Geçtiğimiz hafta Adana’daydım.Türkiye’nin belli başlı iki sinema festivalinden biri olan Adana Film Festivali’nin 25.açılış galasına katıldım.

Öncelikle bu önemli sinema olayını başarıyla gerçekleştiren Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü’yü kutlarım. Altınkoza Film festivali 1969’da oluşturulmasına rağmen zaman içinde muhtelif sebeplerle bazı yıllar yapılamadı o yüzden bu sene 49. Yılı değil 25.yılı gerçekleşmiş oldu.Ancak sadece yerel siyaset alanında değil dünyevi sanat anlayışı açısından da fevkalade aydın bir kimlik olan Hüseyin Sözlü,Adana Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu andan itibaren aksatmadan her yıl Türkiye’nin ve dünyanın sinemacılarını Adana’da buluşturmayı başardı.

Bu yıl festival kapsamında yüzlerce sinemacı,oyuncu,yönetmen,senarist,yapımcı,sinema eleştirmeni Adana’da toplandı.Bu dolu dolu sinema etkinliği konserlerle de geniş yelpazeli bir sanat rüzgarına dönüştürüldü.

Bu yıl festivalde bir ilk gerçekleşti : Dünyaca ünlü Cannes Film Festivali’nin en önemli bölümlerinden olan Semaine De la Critique Adana Film Festivali ile işbirliği yaptı.Ünlü İtalyan Yönetmen Bernardo Bertolucci gibi yönetmenleri sinemaya kazandıran bu örgütün yanısıra Hollanda’nın en önemli sinema kurumu olan “Kırmızı lale Film Festivali de Adana’nın etkin sinema kimliğinin ortaklarından.

Adana Film Festivali Türk sineması için ifa ettiği ödeve uygun bir şekilde etkinlik boyunca önemli adımlar attı.

Uluslararası Kısa Film Yarışması ve Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması ile sinemaya katkı yapan Adana Film Festivali’nin açılış galasında Türk Sinemasında devamlılığı sağlamak adına “ Cüneyt Arkın,Ahmet Mekin,Muhterem Nur,Süleyman Turan gibi her biri gönüllerde taht kurmuş oyunculara “ Yaşam Boyu Başarı ve Onur Ödülleri “ takdim edildi.Cüneyt Arkın’ın ödülünü alan oğlu Murat Arkın’ın yaptığı konuşma Türk Sinemasının telif sorununu dile getirmesi açısından önemliydi.

Sinema, kimliği olan bir coşkudur,eğlencedir.

Sinema,insanı ve toplumu şekillendiren hem propaganda hem de vakit geçirme aracı olarak görülen bir toplumsal kurumdur.Artık herkes bilir ki Amerika için Hollyvood , Hindistan için Bolivut ülkelerinin kültürel varlığı açısından hayati önem taşımaktadır.Cannes Fransa’nın,Altın Ayı festivali Almanya’nın sinema vitrinidir.

Sinema da neymiş ? diye soranlara “ Türkiye’nin Sinema Festivali Ünvanı “ nı almaya namzet Adana’dan iletmek isterim ki,sinema bir milletin ortak hayal gücüdür.

Türk sineması, her türlü imkansızlıklara rağmen kültür emperyalizmine direnmeyi başaran bir kahramandır.

Bu kahramanın oluşmasında Adana’nın büyük rolü vardır.1950’lerden sonra ayağa kalkan Türk sinemasında özellikle “bölge işletmeciliği “ düzenine geçildikten sonra yüzlerce film yapılmaya başlanmıştır.

Bölge İşletmeciliği dendiğinde Adana neredeyse başroldedir.Bu sistemde tıpkı coğrafi bölge gibi sinema salonları da yedi bölgeye ayrılmış, Adana bu yedi bölge içinde en fazla salon sayısına sahip il olarak İzmir’le birlikte öne çıkmıştır.1970 yılında 21 ilin bağlı olduğu Adana bölgesinde 463 sinema salonu vardır.İstanbul 436 salonla Adana bölgesinin gerisindedir.O dönemde dört il neredeyse tek başına Türk sinemasının şekillenmesine kaynak teşkil eder :İstanbul,İzmir,Adana ve Samsun.

Adana Film Festivali çok güçlü bir mazinin şekillendirdiği halkla içiçe bir sinema şenliğidir.Adanalı işletmecilerin İstanbul’daki yapımcıları arayıp,” konusu şöyle olsun,başrolde Ayhan Işık ve Türkan Şoray yer alsın “ şeklinde yönlendirdiği bir sinema meydana getirdiği ortak hayal dünyasıyla kendisi kalmayı,Amerikan sinema tazyikine direnmeyi ve bu kültür saldırısını püskürtmeyi başarmıştır.

Adana’ya uluslararası film Festivali çok yakışıyor.

Genç,aktif,çalışkan ve sanatsal vizyonu olan Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, böylesine geniş kapsamlı uluslararası film etkinliğinin şehrine ve ülkesine yaptığı ışıltılı dokunuşun bilincinde.Gelenekle-geleceğin kucaklaştığı bir şehirde sinema elbette öne çıkacaktır.Çünkü sinema ile hayat arasında bir hayal köprüsü vardır ve o hayal hayata dairdir.

Bu görkemli festivalin oluşumunda kurumsal kimliklerinin ötesinde çaba sarfeden Altın Koza AŞ Yönetim kurulu Başkanı Halil Avşar,Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Mete Şahin,Adana Büyükşehir Belediye Başkanı danışmanı Mahmut Tülek,Altınkoza A.Ş Genel Müdürü İsmail Dikilitaş ve Altın Koza ‘nın görevini büyük bir titizlikle,yorulmak bilmeden gerçekleştiren çalışkan müdürlerinden Alpaslan Karaca’yı yürekten kutlarım.

Festivalde her zaman üzüntüyle hatırlayacağımız bir kaybımız oldu.”Türk Sinemasına Emek Verenler Ödülünü “ almak üzere Adana Film Festivaline davet edilen usta tiyatrocu-sinema oyuncusu Yakup Yavru ağabeyimizi açılış gecesinin ardından bir kalp krizi sonucu kaybettik.Açılış galasını birlikte izlerken “ Ahmet,yarın akşam da benim ödülüm verilecek,burda olmanı isterim,demişti.Mutlaka gelirim ağabey,diye cevap vermiştim. ” Nasip değilmiş ;Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.Amin.