MHP Balıkesir Milletvekili Ekrem Gökay Yüksel, TBMM Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile 2024 Yılı Kesin Hesap Kanunu görüşmeleri kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile bağlı kurumların bütçeleri üzerine konuştu.
Konuşmasında Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün afetlere hazırlıkta stratejik bir rol üstlendiğini vurgulayan Yüksel, erken uyarı sistemleri, radar modernizasyonları ve yapay zekâ destekli tahmin modelleriyle vatandaşların can ve mal güvenliğinin güçlendirildiğini ifade etti.
Çevre ve şehircilik politikalarının MHP için milli bir mesele
Çevre ve şehircilik politikalarının MHP için milli bir mesele olduğunu dile getiren Yüksel, “Çevre bizim için vatandır” ifadesini kullandı. Balıkesir’in Sındırgı ilçesinde yaşanan depremler sonrası yürütülen çalışmaları takdirle karşıladığını belirten Yüksel, sahada görev yapan ekiplerin hızlı ve koordineli müdahalesinin vatandaşlara güven verdiğini söyledi.
MHP Balıkesir Milletvekili Ekrem Gökay Yüksel'in konuşmasının tamamı:
1937 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün imzasıyla kurulan Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ülkemizde meteorolojik gözlemlerin yapılması, hava tahminlerinin hazırlanması, erken uyarı sistemlerinin işletilmesi ve bilimsel çalışmaların yürütülmesi amacıyla faaliyet göstermeye başlamıştır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, köklü tecrübesiyle bugün ülkemizin afetlere hazırlığında stratejik bir rol üstlendi
Günümüzde meteoroloji hizmetleri artık sadece “yarın hava nasıl olacak?” sorusunun cevabından ibaret değildir. İklim değişikliğinin etkilerinin giderek arttığı, meteorolojik kaynaklı afetlerin sıklaştığı bir dönemde; sel, fırtına, dolu, hortum, aşırı yağış ve kuraklık gibi hadiselerin zamanında tespiti ve kamuoyunun önceden uyarılması hayati bir nitelik taşımaktadır. Bu nedenle Meteoroloji Genel Müdürlüğü, köklü tecrübesiyle bugün ülkemizin afetlere hazırlığında stratejik bir rol üstlenmektedir.
2025 yılı faaliyetleri ve 2026 yılı planlamaları da Türkiye’nin meteoroloji alanında teknolojik dönüşümünü hızlandırdığını açıkça göstermektedir. Erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi, radar ve gözlem ağının genişletilmesi, yapay zekâ destekli tahmin modellerinin geliştirilmesi gibi çalışmalar; vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini doğrudan koruyan önemli adımlardır.
2059 adet meteorolojik gözlem sistemi aktif olarak hizmet veriyor
Bugün ülkemiz genelinde 2059 adet meteorolojik gözlem sistemi aktif olarak hizmet vermektedir. 1717 otomatik gözlem istasyonu, 76 havalimanı gözlem sistemi, 90 deniz istasyonu, 41 yıldırım tespit sensörü ve yüksek atmosfer ölçüm sistemleri Türkiye’nin dört bir yanında 7/24 veri toplanmaktadır. Bu güçlü altyapı; tarımdan ulaşıma, enerjiden sağlığa, savunmadan afet yönetimine kadar pek çok sektöre kritik bilgi sunmaktadır.
2025 yılı içinde Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından 400’e yakın erken uyarı yayımlanmış; sel, fırtına, dolu ve kuvvetli yağış gibi riskli hadiselerde vatandaşlarımızın önceden tedbir alması sağlanmıştır.
Ayrıca bu yıl önemli teknolojik yenilikler hayata geçirilmiştir. Ekonomik ömrünü tamamlayan İstanbul, Trabzon, Zonguldak ve Şehrimiz Balıkesir’deki radarlarda tamamen modernize edilmiştir. 2026 yılında ise İzmir, Samsun, Muğla ve Antalya radarlarının yenilenme süreci başlatılacaktır. Radar modernizasyonu sayesinde yağışın miktarı, zamanı ve riskli bölgeler çok daha yüksek doğrulukla tespit edilebilecektir.
