Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İlyas Topsakal, sosyal medya hesabından yayımladığı açıklamada Kıbrıs’ın jeopolitik değerine, Türk milletiyle tarihî bağlarına ve federasyon modeline yönelik net duruşuna vurgu yaptı. Topsakal, mesajında Kıbrıs’ın Türk milleti için yalnızca bir ada değil, stratejik ve millî bir mesele olduğunun altını çizdi.
MHP'li Topsakal, Kıbrıs’ın Türk milleti için taşıdığı tarihî, stratejik ve milli öneme dikkat çekti. Topsakal, yaklaşan KKTC seçimlerinin sadece bir seçim değil, Türk halkının egemenlik bilincinin yeniden teyidi olduğunu belirtti.
“Kıbrıs, Doğu Akdeniz’in kalbidir”
Kıbrıs, yalnızca bir ada değildir; Doğu Akdeniz’in kalbinde, Türk milletinin tarihî hafızasında yer etmiş stratejik bir mihverdir. Bu coğrafya, bölgesel dengeleri, enerji güvenliğini ve Türk dünyasının jeopolitik geleceğini doğrudan etkilemektedir.
“Tarih boyunca güç mücadelesinin merkezinde”
Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika üçgeninin kesişim noktasında yer alan Kıbrıs; tarih boyunca medeniyetlerin geçiş kapısı, güç mücadelesinin odak noktası olmuştur. Bugün de aynı jeopolitik önem, Doğu Akdeniz’deki enerji ve güvenlik politikalarını belirlemektedir.
“KKTC seçimleri, egemenlik iradesinin göstergesidir”
24 Eylül’de gerçekleştirilecek KKTC seçimleri, sadece bir demokratik süreç değildir. Bu seçimler, Kıbrıs Türk halkının egemenlik bilincini, siyasal kararlılığını ve demokrasiye olan inancını dünyaya bir kez daha ilan edecektir.

“Egemenlik, Türk milletinin vazgeçilmez hakkıdır”
Kıbrıs Türk halkı, 1974’teki Barış Harekâtı’yla güvenliğini kazanmış; 1983’te kurduğu devletiyle kaderini tayin etmiştir. 24 Eylül seçimleri, bu iradenin demokratik zemin üzerindeki en güçlü teyididir. Egemenlik, Türk milletinin vazgeçilmez hakkıdır.
“Kıbrıs, adaletin ve huzurun sembolüydü”
1571’den itibaren Türk hâkimiyetine giren Kıbrıs, üç asır boyunca adaletin, huzurun ve kültürel çoğulculuğun simgesi olmuştur. 20. yüzyılda ise Enosis girişimleri, Türk halkını yok saymayı hedeflemiş; Kıbrıs Türklüğü bu dayatmalara karşı onurla direnmiştir.
“1974 Barış Harekâtı bir dönüm noktasıdır”
1974 Kıbrıs Barış Harekâtı, yalnızca askerî bir müdahale değil; uluslararası hukuktan doğan garantörlük sorumluluğunun yerine getirilmesidir. Bu harekât, adada barışı, güvenliği ve Türk varlığını kalıcı kılan bir dönüm noktası olmuştur.
“KKTC meşru ve demokratik bir devlettir”
1983’te ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, yasama, yürütme ve yargı erkleriyle kurumsallaşmış, demokratik bir hukuk devletidir. KKTC, halkının iradesine dayanan meşru bir egemenlik yapısıdır; bu varlık asla tartışma konusu yapılamaz.
“Tanınma değil, irade belirleyicidir”
Unutulmamalıdır ki tanınma, bir devletin varlığını kuran değil, uluslararası düzlemde görünürlüğünü sağlayan bir süreçtir. Kıbrıs Türk halkı, meşruiyetini hiçbir dış onaya ihtiyaç duymadan, iradesiyle ve mücadelesiyle tesis etmiştir.
“Enerji rekabetinin merkezinde Türk varlığı vardır”
Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları, deniz yetki alanı sınırları ve ticaret rotaları üzerindeki rekabet, adil paylaşım ilkesine dayalı yeni bir dengeyi zorunlu kılmaktadır. Bu dengenin merkezinde Kıbrıs Türk halkının meşru egemen varlığı bulunmaktadır.
“Türkiye ile KKTC’nin bağı stratejik bir ortaklıktır”
Türkiye ile KKTC arasındaki bağ, tarihî ve kültürel temellerin ötesinde stratejik bir ortaklıktır. Ortak güvenlik vizyonu, enerji diplomasisi ve Doğu Akdeniz’deki kararlı duruş, Türk milletinin müşterek menfaatlerinin doğal yansımasıdır.
“Çözüm, iki egemen devlete dayalı modeldir”
Kıbrıs’ta kalıcı, adil ve sürdürülebilir çözüm, iki egemen ve eşit statüye sahip devletin karşılıklı tanınmasına dayanan modelle mümkündür. Federasyon adı altında Türk varlığını eritmeyi amaçlayan hiçbir formül kabul edilemez.
“Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır”
Kıbrıs Türk halkı, geçmişten aldığı güç ve inançla geleceğini özgürlük, hukuk ve demokrasi temelinde inşa etmektedir. Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır. Kıbrıs’ın güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir; Kıbrıs Türklüğü, Türk milletinin Akdeniz’deki onurlu nefesidir.