Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Sadir Durmaz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Teklifi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a Allah’tan rahmet, ailesine ve Cumhuriyet Halk Partisi camiasına başsağlığı diledi.
'tarihin en kritik eşiklerinden birini geçmekteYİZ'
“Ortak evimiz olan dünya, bugün tarihin belki de en kritik eşiklerinden birini geçmektedir” diyen MHP Genel Başkan Yardımcısı Durmaz sözlerine şöyle devam etti:
“Küresel ölçekte yaşanan göç dalgaları, bölgesel çatışmalar, yıkıcı savaşlar, insani krizler, gıda güvensizliği ve su yoksunluğu artık sadece belli coğrafyaların değil, tüm insanlığın paylaştığı ortak sorunlar haline gelmiştir. Bu sorunların neredeyse tamamı, bizi, farklı görünümlerinin ardında aynı temel gerçekle yüz yüze bırakmaktadır, o da iklim krizidir. Bugün milyonlarca insan, kuraklıkların vurduğu topraklardan, sellerin yok ettiği şehirlerden, tarım yapılamaz hale gelen ovalardan, yaşanmaz hâle gelen sıcaklıklardan kaçarak güvenli yeni yaşam alanları aramaktadır. Söz konusu bu göç hareketliliği; sadece politik ya da güvenlik kaynaklı bir olgu olmaktan çıkmış; iklim temelli, insanın var oluşunu doğrudan etkileyen bir mecburiyet halini almıştır. Su kaynaklarının azalmasıyla ve temiz suya erişim konusunda başlayan rekabet, dünyanın pek çok bölgesinde siyasi gerilimlerin fitilini ateşlemekte; verimli tarım alanlarının daralması gıda krizini derinleştirmekte; iklim olaylarının sıklaşması ise toplumları ekonomik ve sosyal kırılganlıklara sürüklemektedir. Bu yönüyle İklim Krizi, sadece çevre meselesi değil, doğrudan doğruya bir milli güvenlik, milli ekonomi ve milletin refah meselesine dönüşmüş durumdadır ve artık hiçbir ülke, hiçbir şehir ve hiçbir toplum, iklim kriziyle ilgili olarak “bana dokunmaz” diyememektedir. Çünkü atmosfer hepimizin ortak alanıdır; bozulan denge hepimizin ortak geleceğini tehdit etmektedir.
'dünyayı en az kirleten ülkeler arasındayız'
MHP'li Durmaz, “Ülkemiz, aldığı önlemler, geliştirdiği çevre politikaları ve küresel mücadeleye sağladığı önemli katkılarla üzerine düşeni fazlasıyla yapmakta ve dünyayı en az kirleten ülkeler arasında yer almaktadır. 2026 yılında ülkemizin ev sahipliği yapacağı COP31’de, iklim değişikliğiyle mücadelede ortaya koyduğumuz çevreye duyarlı politikaları ve bu konuda uluslararası iş birliğine verdiğimiz önemi, detaylarıyla tüm dünyaya anlatabilmek açısından son derece önemlidir. Ülkemizin, Birleşmiş Milletler’in en önemli organizasyonu olan COP’a ilk kez ev sahipliği yapacak olması hiç şüphesiz tarihi bir diplomasi başarısıdır. Sayın Bakanımızın şahsında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi.
'su kaynakları kirlenerek azalıyor'
Türk-İslam kültür ve medeniyetinde suyun hayat kaynağı olarak görüldüğünü belirten MHP'li Durmaz şunları söyledi:
“Medeniyetimiz suyu sadece kullanan değil; suya göre şehir kuran, suya göre hayatı düzenleyen özelliğiyle öne çıkar. Bu sebeple ecdadımız, suyu her zaman hürmetle anmış, her bir damlasını rahmet olarak görmüştür. Ancak bugün artık su kaynakları da kirlenerek azalmakta ve suya erişim bir sorun olarak karışımıza çıkmaktadır. İklim değişikliği, yaşamın devamlılığı için en temel kaynak olan suyun ülkemizde de güvenli bir biçimde temin edilmesi konusunda sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır. Tarımsal ve sanayi sularının arıtılıp geri dönüştürülmemesi, yerleşim alanlarında görülen kayıp-kaçaklar da su kaynaklarının hızlıca tükenmesine neden olmaktadır. Artan nüfus, üretim faaliyetlerinin gelişmesine bağlı ilave talepler, altyapı eksiklikleri ve yerel yönetimlerin yanlış tercihleri gibi konular da su varlığımızı tehdit eden diğer etkenlerdir.”
