Türk Milliyetçiliği düşünce sistemi  bana tarihi kavgalaştırmak yerine,vaktiyle kavga yapan milli simaların  aralarında ortak payda bulup onları öne çıkarmayı ve millete müjdeler vermenin önemini öğretti.

Yani tarihi barıştırmayı..

Türk Milliyetçiliği bir açıdan da tarih okuludur.

Nitekim Dokuz Işık, meseleye tarihi analizle başlar ve şu hükmü zihin dünyamıza armağan eder : Tarih milletler mücadelesidir.

Bu mücadeleden zaferle çıkmanın öncelikli yolu kederde, tasada ortak bir milli vicdan oluşturmaktır.

Bu milli vasatı temin etmenin en önemli yeri tarihtir. Ortak tarih, ortak vicdanı sağlamlaştırır.

Ya da bunun aksi, tarihi şahsiyetler üzerinden tarihi kavgalaştırmak ve ortak vicdanın zayıf kalmasını umursamamak.

Mesela Atatürk’ü, Enver Paşa ile kavga zemininde tutmak için azami çaba sarf etmek..

Bu kavgayı sürdürmek bir siyasi kimlik arayışı olarak görünse de aslında milletin ortak hafızasına karşı hücum mahiyetindedir.

Atatürk, Cumhuriyet’i kuran, inşa eden bir Türk Milliyetçisidir. Bugün Atatürk’e saldıranlar cumhuriyet olgusundan çok onun Türk merkezli siyaset anlayışına hücum ediyorlar. Bu çok açık.

Ya Enver Paşa’ya saldıranların derdi ne ola?

Onlar da Türk’ün yürek atlasına tahammül edemiyorlar.

Şurası unutulmasın ki, Atatürk de Enver Paşa’da Türk Milliyetçiliği siyaset mektebinin mensuplarıdır. Birisi Cumhuriyetçi diğeri meşruti monarşisttir. Bu yadırganamaz, imparatorluk aydınlarına has milliyetçilik devletin yapısından soyut düşünülemez. Haddizatında milliyetçilik devletten soyut ele alınamaz. Hele ki Türk Milliyetçiliği..

Enver Paşa’yı hayalcilikle suçlayanları anlamak mümkündür. Ama bunun için bile son üç asrı sebep sonuç ilişkileriyle kavramak gerekir. Atatürk’ün bir söyleşide Enver için, Sarıkamış harbi üzerine söylediği şu söz, onun hayalciliğini tetikleyen bir sebep olarak anlaşılabilir mi?

“Kırk yıldır düşmanın elinde olan vatan topraklarını geri alabilmek tutkusu, başını yastığa koyan bütün kurmay subayların ortak hayaliydi.”

Hem Atatürk, hem de Enver Paşa, o alacakaranlıkta risk alan, sorumluluk üstlenen, lider ihtirası olan iki yıldızdır. İtalyanlar, Osmanlı topraklarını işgal ettiğinde kelle koltukta Derne’ye, Tobruk’a gidip halifeye bağlı arapları örgütleyip savaşan  iki millet fedaisidir.

Mustafa Kemal’i şimdiye dek inkılapları üzerinden vurmaya çalışan kafa, artık askeri başarılarını da diline dolamaya başladı.

El insaf !

Enver Paşa’yı hayal peşinde koşarken Türkistan çöllerinde heder öldü, gitti diye küçümseyenler aslında bu milletin sınır tanımayan aşkını küçümsemektedirler.

Tarih sadece sonuç değildir.

Bazen mağlubiyetler de zafer defterine yazılır.

Enver Paşa, Çegen tepesinde yalınkılıç Kızılordu’nun üzerine atılıp şehit oldu ama yattığı toprak seksen sene onun efsanesi ile doldu taştı, bugün Kızılordu yok ve Türk dünyasının yıldızı yükseliyor.

Sahi Enver Paşa öldü mü?

Atatürk mü?

Türk’ün cumhuriyeti dimdik ayakta.

Atatürk’ün fikirleri bugün dünkünden daha güçlü.

Elinizi Türk’ün kahramanlarından çekin.