Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
27°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türkgün Gündem Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yatay mimariden taviz vermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yatay mimariden taviz vermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yatay mimariden taviz vermeyeceğiz. TOKİ'nin inşa edeceği konutlar zemin artı 3 veya 4 katlı. 3 oda 1 salon olarak yapılarak hak sahiplerine verilecektir" dedi.

4 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yatay mimariden taviz vermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Toplantısı'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti;

Milletçe 6 Şubat'ta yaşadığımız iki depremin devamında gelen 12 bin artçı sarsıntının etkilerini yaşadığımız sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz. Depremler 11 şehirde büyük can kayıplarına ve ağır yıkımlara yol açtı. Hayatını kaybeden 45 binin üzerindeki her bir vatandaşımızın, yaralanan 115 bin insanımızın acısı yüreklerimizdedir. Yaklaşık 14 milyon insanımızın hayatını doğrudan etkileyen, bunların 3,5 milyonunun ülkemizin diğer yerlerine göç etmesine yol açan bu felaketin yaralarını sarmak için gece gündüz çalışıyoruz.

Arama kurtarma işlemlerini, enkaz kaldırma faaliyetleri onu da yeniden inşa ve ihya çalışmaları takip ediyor. Hasar tespit çalışmaları bitince şehirlerimizde yapacağımız yeni konutların ve köy evlerinin sayıları netleşecek. Şu anda yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı 214 bin binada 608 bin bağımsız bölüm belirledik. Depremzede vatandaşlarımızı şimdilik çadır kentlerde, konteyner kentlerde, yurtlarda, otellerde misafir ediyoruz. Ayrıca köylerine ve diğer şehirlerde kiraladıkları veya kendilerine tahsis edilen evlere giden çok sayıda vatandaşımız da var.

"ŞEHİRLERİMİZİN YÖNÜNÜ OVALARDAN DAĞLARA, ZEMİNİ SAĞLAM YERLERE DÖNDÜRÜYORUZ"

Bu kadar büyük bir yıkım karşısında hayatı süratle normalleştirmek için önce insanlarımızın temel ihtiyaçlarını karşılamamız şart. İlk anda bu ihtiyaçlar arama kurtarma yardım ekibiydi. Bunu ekmek, çorba su gibi gıda tedariki ihtiyacı takip etti. Hemen ardından battaniye, giyecek, çadır, konteyner gibi barınma ihtiyacı geldi. Depremin ilk iki haftası geride kaldığında kalıcı barınma ihtiyacını süratle giderecek adımları atma mecburiyeti ile karşı karşıyaydık. Bu arada NATO'dan gelen gerçekten çok çok kalite bunun yanında benzer İsviçre'den gelen çadırlar bunlar kompleks halinde burada yerini aldı. Bunun için zemin ve etüd çalışmaları bitmiş projelerden başlayarak hızla yeni konutların, yeni yaşam alanlarının inşasına başladık. Yeni yerleşimleri planlarken şehirlerimizin yönünü mümkün olduğu kadar ovalardan dağlara, zemini sağlam yerlere döndürüyoruz.

Kadim şehir yerleşimlerimizi ise tarihi ve kültürel varlıklarımızı da yaşatacak aynı zamanda afetlere karşı güçlendirecek bir anlayışla ihya etmeyi hedefliyoruz. Yatay mimariden taviz vermeyeceğiz. TOKİ'nin inşa edeceği konutlar zemin artı 3 veya 4 katlı. 3 oda 1 salon olarak yapılarak hak sahiplerine verilecektir. Yerinde ihya edilebilecek alanlarda da düşük yoğunluk, düşük kat ve güvenlik önceliğimiz olacaktır. Elbette yeni yerleşim yerlerini belirlerken bilim insanlarımızın, mimarlarımızın, mühendislerimizin, şehir planlayıcılarımızın, onlarla birlikte yöre halkının görüşlerine göre hareket ediyoruz. Ancak acil işleri yaparken ülkemizi daha bütüncül bir afet hazırlığı ve yönetimi sistemine kavuşturacak vizyonu da ihmal etmemek gerekiyor.

"AFET KAVRAMI ALTINDA TOPLANABİLECEK TÜM TEHLİKE VE TEHDİTLERİ BİRLİKTE DEĞERLENDİRMELİYİZ"

Bugünkü toplantımızın gayesi ülkemizi Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli olarak tasavvur ettiğimiz işte böyle bir perspektife kavuşturacak sürecin fikri zeminini oluşturmaktır. Bu yaklaşımı oluştururken Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu afet kavramı altında toplanabilecek tüm tehlike ve tehditleri birlikte değerlendirmeliyiz. Deprem bunlardan biridir. Aynı şekilde sel, yangın, heyelan, kuraklık gibi diğer doğal afetleri de buna eklemeliyiz. Yetmez ayrıca salgın hastalıktan teröre, sığınmacı akınlarından ekonomik krizlere diğer unsurları da buna ilave etmeliyiz. Hiç şüphesiz yaşadığımız jeopolitiğin dayattığı terör, savaş, sosyal kaos gibi hususları da hesaba katmalıyız.

Özetle ülkemizin ve milletimizin varlığını, hayatını, geleceğini tehdit eden her krizi bir afet olarak görmek, öncesi ve sonrası ile tedbirlerimizi buna göre düşünmek kanaatindeyim. Devletin bekasını vatandaşımızın bekası ile bütünleştiren böyle bir yaklaşımın siyaset üstü bir afet yönetimi için en doğru yol olduğuna inanıyorum. Hiç şüphesiz aslonan sizlerin değerlendirmeleri, analizleri, tespitleri, teklifleridir. Şu ana kadar 11 vilayetin tamamını iki kez dolaşma fırsatı buldum. Bakan arkadaşlarımın hemen hemen her ilde bir koordinatörlük görevi var. Bakanlarımın içerisinde bir kez, iki kez, üç kez bu illeri dolaşan görevli koordinatör Bakan arkadaşlarım var. Bunun yanında valiler olarak da birçok ilde asgari bir, iki, üç vali görev yapmakta. Onlar bu görevlerini sürdürüyor. Bir de özellikle belediye başkanlarımızdan şu anda gerek büyükşehir belediye başkanlarımız, gerek il ilçe belediye başkanlarımız, kardeş belediye başkanlarımız olarak ilan ettiğimiz yerlerde onlar ayrıca görevlerini sürdürmektedir

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Gizemli hastalık 'Şey'in sırrı bir türlü çözülemiyor... ABD istihbarat kurumlarından olay yaratan rapor!

Gizemli hastalık 'Şey'in sırrı bir türlü çözülemiyor... ABD istihbarat kurumlarından olay yaratan rapor!