Türkçenin Sorunları (1,2) başlıklı yazılarımızda günümüz konuşma Türkçesinde kısmen de yazı dilinde yapılan belli başlı yanlışlar üzerinde durmaya çalıştık. Yazarken yaptığımız gramer, imla, yazım hatalarına değinmedik. Eğer meseleyi ayrıntılarıyla ele almaya kalkarsak sayfalarca yazsak bitiremeyiz. Amacımız bilimsel bir makale sunmak değil, atalarımızdan miras, gelecek kuşaklarımızdan ödünç aldığımız ses bayrağımız Türkçemizin doğru konuşulması ve yazılması konusunda okurlarımızın dikkatlerini çekmek, konunun önemini vurgulamaktır. Ayrıca, dünyanın en eski, en zengin, en estetik dillerinden olan Tükçemizden en üst seviyede yararlanmamız gerektiğine de inanıyoruz.

Her şeyden önce Türk milletinin dilini sevmesi, koruması ve doğru kullanması için bir bilinç oluşturulmalıdır. Peyami Safa’nın “Hiç kimse dilin vatandan daha az kutsal olduğunu söyleyemez”, veciz sözünü sık sık hatırlamalı ve hatırlatmalıyız. Türkçenin doğru kullanılması konusu daima gündemde tutulmalı, halkı bilinçlendirici ve özendirici kampanyalar düzenlenmelidir. Türkçenin doğru kullanılması için okul öncesi eğitim ve öğretim kurumlarından başlamak üzere bir devlet politikası geliştirilmeli ve mutlaka uygulanmalıdır. Türkçe, dil bilgisi, edebiyat derslerinin içinde bir sığıntı gibi kalmamalıdır. Türkçe sadece Türkçe dersinde öğrenilir ve sadece Türkçe, edebiyat öğretmenleri doğru Türkçeyi kullanır, yanlış görüşünden vazgeçilmelidir. Yabancı dilde eğitim ve yabancı dil öğretimi birbirine karıştırılmamalıdır.

Senaristler, yazarlar, şarkı sözü yazarları, şairler vb. eserlerinde kullandıkları dile azami özen göstermelidir. Televizyon yapımcıları program hazırlarken sunucular da sunum yaparken içerik dışında estetik dile de dikkat etmelidir. Bu konuda RTÜK’e çok önemli görevler düşmektedir. Dilimize yeni girmiş kelimelerin Türkçe karşılığını Türk Dil Kurumu bulup yayınlamaktadır. Ancak bu sözcüklerin toplum tarafından kısa sürede kullanılması için devletin bütün kurum ve kuruluşları ile özel sektör sürdürülebilir bir işbirliğini titizlikle gerçekleştirmelidir. Dilimizi korumak için gerekirse özel kanunlar ivedilikle çıkarılmalıdır.

Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin’in “Sözlük Özgürlüktür” sloganıyla sosyal ve kültürel etkinlikler yoluyla öğrencilerin dilin zenginliklerini tanımasını ve kültür taşıyıcısı olan sözcüklerle buluşmalarını sağlamak amacıyla okul öncesinden liseye tüm sınıf kademelerinde uygulanmak üzere “Dilimizin Zenginlikleri Projesi”nin başlatıldığı haberini kamuoyuyla paylaşması da Türkçemiz için önemli bir adımdır.

Son söz olarak Atamıza kulak verelim: “Türk milletinin dili Türkçedir. Türk Dili dünyada en güzel, en zengin ve kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sevip onu yükseltmek için çalışır.

Bir de Türk Dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir.”

(Not: Bundan böyle gazetemizde “Türkçe kullanalım” köşemizde son yıllarda özellikle batı dillerinden

Türkçeye girmiş sözcüklerin Türkçesini verip okurlarımızın kullanmasını özendirmeye çalışacağız).