YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Merhum Mehmet Akif Ersoy, “Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;” diye şiirine başlıyor ve “Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...” diye devam ettiriyor ya… İsrail’in vahşetleri karşısında duruşumuz, duygumuz, düşüncemiz ve değişmez tavrımız budur… Zulüm nerden gelirse gelsin özellikle sivillere ve masum çocuklara yapılan her türlü zulmü lanetliyoruz.

İsrail, işgal ettiği yıllarca zulüm yaptığı topraklarda Hamas’ın kolu Kassam Tugayları tarafından saldırıya uğradıktan sonra öldürülen siviller içinde aynı kınamayı yapmıştık. Hamas bu saldırıda hayatını kaybedenler için “kasıtlı sivil öldürdüğümüz olmamıştır” açıklaması yapmıştı.

Fakat İsrail kasıtlı bir şekilde yıllardır yaptığını tekrarlayarak Gazze’nin üzerinde vahşet gerçekleştirmektedir. Hamas saldırısında hiçbir İsrailli çocuk öldürülmemişti ama İsrail’in öldürdüğü çocuk sayısının 6 bini geçtiği söyleniyor. İsrail biliyorsunuz “Bebek katili” kimliğini meşrulaştırmak için “Hamas 40 İsrailli çocuğun kafasını kesti” yalanına başvurmuştu. Sonra bu yalanlarını “Teyit edemedik” diye kendileri inkâr etmişti. İsrail’in çocuk katliamını tüm dünya izliyor. İnsan olup da bu katliama üzülmemek elde değil.

İsrail vahşetleri başladığı günden bu yana Gazze’de hayatını kaybeden, yaralanan mazlumlara dair video ve fotoğraflarını, Hz. Ali’nin “Bir zulme engel olamıyorsanız onu herkese duyurun!” sözlerinin ölçüsünde sosyal medya hesabımdan duyurmaya çalışıyorum. Yine bir yazar olarak da İsrail’in zulümleri karşısında duyarlılık gösteren yazılar yazıyorum.

İsrail’in siviller ve çocuklar üzerinde gerçekleştirdiği vahşete dair görselleri de “Diller lal oldu. Hele bir de yürekler lal oldu ki sormayın gitsin. Sanki kimse konuşmaz oldu, kimse duymaz oldu, kimse görmez oldu” cümlelerini ekleyerek paylaşıyorum. Kör ve sağır dünyanın bu zulüm karşısında sessizliğine isyan ederek.

En acı olanda ne biliyor musunuz?

Vicdanını, merhametini kaybetmiş insanların bu videolar altına yahut başka sayfalara girip “Bu bizim savaşımız değil. Bize ne Filistinli çocuklardan, Araplara mı üzüleceğim?” gibi kendilerinin ruh hastası olduğunu gösteren, insanlık emarelerini kaybetmiş yorumlar yaptığına şahit oluyoruz.

Hele bir de daha 7 ay önce Türkiye’deki seçimlerde İsrail gibi “Bebek katili” olan terör örgütü PKK’nın uzantılarıyla ittifak yapmış vatan hainlerinin “Şu tarihte Araplar bizi sırtımızdan hançerlemişti” martavallarını dinliyoruz. Ey vicdansız, merhametsiz, haysiyetsiz! Daha senin Türk milletine sapladığın hançerin soğumamış kime nutuklar atıyorsun?

Ölen çocuklar, ölen mazlumlar… Zerre insanlık duygunuz olsa zaten bir üzüntü emaresi gösterir ve bu tür yorumlar yapmazdınız.

Türk’üm, Müslümanım nerde zulüm varsa mazlumların yanındayım. İsrailli çocuklar böyle bir vahşete maruz kalsaydı insan olmanın erdemiyle, Grup Orhun’un da “Çocuklar Ölmesin” eserinde seslendirdiği gibi “Dili, dini, ırkı nedir kime ne? Önce "insan" olsun bakmam rengine Yeter bunca kavga, dinsin sancımız Bir olalım canlar bitsin acımız...” düşüncesiyle onlar içinde emin olun “zulme dur” derdik.

Çocukların öldüğü, ağladığı, yetim, öksüz, kolsuz, bacaksız kaldığı bu dünyada tüm kahkahalar zalimlik, suskunluklar zulme destektir.

O yüzden ruh hastalığınızı tatmin etmek için karınca kararınca zulme karşı mazlumların sesi olmaya çalışanlara musallat olmayın. Susun ki, irin gibi akan merhametsizliğiniz ve vicdansızlığınız her yere yayılmasın…

Editör: Ferhat Erdemir