Kemal Kılıçdaroğlu ağustos ayında “Doğu Akdeniz’de zengin petrol var. Doğal gaz yatakları var. Amerika orada, Yunanistan orada, Kıbrıs Rum Yönetimi orada, Mısır orada, Katar orada, hepsi orada. Bir tek devlet yok, Türkiye. Niye yok?” diyordu şimdi ise “Libya’da ne işimiz var?” diyerek ortakları HDP’yi, İP’i, SP’yi yanına alarak Libya Tezkeresi’ne “hayır” oyu veriyor.

Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin tezkere geçtiğimiz hafta CHP, HDP, İP, SP birlikteliğine karşı AKP ve MHP oylarıyla TBMM’de onaylandı. Tezkereden sonra da ilk Türk askeri birliği Libya’ya ulaştı.

Libya tezkeresi tartışmaları sırasında çok ilginçtir CHP ve diğer yancılarının temsilcileri tüm gelişmeleri Büyük Ortadoğu Projesi’ne hizmet olarak değerlendirerek, AKP ve MHP’yi suçladılar. Oysa değişen şartlar etrafında BOP’un sorumluluğunu üstlenen CHP ve yancıları olmuştur. Son dört 4-5 yıldır BOP’a hizmete kendini adayan CHP olduğu halde, bugün BOP propagandası üzerinden sözde muhalefet yaparak milli adımları sulandırmaya çalışıyorlar.

Geçmişte BOP projesi yüzünden en çok eleştirdiğim kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisi AKP olmuşken, şimdi ABD’nin eline tonlarca silah tutuşturduğu terör örgütü PKK ve YPG’ye karşı Suriye’de, Irak’ta ve Türkiye sınırları içinde mücadeleyi tavizsiz veren ve ABD oyunlarını bozan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a nasıl aynı gözle bakacağız?

Şartların, yaşananların mantığı bir kere bunu kabul etmez.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tavizsiz iradesi sırf Afrin’de 4600 YPG’li teröristi ortadan kaldırırken, CHP ve o malum yancıları terör örgütü YPG’den yana saf tutmadılar mı? Bu mantıkla yola çıkıldığında ABD’nin silahla beslediği bir terör örgütüne arka çıkan CHP ve yancıları asıl ABD’nin hedeflerine hizmet ederek, BOP figüranı olmuyor mu?

Kemal Kılıçdaroğlu “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” diyerek terör örgütüne kutsallık atfediyorsa, Kemal Kılıçdaroğlu “YPG bize mi saldıracak? Hayır efendim” diyerek terör örgütünü masumlaştırıyorsa ABD’nin BOP’una kim hizmet etmiş oluyor? CHP içinde ABD’nin şimdi BOP köpeği olarak kullandığı terör örgütü YPG’yi övmeyen, desteklemeyen birisi kaldı mı? Öldürülen PYD-YPG’li teröristlerin cenazelerini en üst düzeyde karşılayan CHP’nin milletvekilleri olmadı mı?

Kemal Kılıçdaroğlu ABD’nin hangi politikası varsa onu destekliyor ama geçtiğimiz günlerde de “Erdoğan, BOP’un eş başkanlığını yapmaya devam ediyor. “ diye açıklama yapabiliyor. CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç da tezkere konuşmasında yine benzer bir konuşmayla “Bu projenin başkanı Amerika, eş başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır.” diyerek eleştiride bulundu.

CHP’yi PKK’nın, YPG’nin, PYD’nin siyasi karargâhı haline getirenlerin BOP üzerinden hala nutuk atabilmesi gerçekten büyük bir trajedidir. Hatırlarsanız CHP’den İP’i kontrol altında tutması için gönderilen Aytun Çıray da “Zeytin Dalı Harekatı BOP planı” demiş ve “İP tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına tamamen karşı” diyerek terörle mücadele önünde engel olmaya çalışmıştı. Ve sonuçta Zeytin Dalı Operasyonunda 4600 YPG’li terörist leş olarak alınmıştı. Söyledikleri hep bunları yalanlıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu ağustos ayında “Doğu Akdeniz’de zengin petrol var. Doğal gaz yatakları var. Amerika orada, Yunanistan orada, Kıbrıs Rum Yönetimi orada, Mısır orada, Katar orada, hepsi orada. Bir tek devlet yok, Türkiye. Niye yok?” diyordu şimdi ise “Libya’da ne işimiz var?” diyerek ortakları HDP’yi, İP’i, SP’yi yanına alarak Libya Tezkeresi’ne “hayır” oyu veriyor.

CHP’nin yancısı İP’te de durum farklı değildir. Mesela İP Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu Temmuz ayında “Doğu Akdeniz’deki haklarımızdan bir santim geriye adım atmamız mümkün değildir. Geri adım atarsak, egemenlik haklarımızı çiğnetmiş oluruz. Oradan çıkacak hidrokarbonun da, oradan bize sağlanacak iktisadi faydanın da ötesinde burada egemenlik haklarını muhafaza etmeye çalışan bir devlet görüntüsü vermek zorundayız. Bu kararlılığı gösteremezsek, bizden yarın başka şeyler de isterler. “ diyordu, şimdi ise CHP’den aldıkları talimat doğrultusunda “Libya’da ne işimiz var?” diyerek tezkereye “Hayır” oyu kullandılar.

Terör örgütü PKK’nın yardım ve yaltakçısı HDP bile “Libya Tezkeresi’ne net biçimde hayır diyoruz. Bu rejim silah sanayisini güçlendirmek ve pazarını genişletmek, Bayraktar’ları zengin etmek için Libya seferine çıkmaktadır. Tezkereye hayır diyerek bu coğrafyanın makûs talihini değiştirebiliriz.” açıklamasını yapabiliyor.

İşte bunların hepsi Türkiye’nin muhalefeti…

Türkiye 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra milli duruşunu ve politikalarını rayına sokmuştur. Terörle mücadele, milli ve yerli üretim konusundaki atakları, emperyalist güçlere karşı haklarımızı koruma duruşu ve mücadelesi inkâr edilecek bir durum değildir.

Şimdi ABD’nin menfaatleri ve projeleri yanında saf tutan, propaganda yapanların bunu anlaması mümkün değildir. Hele ki, 4 parçalı sözde Kürdistan için büyük çaba veren ABD’nin yanında YPG’ye sahip çıkan CHP’nin vereceği hiçbir ders yoktur. S-400 füzelerinde bile ABD sözcülüğü yapmış CHP’den bahsediyoruz.

Terör örgütü PKK’yı yoldaşı yapan CHP milli bir duruşu olmadığı gibi, milli vizyonu da olamaz. Dün dünde kaldı, şimdi sen ne yapıyor, ne söylüyorsun ve kiminlesin CHP? Türk askerinin olduğu yerde de adalet, huzur ve mazluma merhamet olur.

Türk askerinden bırakın zalimler korksun…

MHP Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir ne güzel söylemiş: Basına yansıyan bazı haberlere göre Hafter, Sisi’ye ilettiği son mesajında “Türkler geliyor!” demiş! Doğru, geliyoruz! Mazlumlar bilsin, zalimler korksun...