YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u hedef alan “Son 10 güne 2 gün kaldı. Ben son uyarımı yapayım. Fahrettin Altun, Serhat ve ekip arkadaşları Çağatay ile Evren; anlaşmaya çalıştığınız dark web dünyası, sizi yabancı istihbaratın eline düşürür. Cambridge Analytica'cılık oynamak sizin kapasitenizi aşar çocuklar. SON UYARIMDIR!” açıklamasını yaptı. Bu açıklama karşısında kamuoyunun ortak kanaati “Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve ekibinin yediği haltlar var, bunların ortaya çıkmasından korktukları için ön almaya çalışıyor” şeklinde olmuştur. Zaten daha sonra CHP’li yöneticiler, CHP medyası “CHP ile ilgili sahte ses kayıtları ve videolar hazırlıyorlar” şeklinde bir savunmaya geçtiler.

CHP’nin en geveze ismi Özgür Özel’in, "Seçime son günler kala deepfake yöntemiyle sahte video ve ses kaydı çıkarılabileceğini" işaret etmesi CHP’nin en üst düzeyde bir beklenti içinde olduğunu ve bunun kaygısını yaşadıklarını gösteriyor.

Aslında CHP’nin yaşadığı bu korkuyu fişekleyen geçtiğimiz yıllarda CHP’li gazeteci Mine Kırıkkanat olmuştu. İki yıl önce bir televizyon programında şunları söylemişti:

"Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatını bitirecek bir dosya var."

"Ne olduğunu söyleyemeyeceğim, başım derde girer."

"Çok can alıcı, çok yıkıcı bir dosya..."

Böyle bir iddiayı iktidarın mensubu bir gazeteci, bir yetkili dile getirmedi. Bu iddiayı AK Parti ve MHP’den nefret eden, CHP ve ittifak kuyruklarına kalemi ve diliyle çalışan Mine Kırıkkanat gibi birinin ifadesi etmesi konunun ciddiyetini daha çok artırıyor. Mine Kırıkkanat’ın anlatırken dosyanın dehşetini kelimelerine ve mimiklerine yansıtması da dikkat çekmektedir.

Elbette bizler ne olduğunu bilmiyoruz. Ya Mine Kırıkkanat bu durumu CHP’ye aktardı oradan biliyorlar ya da CHP kendi yaptığı haltı biliyor ki, ön alma telaşına girdi.

“CHP şunu yapmış” dendiğinde bu ülkede şaşıracak kimse var mı? CHP her şeye müsait bir partidir. O yüzden CHP’nin terör örgütlerinin tamamıyla olan ilişkileri, CHP’li belediyelerde kurulan vurgun düzeni, gayrimilli politikaları canlı tutmak için emperyalist devletlerle kurmuş olduğu gönül köprüsü, CHP içindeki bin bir çeşit sapkınlık CHP’de şaşırmayacağımız dosyaları oluşturmuş olabilir.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun geçtiğimiz günlerde "6'lı masanın ilk toplantısını toplantıdan çıkan bilgi notlarını, Ünal Çeviköz'le birlikte AB ülkesinin Büyükelçisine adam gönderip redakte ettirdiler. Ses kayıtları da var" şeklinde ifade ettiği konu da bunlara güncel bir örnek olmuştur. Sayın Soylu daha önce de “Kemal Kılıçdaroğlu’nun Fethullah Gülen ile telefonda görüştüğünü” ifade etmişti. Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile ittifak yapacak kadar düşen Kemal Kılıçdaroğlu’nun her türlü ihanet içinden çıkacak olması herkese normal gelecek bir durumdur.

Bakalım önümüzdeki günler neler yaşanacak? Ülkemiz üzerinde oynanan her türlü ihanet ortaya çıkarılsın. Ama sahte ses, video kayıtlarıyla, belden aşağı itibarsızlaştırma tezgâhlarıyla yol almaya çalışan kim olursa olsun toplum bunlara itibar etmemelidir. Çünkü böyle bir yol herkesi vurabilecek ahlaksız bir yöntem olmaktadır. Ama gerçeği-yalanı birbirinden ayıracak bilim, teknoloji ve güçlü kanaat bu toplumda mevcuttur. CHP’nin korkusu da bu olsa gerek. CHP koro hâlinde “izlemeyin, bakmayın, yol vermeyin, itibar etmeyin” diyor. Çok büyük bir telaş var çok…

Editör: Bilge Güler