Havacılık güvenliği açısından büyük önem taşıyan Alçak Seviye Rüzgâr Kırılımı Uyarı Sistemi, önce Antalya Havalimanı’nda hizmete alınmış, ardından 2025 yılı içinde dünyanın sayılı havalimanlarından biri olan İstanbul Havalimanı’na kurulmuştur. Bu sistemin dünya genelinde çok sınırlı sayıda havalimanında bulunduğunu özellikle belirtmek isterim. Bu çerçevede, bölgesel uçuş güvenliğinin artırılması amacıyla Balıkesir Koca Seyit Havalimanı’na da bu önemli sisteminin kazandırılmasının son derece önemli olduğunu ifade ediyor; bu konuda gerekli adımların atılması yönündeki talebimizi yineliyorum.
Bununla birlikte, 2026 yılında devreye alınması planlanan yeni nesil yüksek başarımlı bilgisayar sistemi, meteorolojik modelleme kapasitemizi çok daha ileri bir seviyeye taşıyacaktır. Daha yüksek çözünürlüklü tahmin modelleri sayesinde erken uyarıların doğruluk oranı artacak, afet yönetimi süreçleri hızlanacak ve Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün uluslararası etkinliği güçlenecektir.
büyük hizmet kapasitesi, son yıllarda dijital dönüşüm hamleleriyle daha da güçlendirilmiştir
Köklü geçmişi Osmanlı Devleti dönemindeki Defterhane Teşkilatı’na uzanan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, arşivlerinde bugün 26 farklı ülkeyi ilgilendiren yaklaşık 25 milyon Osmanlıca tapu kaydı ile Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde 55 milyon tapu kaydını muhafaza etmektedir. Bu tarihî miras, yalnızca bir kayıt bütünü değil; devlet geleneğimizin, mülkiyet kültürümüzün ve medeniyet hafızamızın en kıymetli belgeleridir.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bugün ülke genelinde 973 tapu müdürlüğü, 81 kadastro müdürlüğü ve 18 bini aşkın personeliyle yılda yaklaşık 19 milyon işlem gerçekleştirerek 30 milyon vatandaşımıza hizmet sunmaktadır. Bu büyük hizmet kapasitesi, son yıllarda dijital dönüşüm hamleleriyle daha da güçlendirilmiştir.
Web-Tapu sistemi sayesinde vatandaşlarımız birçok işlemini müdürlüğe gitmeden güvenli şekilde yapabilmekte, günlük 200 bini bulan işlem sayısıyla e-Devlet hizmetlerinde örnek bir model ortaya konmaktadır. E-haciz, e-ipotek, e-tahsilat, e-randevu, e-ilan ve e-arşiv uygulamaları işlemlerde hız, şeffaflık ve güvenlik sağlamaktadır.
Ayrıca Karekodlu Akıllı Tapu uygulamasıyla tapu senetlerinin mobil cihazdan doğrulanabilmesi mümkün hâle gelmiş, Tapu Takas sistemi ile taşınmaz bedellerinin güvenli aktarımı sağlanmıştır. Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi ise sahteciliğin önüne geçerek işlem güvenliğini en üst seviyeye taşımıştır.
TAKBİS’e eklenen yapay zekâ modülleriyle tapu işlem süreçlerinin otomatik hazırlanması da yakın dönemin en önemli reformlarından biridir.
Bize göre çevre demek aynı zamanda vatan demektir ve milliyetçilik anlayışımızın ana eksenlerinden birisi de çevreciliktir
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, ekolojik dengenin sürdürülebilirliğinin önemine inanıyoruz. Parti programımızda temiz ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını her insanın temel haklarından biri olarak gördüğümüz ifade edilmiştir. Bize göre çevre demek aynı zamanda vatan demektir ve milliyetçilik anlayışımızın ana eksenlerinden birisi de çevreciliktir.
İnsanı, tabiatı ve mahlûkatı koruyacak, geliştirecek her türlü sürdürülebilir plan ve çalışmanın Cumhur İttifakı ruhuyla yanında olduğumuzu beyan ediyor, özellikle Balıkesir’in Sındırgı ilçemizde son dönemde meydana gelen depremler sonrasında bölgenin yeniden ayağa kaldırılması, vatandaşlarımızın güvenliğinin sağlanması ve hasar tespit çalışmalarının hızla tamamlanması için gösterilen üstün gayreti büyük bir takdirle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum. Sındırgı’da ilk andan itibaren sahaya inen ekiplerin; mahalle mahalle dolaşarak vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını tespit etmesi, riskli yapılara ilişkin hızlı değerlendirmeler yapması ve süreci koordineli şekilde yürütmesi hem hemşehrilerimize moral olmuş hem de devletimizin güçlü varlığını hissettirmiştir.