Yeraltındaki odanın bir avantajı da köpek, çakal gibi hayvanları cenazeden uzak tutmasıydı.
Nihayetinde tahnit edilmiş cenaze bu odadan alınarak yer üstüne çıkarılıyor, din adamları ve merhumun yakınları eşliğinde tören yapılıyordu. Ardında tekrar yer altına götürülen mumya daha da derindeki gömü odasına yerleştiriliyordu.
Dr. Ikram, Mumyalama sürecine dair geçmiş bilgilerimizin kaynağının mumyaların ve bandajların üzerindeki kalıntıların analizi olduğunu da sözlerine ekledi.
Diğer yandan araştırmada, Klasik Mısır metinleri ile Herodot ve Diodoros gibi Yunan yazarların eserlerinin de tahnit işlemine dair ipuçları sunduğu vurgulandı.
YAĞMUR ORMANLARINDAN GELEN MALZEMELER BULUNDU
Tübingen Üniversitesi Biymoleküler Arkeoloji bölümü araştırmacılarından Maxime Rageot ile Kahire Ulusal Araştırma Merkezi'nden bir ekip, gaz kromatografisi kütle spektrometresi adı verilen bir kimyasal test tekniğini kullanarak, kavanozların içinden çıkan maddeleri analiz etti.
Dr. Rageot, kavanozları matkapla delerek içlerindeki maddelerden örnekler aldıklarını belirtti. Toz halindeki bu maddeler önce çeşitli kimyasal sıvılarla karıştırıldı ardından da gaz kromatografisi kütle spektrometresi cihazı yardımıyla gaz haline getirildi.
Bu işlem sırasında maddenin içeriğindeki farklı moleküller birbirinden ayrıldı. Bu sayede araştırmacılar molekül yapısını inceleme ve maddenin kaynağını tespit etme şansını elde etti.
Asıl şaşırtıcı sonuçlar da bu noktada elde edildi. Zira kavanozlardaki maddelerin çoğunluğu Mısır'da bulunamayacak, Akdeniz havzasının başka bölgelerinde yetişen bitkilerden elde edilmişti.
Hatta elemi reçinesi gibi bazı maddelerin kaynağı olan ağaçlar ancak Afrika ve Asya'da bulunan yağmur ormanlarında yetişebiliyordu.
Dr. Ikram, "O dönemde ticaret yapıldığını biliyorduk ama bu maddeler, ticaret ağlarına dair bilgimizin kapsamını genişletti. Çünkü bu tür maddelerin bu kadar uzak coğrafyalardan Mısır'a ithal edilebildiğini daha önce bilmiyorduk" diye konuştu.