Fatih Karagümrük maçındaki futbolsuzluğu unutturmaya yönelik hamlesi sonucunda kenarda olmayan Fatih Terim, kupa maçında hoş gördüğü ustalardan bir 11 sürdü sahaya. Kendisi gibi Karagümrük maçı cezalısı Marcao yerine, epeydir forma vermediği Luyindama’yı da zorunlu savunmaya koydu. Kongolu futbolcunun yüzüne bir süredir bakmayan Terim, Ryan Donk ile birlikte fiziği güçlü, ancak rakip forvetin hızına ayak uyduramayacak bir savunma kurgusuna razı oldu.

Maçın başında Arda Turan faktörü vardı. Genelde sol kanatta oynattığı Arda’yı sol içe çeken Terim, kaptana, zamanında istemediği, ancak hala yerini dolduramadığı Sneijder’in görevini yükledi. Arda, maçın başında öyle bir yönetim gösterdi ki, iki gol birbiri ardına gelirken toplu-topsuz oyunu ile başrolde o vardı. Galatasaray’da tam işler yoluna girmiş, erken gollerle moral gelmişti ki, Göztepe tüm planları bozdu. Ağır savunmayı şık bir golle alt eden konuk Sarı Kırmızılılar, ev sahibi renkdaşının başlangıç havasını bozdu. Ve o fırtına başlangıç bıçak gibi kesildi. Sonra, oyun rutin, keyifsiz, temposuz, ne yapacağını bilmeyen Galatasaray ile deplasmanda gücünü kanıtlamaya niyetli Göztepe arasında geçmeye başladı. İlk çeyrekte 7-8 şut atıp, 5’ini tutturan Galatasaray durdu. Oyun orta alana kilitlendi.

İkinci yarıya baskılı ve etkin başladı konuk takım. Galatasaray, “Savunayım, yemezsem iyi. Arada atarsam, bal kaymak olur” oyunu oynamaya başladı.

Bir an, bir pozisyon. Takımın sezon başından beri en iyisi Taylan, savunmanın arkasına gönderdi. Oynadığı zaman şampiyonluğun anahtarı Feghouli, futbolu değilse de, galibiyeti çağırdı. Diagne-Oğulcan değişimi ile kontratak oyununa dönen Galatasaray, Göztepe’nin kabullenişi ile rahatladı. Orta alanda top çevirip süreyi tamamlamaya çalıştı. Son bölüm baskısını kazasız atlatınca da üç puanı hanesine yazdırdı.