Makûs talihini anketlerle değiştirmeyi hedefleyen CHP, 14 Mayıs seçimleri öncesi yüzde 60’lara dayanan oy oranı ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı seçileceğine inanmıştı. Gün aşırı yandaş anket firmaları masa başı anket yayınlıyor, bu anketler de “Cumhur ittifakına şok” başlığıyla servis ediliyordu.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun açık ara farkla önde olduğu, Sayın Erdoğan’ın oylarının yüzde 35’lere düştüğü, MHP’nin oylarının eriyip bittiği yönündeki anketlerden artık bıkkınlık gelmişti. CHP tandanslı bu sözde anket firmaları Kemal Kılıçdaroğlu’nun önüne koyduğu bu anketler sayesinde yolunu buluyor, cüzdanları CHP’nin propaganda için ayırdığı paralarla şiştikçe şişiyordu. Kılıçdaroğlu’nun keyfine diyecek yoktu. Parayla da olsa yüzde 60 oyla Cumhurbaşkanı seçildiğini hayal edebiliyordu…

Kemal Kılıçdaroğlu CHP’yi ana rotasından çıkardıkça, gayrı milli politika izledikçe oyunun arttığını, anketlerde oyu arttıkça da daha çok Türkiye aleyhine politika izlediği bir çıkmaza girdi. Yüzde 60 oy alacağını düşünen Kılıçdaroğlu gayrı milli yolculuğunun doğru bir hedefe gideceğini ümit ediyordu. Anket firmalarına göre Y-CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı yüzde 60 oy alıyor, Atatürk’ün CHP’si ise artık tarihe karışıyordu.

Milletin sözüne inanmayan, sandığa güvenmeyen Kemal Kılıçdaroğlu yanında yöresinde yer alan anket firmalarının şişirme sonuçlarına itimat etmişti. Karşılıklı bir çıkar ilişkinin neticesinde sonu alınamaz bir döngü yaşanmış, anket sonuçlarında Kılıçdaroğlu kazandıkça anket firmaları da maddi kazanç elde etmeye başlamıştı. “Kazan-kazan” ilişkisi seçim sonrası yerini “biz ne yaptık ağam” psikolojisine bıraktı.

28 Mayıs seçim sonuçlarının faturasını yandaş anket firmalarına kesen Kılıçdaroğlu, “Bütün anket firmaları kazanacağımızı söylüyordu biz de kazanacağımıza inanıyorduk” dedi.

Artık iş işten geçmiş, anket firmaları ortalıktan kaybolmuş, geriye ise CHP’de Genel Başkanlık koltuğunun sallandığı, parti içi değişim tartışmalarının alevlendiği, “başarısızlık” hikâyelerinin dilden dile yayıldığı bir süreç başlamıştı…

CHP’nin algıcılarının sabahtan akşama kadar “kazanıyoruz” müzikalini seslendiren çalgıcılar olduğu geçte olsa anlaşılmıştı.

Sayılarla arası son derece iyi olan Kemal Kılıçdaroğlu’nun anketin rakamlarına meylinin ağır faturası ancak haciz yoluyla karşılanabilirdi. Parti içi değişim taraftarları da o yolu tercih etti…

“Kaldıramıyorsak, indirelim” yöntemi için gizli toplantılar yapıldı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun organize ettiği toplantıların sayısı 200’ü buldu.

Partide yapılan değişimleri yetersiz görenler “Kim değişsin?” sorusuna her defasında “Kemal Kılıçdaroğlu” cevabını verdiler. “Yerine kim geçsin?” sorusunda yaşanan tıkanmayı ise bir türlü neticelendiremediler.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun sonunu hazırlayan, ona haddinden fazla özgüven yükleyerek ayaklarını yerden kesen anket firmalarına tekrar görev düştü. Sıra, parti içi muhalefetin ayaklarını yerden kesmeye geldi.

Yapılan ankette, “Şayet Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlıktan ayrılır/ istifa ederse kimi CHP Genel Başkanı olarak görmek isterseniz?” diye soruldu. Sonuçlara göre; Ekrem İmamoğlu %31.6, Mansur Yavaş %15.5, Özgür Özel %8.4 oy aldı.

Kemal Kılıçdaroğlu kendine karşı kullanılan şişirme anket silahını şimdi değişim isteyenlere karşı çekti.

Harcanacak ilk üç isim böylelikle kamuoyuna deklare edilmiş oldu…