Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN Türk siyasetinin komedi çizgi film kahramanı Kemal Kılıçdaroğlu yine bir mizah üretimine imza atarak “Henüz Cumhurbaşkanı Erdoğan adaylığını açıklamadı. Niye bize ısrarla soruluyor” demiş… Kemal Kılıçdaroğlu içine düştükleri acizliği böyle kapatmaya çalışıyor. 2 yıldır toplanıp toplanıp dağılıyorlar ama bir türlü Cumhurbaşkanı adaylarını bulup da kamuoyuna duyuramadılar. CHP’de Kemalciler, Ekremciler, Mansurcular yarışı varken, diğer CHP ortaklarının hepsi Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ayrı baş çekerken bunların sağlıklı bir seçim yapmaları mümkün değildir. Gerçi 6+HDP’nin her yanı sağlıklı seçim olsa ne olur ki? Kemal Kılıçdaroğlu “Henüz Cumhurbaşkanı Erdoğan adaylığını açıklamadı” diye acizliklerine sığınak arasa da MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli 13 Ekim 2020 tarihinde “Kim aday olursa olsun, hangi partiler zilletin çatısı altına sığınırsa sığınsın, parlamenter sisteme dönmenin hesabını hangi siyasi defolar yaparsa yapsın, nafiledir, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yaşayacak, geleceğin rotası Cumhur İttifakı’nın fedakârlıklarıyla çizilecektir. Milliyetçi Hareket Partisi sözünün eridir. 2023’de Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır, Türk milleti Cumhur İttifakı’yla kutlu yarınlara yürüyecektir” cümleleriyle Cumhur ittifakının adayını duyurmuştur. Aradan iki yıl geçmiş ve o açıklama üzerine defalarca aynı açıklamayı yapmıştır. 6+HDP içinde bu netlikte açıklama yapabilecek bir tane parti yok mudur? Yok ki, hepsi her gün birbirinden farklı açıklamalarla siyasi tiyatro oynamaktadır. Kemal Kılıçdaroğlu’nun her eylemi ve söylemi kendinin Cumhurbaşkanı adayı olacağını göstermektedir. Kendisi istemese bile onun CHP’deki kadrosu başka birini aday yaptırır mı? Zaten başka birini aday yapmaları demek CHP’yi de başka birine kaptırmak demektir. Bunun korkusundan CHP kongresini seçim sonrasına erteleyen de bunlar değil mi? CHP eninde sonunda Ekrem İmamoğlu’na teslim edilecektir. Kongre korkusunu da zaten bunun için yaşadılar. Ekrem İmamoğlu İstanbul’a çivi çakmadan Cumhurbaşkanı adayı olarak hızlı yükseliş peşindedir. Olmazsa CHP Genel Başkanlığı razı olacağı bir koltuk olacaktır. Halk CHP’ye yerel seçimlerde bir şans verdi ama onlar İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Adana’da, Mersin’de, Antalya’da çapsızlıklarıyla bunu heder ettiler. Sosyal medya algısı olmasa inanın hepsi hiç ötesi durumdadır. Bir de CHP’nin milli manevi değerler konusunda Türk milletine savaş açmış hali düşünüldüğünde bunlara “Türkiye’yi yönet” diyecek millet iradesinin olması mümkün değildir. Türkiye’yi CHP’den korumak hem vatan görevi, hem de maneviyatımızın temel gereğidir. İktidara gelirse en büyük vaatleri arasında PKK’lıları, FETÖ’cüleri serbest bırakmak olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını yahut adaylarını açıklamalarını sabırsızlıkta bekliyoruz.