Yıldıray Çiçek / TÜRKGÜN

Rusya ve Ukrayna savaşı sürüyor. Savaş sürerken Türkiye’nin barış masası kurmak için aldığı inisiyatif sağduyu sahibi herkes tarafından takdirle karşılandı. Tarihi Rusya-Ukrayna-Türkiye üçlü dışişleri bakanları toplantısı kapsamında Rusya ve Ukrayna’nın dışişleri bakanları Sergey Lavrov ile Dmitro Kuleba’nın Türkiye aracılığıyla Antalya’da gerçekleştirdiği görüşme önemli bir adım olmuştur. Somut bir sonuç alınmamış olsa da Türkiye’nin bölge huzuru adına attığı bu adım önümüzdeki günlerde güçlenecek bir adım haline gelecektir.

Türkiye’de bazıları ABD ve NATO ülkeleri adına Rusya ile kanlı-bıçaklı hale gelmemiz için çok kışkırtmış olsa da Türkiye’nin sağduyulu ve bölge gerçeklerini bilerek attığı adım önemli olmuştur. Türkiye, Rusya ve Ukrayna’yı barış için kendi ülkesinde yanyana getiren bir ülke olarak, kışkırtıcılık yapan ülkelere de sağduyuyu ve barışı arayan birileri var mesajını vermiştir.

Rusya ve Ukrayna’dan ara ara barışa ulaşma yahut krizi derinleştiren konularda anlaşma noktasına gelme sözleri duyulmaktadır. Türkiye’de bu hali somutlaştırmaya çalışmaktadır. Ayrıca kurulan Türkiye’nin kurduğu barış masası Dışişleri Bakanları düzeyinde kurulan ilk masa olması açısından da önemlidir. Antalya zirvesi sonrası, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un “Bu görüşme Türk tarafının teklifiyle yapıldı. Sayın Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşmesi sonucu görüşme kararı aldık. Krizin çözümüne yönelik her türlü teması destekleriz. Putin temaslardan hiç kaçınmamıştır, biz bu temasların lafta kalmasını istemiyoruz. Kuleba ile görüştük, bir katma değer yaratacaksak görüşürüz” açıklamasını, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitri Kuleba’nın “Sayın Çavuşoğlu’na çok teşekkür ediyorum. Kolay olmayanı başardı. Rusya-Ukrayna arasındaki ilk temas oldu. Hem kolay hem zor bir görüşme oldu. Ben de elimden gelenin en iyisini yaptım. Diplomatik bir çözüm bulmaya çalıştım” açıklamasını yapması diplomatik yumuşama adına umut vericidir. Fakat her iki tarafta kendine göre haklı gördüklerini dayatarak sonuç almaya ve bunu somut hale getirme hedefindedir. Rusya doğal olarak saldıran ve işgal giriminde bulunan olarak dünya gözünde suçlu durumdadır. Suçluluğunu ise “AB ölümcül silahların Ukrayna’ya girmesini teşvik ediyor. Ukrayna ülkesinin içinde laboratuvar kuruyor ve bunlar ileride biyolojik silah için kullanılabilir” şeklindeki çeşitli gerekçelerle güçlendirmeye çalışmaktadır. Ukrayna da Batı’nın gazına gelip Rusya’yı karşısına almış olsa da meşru savunmasını yapmaktadır. Fakat ne olursa olsun, Rusya’nın gerekçeleri ve Ukrayna’nın sırtını dayamaya çalıştığı gerekçeler savaşı derinleştirmemelidir. Bunun için üzerine düşen sorumluluğu yapan ve bundan sonrada yapacak olan Türkiye gerçekten alkışı hak etmektedir.

Rusya ve Ukrayna savaşının başlaması aynı zamanda Türk Devletleri Teşkilatını önemli hale getirmiştir. Türk Devletleri Teşkilatı birbirine daha çok sarılarak, daha çok işbirliğine girerek bölgenin istikrarı ve huzuru için güçlü olmak zorundadır. Türk Devletleri Teşkilatı’na öncülük eden Türkiye bunun farkında olduğu için bu konuya son yıllarda daha çok ivme kazandırmıştır. Kazakistan’da yaşanan olaylar Türk Devletleri Teşkilatı’na mensup ülkelere ders niteliğindedir.

Rusya-Ukrayna savaşı gösterdi ki bölgede hem dikkatli, hem güçlü, hem de uyanık olmak zorundayız.

Editör: Haber Merkezi