve eşkıya düzeni devletler yönetimine hâkim kılınırsa dünya haritasını sürekli kanla değiştirmek isteyenlerin hareketliliği başlar.

Rusya tüm dünyayı karşısına alan ısrarını sürdürmektedir. Dağılan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Birliği’nin travmasını hala silemeyen Rusya’nın tekrar yayılmacı zihniyete
bürünmesi Putin çılgınlığından başka bir şey değildir.

Çünkü Putin bu zihniyetini küçük bir çocukla bile yaptığı şu sohbette göstermiş birisidir.

  • Putin: Rusya’nın sınırınerede bitiyor?
    Çocuk: Bering Boğazı ile ABD’ye kadar uzanıyor.
    Putin: Rusya’nın sınırı yoktur

 

Kameraların önünde dünyayabu mesajı vermiş Putin’in elbette yapmayacağı çılgınlık yoktur. Ama Putin’in bölge ve dünya huzuru adına kendini frenlemesi gerekmektedir. “Demokrasi getirmek ve özgürleştirme adına işgal ediyorum” diyen ABD’nin okyanus ötesinden
gelip Afganistan’ı, Irak’ı işgal etmesi, Suriye’de çıkardığı iç savaş birbirini tetikleyen benzerliklerdir. ABD’nin 4 parçalı Kürdistan’ı bütün haline getirme hedefi de yıllardır her manada devam etmektedir. Türkiye, İran, Irak ve Suriye’den toprak parçası alıp sözde büyük Kürdistan hayali de her daim canlı tutulmaktadır. Her emperyalizm olayının birbirini tetikleyeceği unutulmamalıdır. Bölgede toprak bütünlüğü bölünecek her devlet kan akması, şiddetin çoğalması, kaosun ve krizin artması demektir. Yanı başımızda Irak ve Suriye’nin sürekli Barzani ve terör örgütü YPG üzerinden bölünme ve bağımsızlık ilan etme
çabası gözden kaçmamalıdır.

ABD’nin Suriye’yi bölme adına diplomatik olarak ve silahla terör örgütü YPG’yi desteklemesi aslında birbirinden farklı olmayan haydut ve eşkıya düzeninin manzarasıdır.

Dünya ülkeleri birbirlerini kontrol ederek sağduyuyu sağlamalı ve Rusya’nın daha fazla siviller üzerinde kan akıtmasını önlemelidir. Dünya ülkelerinin bugün ortaya koyacağı ilkeler yarın
başka haydut ve eşkıya düzenini engelleyebilir.

Aksi takdirde güçlünün zayıfı ezdiği bir yeni dünya düzeni kurulur.

Editör: Haber Merkezi