Seçime günler kala ABD ve Batı medyası tarafsızlığı rafa kaldırıp doğrudan Erdoğan düşmanlığını kapaklarına taşımaya başladı. Batı'ya biat sözü veren 7'li koalisyonun adayı Kılıçdaroğlu tekrar Türkiye'yi Batı'ya şikayet etti.

Alman Tagesthemen'e konuşan Kılıçdaroğlu, Türkiye planlarından ve Suriye politikasından bahsetti. Kendisini Almanya'nın yeni Şansölyesi Olaf Scholz'e benzetti.

YİNE TÜRKİYE'Yİ ŞİKAYET ETTİ

Demokrasinin kan kaybettiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, demokrasiyi geri getirmek için önce parlamenter sisteme geçişin sağlanacağını kaydetti.

ANAYASAYI DEĞİŞTİRME SÖZÜ

Anayasayı değiştireceğini, siyasi ahlak yasası çıkaracağını söyleyen Kılıçdaroğlu, halletmesi gereken çok şey olduğunu ifade etti. Avrupa Birliği'nin yeni fasıl açmasını beklemeden AB'nin tüm demokratik standartlarını tam olarak uygulayacağını söyledi.

DEMİRTAŞ VE KAVALA'YA ÖZGÜRLÜK VAADİ

Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala için Özgürlük sözünü yineleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin hukuk sistemini Almanlara şikayet etti.

Kılıçdaroğlu ayrıca 'Almanya Başbakanı Olaf Scholz gibi olmak onurdur' ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, muhalefet bloğun AB tarafından öngörülen tüm demokratik standartların getirilmesi için mücadele etmek üzere bir araya geldiğini söyledi.

SKANDALLARLA DOLU YAZI

Erdoğan'ın gitmesi üzerine oluşturulan bir kampanya dilini yöneten Batı medyası, Türkiye'yi kaos, kriz ve anti-demokratik bir ortam bekliyor algısını bu defa da Kılıçdaroğlu'nun katkısıyla pekiştirdi. "Erdoğan gitmeli" ve "Demokrasiyi kurtarın" gibi skandal ifadelerle gündeme gelen The Economist, son olarak kalemi, Kılıçdaroğlu'na verdi. Makalesinde Türkiye'de "demokrasi olmadığı" sözlerine yer veren Kılıçdaroğlu, iktidara gelmesi halinde koşulsuz şartsız Batı'nın izinden gideceğini yineledi.

"SEÇİMLER DEMOKRATİK DEĞİL"

Seçimlere katılımda dünyanın en yüksek seviyelerinden birine sahip olan Türkiye için "anti-demokratik" vurgusunda bulunan Kılıçdaroğlu yazısında, "Anti-demokratik ve otoriter bir hükümete karşı Türkiye'deki demokratları bir araya getirmek için elimden gelenin en iyisini yaptım ve geniş bir demokrasi koalisyonu kurmayı başardık." ifadelerini kullandı.

"SUSTURULUYORUZ" İDDİASI

Sık sık yabancı medyaya demeç veren Kılıçdaroğlu, 7'li koalisyonun "susturulduğunu" iddia ederek "İktidar partisinin muhalefeti susturmak için sürekli baskı uyguladığı, mevcut adaletsiz ve otoriter koşullarda dahi seçimlerle barışçıl bir yönetim değişikliğinin mümkünatını göstereceğiz." Sözlerine yer verdi.

BİAT SÖZÜ

Sömürgecilik karşıtı olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Türkiye her daim Batı'nın gururlu bir üyesi olacaktır. Tüm uluslararası kurumlarda Türkiye, Batı saflarının bir parçasıdır ve bu şekilde hareket etmeye devam edecektir. Kuracağımız hükümet bizi siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak Batılı müttefiklerimize yaklaştıracaktır." diyerek Batı'ya bir kez daha koşulsuz şartsız itaat edeceğini söyledi.

"İDEAL OLAN NE VARSA BATI'DADIR" ANLAYIŞI

"14 Mayıs'ta[kazanacağımız]zafer, Türkiye'nin Batı'ya yönelimini de eski haline kavuşturacak. Bu yönelim bir idealin yansımadır. Türkiye açısından Batı, demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve eşitlik anlamına geliyor" diyerek Batı'yı idealize eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin dış politikada bağımsız bir anlayışı rafa kaldıracağının da sinyallerini verdi.

Batı'ya bağlılık sözüne Akdeniz'i de dahil eden Kılıçdaroğlu, bölgedeki siyasi konular için "uluslararası koalisyon" çağrısında bulundu. Terör suçlarından tutuklu bulunan, 6-7 Ekim olaylarının sorumlusu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'a özgürlük vadeden ve sık sık AİHM'i işaret eden Kılıçdaroğlu, "Hükümet olarak, AB katılım sürecini yeniden başlatmak ve Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyma taahhüdünde bulunmasını sağlamak için yapıcı şekilde çalışacağız" sözleriyle gelecek planlarına da yer verdi.

Kaynak: Star

Editör: Bilge Güler