Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim’i anlamak olası değil…

Kıyaslamak gerekirse, ligde şampiyonluk iddiası taşıyan rakiplerinin teknik direktörleri eski ve yeni harmanladıkları kadrolarına sahip çıkıyorlar. Zorunlu ya da taktiksel bir iki küçük değişiklikle aynı oyunculara ezber veriyorlar.

Oysa Terim, Randers karşısına bir önceki maçtan da, bir önceki Avrupa maçından da beşer oyuncu farklı bir onbirle sahaya çıktı.

Oynayanlar da, oynamayanlar da, şaşkın…

Bir gol kaçıran, devreyi göremiyor, üç gol atan, formayı…

Sonra yarım sezon yüzüne bakmadığı oyuncuyu, ‘nasılsın?’ diyerek takımın yıldızı konumuna getiriyor, sonra, yine kenara…

Hadi anladık, taktik yok, olsa da ne olduğu belli değil, belli olsa da kim uyguluyor o da belirsiz… Bari, aynı futbolcular oynasa da, onlar birbirlerini ezberleyip bir şeyler yapıp işi bitirseler. O da yok…

Maç başladı, kantarın ağır tarafı Galatasaray, bastıran Randers. Rakip, savunma ve özellikle Muslera’nın hatasından ciddi pozisyonlar buldu. Marcao kafasıyla moralsiz Kerem’in arayış içinde attığı şutlardan birinin, savunmaya çarparak gol olması takım için de genç oyuncu için de şanstı. O gol bile, Galatasaray’a, Galatasaray olduğunu hissettirmedi. Yalnızca topu dürtmek, yana vermek dışında, bir taktik, bir amaç yoktu.

İkinci yarıda yapılan değişiklikler umut taşıyan ev sahibinin baskısı skora denge getirdi.

Sonra rakip yavaşladı. Terim, tutarsa ‘işi biliyor’ dönüşüyle deneyimli oyuncuları sahaya sürdü. Rakibin mütevazı düşünüp geri çekilişi üstünlük gibi göründü.

Galatasaray turu geçer mi, geçer. Ancak, bu oyunla, geçmese daha iyi olurdu, dedirtir mi? İşte bu kafa karıştırıcı…