'biyolojik arıtma tesisleri kurulmalı'
“Tüm bu nedenlerden dolayı, beldelerden ilçelere; illerden büyükşehirlere kadar, hayat alanlarımızın tamamında, gecikmeksizin ileri biyolojik arıtma tesisleri kurulmalıdır” diyen MHP'li Durmaz şöyle devam etti:
"Bir litre su kaybının dahi önüne geçilmeli hiç değilse bu sular tarımsal üretimde güvenli bir şekilde kullanılmalıdır. Bunun yanı sıra;
kayıp ve kaçak oranlarımız en aza indirilmeli, asbestli borular değiştirilerek güvenli suya erişim oranı artırılmalıdır. Su kaynaklarımızı kirleten kişi ve kurumlara karşı yaptırımlar misliyle artırılmalı, denetimler daha da sıklaştırılarak hayat pınarlarımız korunmalıdır. Su stresi yaşayan ülkemizin su varlığını koruyacak, geliştirecek projeleri ülke sathına yayarak ivedilikle hayata geçirmeliyiz ve bu sayede inşallah gelecek nesillere bereketli, güvenli ve sağlıklı su kaynaklarını miras olarak bırakmalıyız."
‘Türkiye deprem riski yüksek olan ülkelerden biri’
MHP'li Durmaz, Türkiye'nin deprem riski yüksek olan ülkelerden biri olduğunu belirterek “İklim krizi ve su kıtlığına yönelik mücadelesini sürdüren ülkemizin karşılaştığı bir başka sorun da şüphesiz deprem ve doğal afetlerdir. Dünyanın en eski jeolojik yapılarından birinin üzerinde yer alan ülkemiz, bizim için tüm varlığıyla cennetten bir parçadır. Ancak cennet vatanımız, Alpler’den Hindistan’a kadar uzanan sahada, en aktif fay hatları bulunan ve deprem riski yüksek olan ülkelerden birisidir” diye konuştu.
'Bakanlığımız dünyanın en büyük şantiyesini deprem bölgesinde kurmuştu'
“Maalesef son yüzyılda pek çok deprem yaşadık, nice canımızı yitirdik” diyen MHP'li Durmaz şunları söyledi:
“Son olarak 6 Şubat’ta Asrın Felaketine maruz kaldık. Sadece coğrafyamızın değil dünyanın gördüğü en büyük depremlerden biri olan 6 Şubat ikiz depremleri bize şehirlerimizin, yapılarımızın ve toplumsal hazırlık düzeyimizin hangi seviyede olması gerektiğini acı bir şekilde göstermiştir. 6 Şubat depremlerinin ilk anından itibaren, tüm varlığıyla sahada olan devletimiz, bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız eliyle dünyanın en büyük şantiyesini, deprem bölgesinde kurmuştur. Artık, 11 ilimiz afetlere karşı dirençli, güvenli, sıfır atık uyumlu ve enerji verimli bir şekilde inşa edilmektedir.”
Bakan Murat kUrum'a teşekkür etti
“Başta Bakanımız Sayın Murat Kurum olmak üzere tüm çalışma arkadaşlarına, bakanlığımızın kıymetli bürokratlarına, emeği geçen herkese Türk milleti adına teşekkür ediyorum. Bize göre, deprem gerçeği; siyasetin üstünde, polemiğin dışında ve günübirlik tartışmaların uzağında ele alınması gereken milli bir beka meselesidir. Bu nedenle biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak; çevre yatırımlarının, iklim uyum projelerinin ve şehirlerin altyapı ve kentsel dönüşümlerinin desteklenmesini, sadece ekonomik bir eylem değil, “geleceğe yapılmış en büyük yatırım” olarak görüyoruz. Depremlere dayanıklı, iklim krizine uyumlu, çevreyle bütünleşen dirençli şehirler, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Üretken Belediyecilik vizyonunun da asli unsurudur. Türkiye’nin geleceği, dirençli şehirler oluşturarak sağlıklı bir şekilde güvence altına alınmış olacaktır.”