Kanada’da yapılan araştırmalara dikkat çeken Kesebir,
“Günde 3 saat ve üzeri ekrana maruz kalan çocuklarda dil gecikmesi riski anlamlı düzeyde artıyor. Her 30 dakikalık ek ekran süresi, 18 aylık çocuklarda ifade edici dil gecikmesi riskini 2-3 kat artırıyor. ‘Biraz daha çizgi film izlesin’ denilen her ek süre bile olumsuz etki yaratabiliyor”
dedi.
Kesebir, uzun süreli ekran kullanımının kelime öğrenme güçlüğü, dikkat dağınıklığı ve oyunda sürdürülebilirlik sorunlarını da tetiklediğine dikkat çekti. Klinik deneyimlerinden örnek veren Kesebir, “Ekrana uzun süre maruz kalan çocuklar göz teması kurmakta, karşılıklı sohbet başlatıp sürdürmekte, jest ve mimiklerle kendini ifade etmekte ve oyuna sözel katılmakta güçlük yaşayabiliyor. Ekran süresi arttıkça, doğal etkileşim zamanı azalıyor ve dil gelişimi olumsuz etkileniyor” ifadelerini kullandı.

Ekran Kullanımında Ailelere Öneriler
Kesebir, ailelere çocuklarda ekran kullanımını sınırlamaları gerektiğini belirterek, şunları önerdi:
“2 yaş altı çocuklarda ekran kullanımını mümkün olduğunca sınırlandırın. 2-5 yaş arası çocuklarda günlük ekran süresi yaklaşık 1 saat olmalı ve ebeveyn eşliğinde izlenmeli. Yemek saatleri, uyku öncesi ve ortak oyun zamanları ekransız alanlar olarak korunmalı; arka planda sürekli açık televizyon ve tablet kullanımından kaçınılmalı.”
Kesebir, dil gecikmesi belirtileri görülen çocuklarda uzmana başvurmanın önemine de değinerek, “18’inci ayda anlamlı sözcük yoksa, 24’üncü ayda 50’den az sözcük kullanılıyorsa, 30-36 ayda iki sözcüklü basit cümleler kurulamazsa veya çocuk söylenenleri anlamakta güçlük çekiyorsa, dil ve konuşma terapistine başvurulmalı. Çocuklar dili ekrandan değil, ilişkiden öğrenir. Erken tanı, doğru terapi ve ailenin aktif desteğiyle süreç olumlu yönde değişebilir” ifadelerini kullandı.