Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

Sosyal medyada yayımlanan bir sokak röportajında maskesini gözlerinin yarısına kadar çekerek yüzünü, kimliğini gizleyerek “Geçinemiyorum” diyen, erken seçim olması gerektiğini söyleyen ve “CHP’ye oy verebilirim” diyen kişinin CHP Kadıköy İlçe Başkanı Ali Narin çıktığını gördükten sonra CHP ile ilgili hiçbir şey yazmanın mantığı kalmadı aslında…

Siyasi karakterleri işte bu derecede çukur seviyededir. Bunlara ne yazarsan yaz, ne söylersen söyle siyasi ahlakları anlayacak düzeyde değildir.

Her işleri kirli algı, kara propaganda, maskeli yüzler, inkârlar, yalanlar, iftiralar… Dün buna bir örnek daha verdiler.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli grup toplantısında görevini ahlakıyla, özveriyle, fedakârlıkla yapanlar için “Doktorlarımıza, hemşirelerimize, ebelerimize, hasta bakıcılarımıza, kısacası tıbbın yüz akları olan insanlarımıza ne yapsak az, ne söylesek eksiktir. Nitekim onlara gönül borcumuzu ödememiz kolay değildir” cümlesini kurduğu halde, CHP’li yöneticiler ve medya trolleri “Devlet Bahçeli de doktorları bu ülkeden kovdu” propagandası yaptı.

CHP’deki Ali Mahir Başarır, Özgür Özel gibi komünist artıklarından tutun birçok CHP’li, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin TTB’nin bölücü misyonuna yönelik söylediği “Eğer bu ülkeden gitmesi gereken birileri varsa, o da Türk Tabipleri Birliği’nin yönetimine çöreklenmiş bir avuç bölücü ve Türkiye karşıtıdır. Haydi buyursunlar, gidişleri olsun da dönüşleri olmasın” sözlerini tüm doktor ve sağlık çalışanlarına söylemiş gibi yansıtmaya çalıştılar.

TTB’nin başındaki Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı isimli kadın “Savaşın son bulması için, atılacak en önemli adımın, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşturulması” diyecek kadar ‘Barış İçin Öcalan’a Özgürlük Platformu’nun bir mensubu değil midir?

PKK’nın kapatılan Özgür Gündem gazetesine destek kampanyasında “Nöbetçi Genel Yayın Yönetmeni” olan kişi değil midir?

Terör örgütüne yapılan operasyonlara hazırladığı raporlarla, attığı imzalarla karşı çıkan kişi değil midir?

HDP eş başkanı Mithat Sancar ile basın toplantısı düzenleyip “Türkiye’nin sağlık sistemini HDP ile birlikte kurgulayacağız” diyen kişi değil midir?

Şu an cezaevinde olan PKK’lı Leyla Güven’i evinde muayene eden kişi değil midir?

TTB’nin sicili sadece başında bulunan kişinin yaptıklarıyla sınırlı değildir. Bu yapı kurulduğu günden bu yana başta PKK olmak üzere, diğer terör örgütlerine hep sahip çıkmaktadır. Eski başkanlar, eski yönetim, yeni yönetim hep bu misyonunu eylem ve söylem olarak yaşatmaktadır.

TTB sağlık maskesi takan ve bu camiayı lekeleyen bölücü mikrop yuvasıdır. Sağlık alanında sürekli kriz ve kaos yaratmaya çalışmaları da PKK’lı olma misyonlarına hizmet adınadır. Hastalar sırada beklerken, sağlığı için randevu almak için çabalarken bunlar Türkiye’nin birçok hastanesinde grev kararı aldılar. Pandemi sürecinde böyle bir alçaklık olur mu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tepkisi böyle alçaklıklara iken, CHP her zaman olduğu gibi TTB’nin bölücü alçaklıklarına sahip çıkmayı ve olayları şeytan gibi saptırmayı tercih ediyor.

On binlerce kişiyi öldürmüş terör örgütü PKK’ya hizmet eden ve talimatı onlardan alanların, insanlarımızın sağlığını düşünmesi mümkün mü? PKK’nın ön ve arka bahçesi olan CHP, söylesene bu mümkün mü?

Editör: Haber Merkezi