Daha önce yazacaktım, araya siyasi gündem girdi. Gaziantep’te, oturdukları sitenin bahçesinde oynarken pitbull cinsi 2 köpeğin saldırısında yaralanan 4 yaşındaki Asiye Ateş’in babası, kızının hayatını tehlikeye sokan olaydaki sorumluların hesap vermesini istediği için çalıştığı site yönetimi tarafından işinden kovulmuştu.

Sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devreye girmesiyle ailenin yaşadığı tüm mağduriyetler giderildi. Olayda sorumlulukları bulunanların yargılanma süreci başladı, Asiye’nin babasına yeni bir iş ve aileye kalacak yer tahsis edildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan toplum vicdanını sızlatan bu olaya müdahil olarak sorumlu bir devlet başkanının yapması gerekeni yapmıştır ve mağdur insanların yanında durmuştur. Fakat kamuoyunun radarına takılmayan, hiçbir yerde gündeme bile gelmeyen öyle büyük haksızlıklar var ki bunlar artık hayatın olağan akışının bir parçası oldu.

İşgal ettikleri makam ve mevkilerin gücüyle insanların kaderlerine yön verme kudretine sahip olduklarını düşünenlerin sayısı öyle çok arttı ki, insanlığın utancı olan ve asırlar önce kaldırılan kölelik müessesi, modern biçimler alarak toplum ilişkilerine yön vermeyi sürdürüyor.

Haberciliğin sansasyonel yönünü anlatan başlıca metaforlardan birisi, köpeğin insanı ısırmasının değil, insanın köpeği ısırmasının haber olduğudur. Bu örnekte de Asiye’nin babası sorumluların yargıya hesap vermesini istediğinde ekmek kapısından edilmese, bir yaptırımla karşılaşmasa, o zaman anormal, sıra dışı bir durum olacaktı.

Mesela bu olayda Asiye köpeklerden uzak durmasını öğrendiği kadar, haklı olduğunda bile ses çıkarmanın, muhakkak bir yaptırım, cezaya tabi olabileceğine ilişkin oldukça çirkin bir mesajı da aldı. Bu mesajı ona toplum olarak biz verdik, her gün veriyoruz.

Geçtiğimiz gün medyaya yansıyan haberde, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun metro istasyonunda adres sorarken kendisini tanımadığı ve yeterli alakayı göstermediği için bir güvenlik görevlisinin işten kovulmasına sebep olması, aynı hadisenin aktör değişikliğiyle yeniden sahnelenmesidir.

PKK’lı teröristlerin SİHA’yla vurulmasına “insaniyet namına” karşı çıkan Sezgin Tanrıkulu, Ekrem İmamoğlu’yla olan yakınlığını kullanarak bir güvenlik görevlisinin işinden ve ekmeğinden olmasına neden oldu.

Sebebi, güvenlik görevlisinin onu tanımaması, yani tanıyıp da gereken iltiması göstermemesi!

Aslında güvenlik görevlisinin daha çok PKK’nın TV kanallarında arzı endam eden Sezgin Tanrıkulu’nu tanımaması gayet anlaşılabilir bir durum.

Tanrıkulu güvenlik görevlisine “Sen AK Parti döneminden kalan güvenliklerdensin galiba” diyerek de CHP’li belediyelerde ideolojik sebeplerle gerçekleşen işçi kıyımlarını doğrulayan bir örnek sundu. Böylece “Hiç kimsenin işine ve emeğine dokunmayacağız” diyen Ekrem İmamoğlu’nun bir yalanı daha ortaya döküldü.

İşçinin ve emekçinin suiistimalinde mangalda kül bırakmayan solcuların gerçek yüzü bu işte…

Bunlara müzahir sol basın organları da Sezgin Tanrıkulu’nun sebep olduğu bu haksızlığı eleştirmek yerine, tek derdi ailesinin geçimi olan bir insanı makam ve mevki egosunu tatmin etmek için ekmeğinden eden Tanrıkulu’na arka çıkan haberler yaptılar.

Bir iktidara gelseler, daha neler yapacaklar…