Fenerbahçe Teknik Direktörü Philip Cocu her ne kadar, “İstifa mı, ne istifası, benden böyle bir şey istenmedi!” dese de, artık neredeyse sınıra gelen “sabır” noktasında çıktı Spartak Trnava maçına…

Bu maç mutlaka kazanılmalıydı. Bu hem takımın toparlanması, hem de değişimin altında imzası bulunan Başkan Ali Koç’un elinin güçlenmesi için gerekliydi.

Cocu da bu hedefle, takımı maça hazırladı.

“İsla sen şurada, Ayew sen şöyle, Slimani, buralarda olmalısın” özeliyle futbolculara taktikler de verildi. (Dış dünyaya kapalı antrenmanları tabi ki izlemedik, bizimki yalnızca tahmin)

Ve kadro açıklandı…

Philip Cocu, “yine” kazanmak adına rotasyon yaptı. Skrtel sakatlığı geçtiği için, İsla, Şener’den daha verimli olacak umuduyla, Frey Erzurumsporluların, “Bizim listemizde beşinci adamdı, almadık” sözlerine inat sahada.

Bunların hepsi olabilir. Kadrosu geniştir. Seçenekleri değerlendirebilir bir teknik direktör. İsimler bazında eleştirilemez.

Ancak, bir teknik direktörün sahaya sürdüğü “oyuncu yapısı” bazında eleştirilir ve eleştirilmelidir.

Çalıştırıcılar, antrenmanlarda ne derse desinler, sahaya çıkarttıkları kadro, onların asıl niyetlerini ortaya koyar. Futbolcu da bunu anlar, maç öncesi taktiğe bakmaz, kadroya göre oynar. Ötesi, eskilerin deyimi ile laf-ü güzaf’tır… Yani, boş lakırdıdır…

Cocu, takımın mutlak kazanması gereken karşılaşmada, orta alana Benzia gibi, hücumu seven, arayan, rakibi zorlayan, saldırgan biri yerine, (Benzia’nın riske alınamayacak bir durumu olabilir, Valbuena ya da Barış da diyebiliriz) Reyes’i koyunca;

Futbolcu, “Önce yenilmeyelim. Bir puan garanti olsun, galibiyet ballı börek” mesajını aldı.

Kimse riske girmedi. Pozisyon üretilmedi mi, üretildi. Pres yapıldı mı, yapıldı. Şut, eksik, fazla, o da var… Olmayan, yalnızca, “Her koşulda kazanırız” inancıydı…

Şut atanın aklında, “Gol olmazsa, savunmaya nasıl dönerim?” prangası vardı belki de…

Çaykur Rizespor maçı... Ev sahibi 5 pozisyonda 3 gol buldu, Fenerbahçe 17 pozisyonda, hiç… Bu da akıllarda…

İkinci yarıda bir duran topta, kaleci hatasından gelen gol ile öne geçilmesi ve güvenin tazelenmesi de kazananı haklı kılmaz.

Sonuç, derler ki, “İnsan, ne yerse odur!”…

O zaman şöyle diyebilir miyiz? “Teknik Direktör, kimi oynatıyorsa, o’dur”…

Yani, Sayın Ali Koç, bu takımdan, Philip Cocu’lu bir başarı bekliyorsanız, önce, “Cocu’nun içindeki endişeyi” ortadan kaldırmalısınız…